Yasanın 195.maddesine göre de; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Aynı Yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....
Davalının gerçekleşen eylemi, terk olduğuna ve başkaca bir fiili kanıtlanmadığına göre, bu olay tek başına evlilik birliğine temelinden sarsar nitelikte bir kusur olarak görülemez.Bu bakımdan davalının kusurlu olduğunun tespiti isabetsizdir. Kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun görüşüne katılamıyorum....
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı kadın tarafından erkeğe yüklenen aşağılama ve dışlama vakıaları kanıtlanamamış ise de; davalının kasten öldürmeye teşebbüs ve kasten yaralama suçlarından dolayı uzun süreli hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olduğu, bunun sonucu olarak evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getiremeyeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı kadın dava açmakta haklı olup, evlilik birliği sarsılmıştır. Bu durumda, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.03.2017 (Prş.)...
I hükmüne göre aile mahkemesi hakiminin müdahalesi 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi: I. Cilt, (TMK. m. 1-351), Ankara 2004 , II. Cilt, (TMK. m. 352-1030) Ankara 2004, Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 1102-1003) istenebilir; -Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin (TMK. m. 185-186) yerine getirilmemesi, -Evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi. O halde davacı eş TMK. m. 195 f. I hükmüne göre aile mahkemesi hakiminin müdahalesini isteyecektir. “Müşterek konutla ilgili taraflar arasında anlaşma sağlanmamıştır. Bu konuda anlaşma sağlanmadan veya Türk Medeni Kanununun 195. maddesi gereğince müşterek konut aile mahkemesi hakimince belirlenmeden, ihtilaflı olan konuta davet hukuki sonuç doğurmaz.” Y2HD, 24.06.2004, 7274-8382. Çağrı yapılacak konutun belirlenmesi konusundaki çekişme değerli çoğunluğun düşüncesinin aksine “ihtardan önce” çözümlenecektir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece davalı-karşı davacı (kadın) tamamen kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı (kadın)'ın, aşırı kıskanç olduğu, eşine sürekli ağır hakaretlerde bulunduğu ve aşağıladığı, buna karşılık davacı-karşı davalı (koca)'nın da, ortak konutu terk ederek birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı ve eşine “eşyalarını alıp, evden ayrılmasını" söyleyerek müşterek konuttan kovduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylar karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı (kadın)'ın ağır kusurlu olduğunun, evlilik birliğinin devamında taraflar bakımından yarar kalmadığının ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmiş bulunduğunun kabulü gerekir....
Evlilik birliğinin korunması ve devamının sağlanması için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gereken bazı ortak giderler mevcuttur. TMK'nın 195.maddesinde, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşlerin ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilecekleri hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....
Dava, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı davacı eş yönünden tedbir nafakası istemine ilişkindir. 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın, 197.maddesine göre de; Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Davada; davacı için, ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak, tedbir nafakası istenmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalının evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği gibi eşine fiziki şiddet uyguladığı, davacının da güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmış olup, gerçekleşen bu olaylara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının, davacıya oranla daha fazla kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmeyen davalı kocanın evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.03.2009 (Salı)...
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin evlilik birliğinin gerektirdiği görevlerini yerine getirmediği, eşine hakaret ettiği, davacı kadının ise babasının evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır....