"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Uyuşmazlık, evlilik birliğine dayalı eşya alacağına ilişkindir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 8.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
TMK'nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Somut olayda; davacı, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı olarak tedbir nafakası istemektedir. Davalı (koca) tarafından açılan boşanma davası, davacı (kadına) atfı kabil bir kusur bulunmadığından redle sonuçlanmıştır....
KARŞI OY YAZISI Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de, Dairemizin 06.05.2009 günlü ilamı ile davalı kocanın "evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği" için boşanmalarına karar verilmesi istenilmiş yerel mahkeme bozma kararına uyarak boşanma kararı vermiştir.Uyulan bozma ilamına göre boşanma sebebi davalı kocanın "evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği" olup bu olgunun manevi tazminat gerektirmediği de açıktır.Davalı kocanın bozma ilamından önce başka bir kadınla nişanlanması olgusu gerçek olsa bile bu olay bozma ilamında kusur olarak yer almadığı halde, bozma ilamını boşanma sebepleri bağlamında genişleten değerli çoğunluk görüşüne katılmam mümkün değildir....
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. TMK.nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalının az da olsa kusurlu bulunması gerekir. İlk derece mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davalı kadın eşin "evlendikten sonra pişman olduğu ve gitmek istediği şeklinde sözler söylediğinden evlilik birliğine karşı olan yükümlülüğünü ihlal etmek" suretiyle sebebiyet verdiğinden kadın eşin az da olsa kusurunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosyaya uygun değildir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2021 NUMARASI : 2021/310 ESAS-2021/341 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğine Hakimin Müdahalesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların yaklaşık 2 yıldır evli olduklarını, davalının 5 yaşındayken trafik kazası geçirdiğini, kendisinde gerek fiziksel engellilik, gerek ruhsal hastalık şeklinde kalıcı hasarlar meydana geldiğini, epilepsi, mental ratardasyon, psikoz tanısı konulduğunu, bu hastalıklar sebebiyle yaptığı işlemlerin sonuçlarını idrak etmekte zayıflık gösterip ihtiyacı olmadığı halde harcamalar yaptığını, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, aile gelirlerini iyi idare edemediğini, kontrolsüz harcamaları nedeniyle ailenin ekonomik bütünlüğünü tehlikeye soktuğunu belirterek, davalının taşınmaz-taşınır...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2016 NUMARASI : 2015/766 ESAS 2016/1947 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğine Hakimin Müdahalesi KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1979 yılında evlendiklerini, müşterek iki reşit çocuklarının bulunduğunu, davalının maddi ve manevi olarak müvekkilini ihmal ettiğini ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, davalı adına kayıtlı iki taşınmaz ve bir araç için de davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını, banka hesaplarına bloke konulmasını ve tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, sorumluluklarını bildiğini ve evinin geçimini sağladığını belirterek davanın reddine, konulan tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2021 NUMARASI : 2021/310 ESAS-2021/341 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğine Hakimin Müdahalesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların yaklaşık 2 yıldır evli olduklarını, davalının 5 yaşındayken trafik kazası geçirdiğini, kendisinde gerek fiziksel engellilik, gerek ruhsal hastalık şeklinde kalıcı hasarlar meydana geldiğini, epilepsi, mental ratardasyon, psikoz tanısı konulduğunu, bu hastalıklar sebebiyle yaptığı işlemlerin sonuçlarını idrak etmekte zayıflık gösterip ihtiyacı olmadığı halde harcamalar yaptığını, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, aile gelirlerini iyi idare edemediğini, kontrolsüz harcamaları nedeniyle ailenin ekonomik bütünlüğünü tehlikeye soktuğunu belirterek, davalının taşınmaz-taşınır...
Dinlenen tanık beyanları ve dosya içeriği ile; davalı-b.davacı kocanın annesinin davacı-davalı kadına hakaret sözleri söylediği, evlilik birliğine müdahale ettiği, kocanın kadının telefon görüşmelerini izni olmaksızın kayıt altına alarak özel hayatının gizliliğini ihlal ettiği, kadının ise kendi ailesinin evlilik birliğine müdahale etmesine izin verdiği, müşterek çocuğun bakımını ihmal ettiği ve eşine yemek hazırlamadığı anlaşılmaktadır. Bu kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-b.davacı koca ağır, davacı-b.davalı kadın ise hafif kusurludur....
I hükmüne göre aile mahkemesi hakiminin müdahalesi (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi: I. Cilt, (TMK. m. 1-351), Ankara 2004 , II. Cilt, (TMK. m. 352-1030) Ankara 2004, Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 1102-1003) istenebilir; - Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin (TMK. m. 185-186) yerine getirilmemesi, - Evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi. O halde davacı eş TMK. m. 195 f. I hükmüne göre aile mahkemesi hakiminin müdahalesini isteyecektir. “Müşterek konutla ilgili taraflar arasında anlaşma sağlanmamıştır. Bu konuda anlaşma sağlanmadan veya Türk Medeni Kanununun 195. maddesi gereğince müşterek konut aile mahkemesi hakimince belirlenmeden, ihtilaflı olan konuta davet hukuki sonuç doğurmaz.” Y2HD, 24.06.2004, 7274-8382....
ın evlilik birliğine kattığı malların haciz tehditi altında bulunduğunu belirterek müvekkili ...'ın borçlu olmadığının tespitine, evlilik birliğine ait mallar açısından takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, senedin davacı ...'ın müdürü olduğu ... Lojistik Ticaret Lmt şirketinin borcu için düzenlendiğini, TBK 584.maddesine eklenen fıkra ile istisnai durumlarda kefil olma durumunun eş rızasına bağlı olmaktan çıkarıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, kefalete ilişkin TBK'nın 584. maddesindeki düzenlemenin bonolar açısından uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın davacı ... yönünden esastan reddine, diğer davacı ... yönünden ise, senette ve takipte borçlu olmaması nedeniyle aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....