Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davalı kocanın evlilik birliği gereklerini yerine getirmediği eşine hakaret ve şiddet uyguladığı ileri sürülerek ayrı yaşamada haklılık nedeniyle tedbir nafakası istenilmiş; mahkemece, ayrı yaşamada haklılık ispat edilemediği ve taraflar arasındaki boşanma davasında tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.4721 sayılı TMK. nun 195. maddesi uyarınca; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler....
Yasanın 195.maddesine göre de; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Aynı Yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Bu durumda, hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya ilişkin önlemi alır. Eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi durumunda da diğer eş parasal katkı talebinde bulunabilir. Somut olayda, davalı eş 6 yıldır evinden ayrı yaşamakta olup, bu süre zarfında evin giderlerine katkıda bulunduğunu ispat edememiştir....
TMK'nun 195.maddesi gereğince; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. TMK’nun 197.maddesine göre; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK. md. 186/son)....
TMK'nın 195.maddesinde; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşlerin ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilecekleri hükme bağlanmıştır. Ancak yasal olmayan fiili beraberliklerde, birlikte yaşayanların birbirlerine karşı nafaka yükümlülüğü bulunmamaktadır. Dosyadaki tanıklar beyanlarında davacı ile davalının 20 yıldır evlilik dışı birliktelik yaşadığını söylemiştir. İncelenen nüfus kayıtlarında davacı ile davalı evli olarak görünmemektedir. Tanık beyanları ve nüfus kayıt örnekleri incelendiğinde tarafların evlilik dışı ilişki yaşadığı anlaşılmaktadır. Yasal olmayan fiili beraberliklerde, birlikte yaşayanların birbirlerine karşı nafaka yükümlülüğü bulunmamaktadır. Mahkemece, bu husus gözetilmeden, davacı yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
TMK'nun 195.maddesi gereğince, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı Yasa'nın, 197.maddesine göre; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK. md. 186/son)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı-davalı (koca)'nın, eşini istemediğini söylemesine, birlik görevlerini yerine getirmemesine ve evlilik birliğine ailesinin müdahalesine sessiz kalmasına karşılık, davalı-davacı (kadın)'ın da birlik görevlerini yerine getirmediği, evlilik birliğine ailesinin müdahalesine sessiz kaldığı, eşinin ailesini istemediğini söylediği, eşinin annesine “kadın” şeklinde hitap ederek ve yalancılıkla suçlayarak saygısız davranışlarda bulunduğu, yine eşinin babasına da “ne mezhebi geniş insanlarmışsınız” dediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylar karşısında davacı-davalı (koca) da dava açmakta haklı olup onun davasının da kabulü gerekir....
Yargıtay 2.HD.nin 20.06.2022 gün ve 2022/3428 E-2022/6006 K.sayılı ilamı ile özetle"...davalı-davacı erkeğin hakimin evlilik birliğine müdahalesi istemine dair davada kadın yararına hükmedilen vekalet ücreti yönünden bu yöne ilişkin hüküm davalı-davacı erkek tarafından istinaf edilmediğinden temyiz dilekçesinin reddine,yine davacı-davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle "kısmen bozulmasına,sair hususlara ilişkin kararın onanmasına karar verilmiş,dairemizce duruşmalı yapılan inceleme sonucu bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. GEREKÇE : Davalar;Kadının davasında tedbir nafakası-hakimin müdahalesi-tasarruf yetkisinin sınırlandırılması-erkeğin karşı davasında ise temelden sarsılmaya dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir....
Yargıtay 2.HD.nin 20.06.2022 gün ve 2022/3428 E-2022/6006 K.sayılı ilamı ile özetle"...davalı-davacı erkeğin hakimin evlilik birliğine müdahalesi istemine dair davada kadın yararına hükmedilen vekalet ücreti yönünden bu yöne ilişkin hüküm davalı-davacı erkek tarafından istinaf edilmediğinden temyiz dilekçesinin reddine,yine davacı-davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle "kısmen bozulmasına,sair hususlara ilişkin kararın onanmasına karar verilmiş,dairemizce duruşmalı yapılan inceleme sonucu bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. GEREKÇE : Davalar;Kadının davasında tedbir nafakası-hakimin müdahalesi-tasarruf yetkisinin sınırlandırılması-erkeğin karşı davasında ise temelden sarsılmaya dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafların ikinci evlilikleri olup 28/12/2018 tarihinde görücü usulü ile evlendiklerini, bu evlilikten müşterek çocukları bulunmadığını, davacının, hiçbir haklı sebebi bulunmadan 2020 yılının Haziran ayında müşterek konutu terk ettiğini, müvekkilin eve gelmesini teklif etmesine karşı, davacı eş olumsuz yanıt vermek suretiyle de birlikte yaşamaktan kaçındığını, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının kök ailesinden kopamadığını, annesiyle ve kız kardeşiyle sık sık telefon görüşmeleri yaptığını, bu durumun davacının kök ailesinin, tarafların evlilik birliğine müdahalesi sonucunu doğurduğunu, müvekkile karşı sevgisiz davranarak "seninle uyuşmuyoruz, senin yanında kendime bir gelecek görmüyorum, kendine uygun birini bul, beni unut" demeye başladığını ve eve bir daha dönmediğini, davacının, annesi ve kız kardeşinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kız kardeşinin tesirinde kalarak evlilik birliğini...
Mahkemece; “ davacının toplum içinde eşini küçük düşürüp aşağıladığı, başka bir kadın yüzünden müşterek haneyi terk edip gittiği, halen de bu kadınla birlikte yaşadığı, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği, bu sebeplerle davacının tam kusurlu olduğu, davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı” gerekçesiyle boşanma davası reddedilmiş, davalı tarafından açılan nafakaya ilişkin karşılık dava kabul edilmiştir. Davacı-davalının eşini aşağıladığı ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği yapılan soruşturma ve toplanan delillerle gerçeklemiş ise de, bunların yanında sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini kabule yeterli delil bulunmamaktadır. Bu durumda yerel mahkeme kararının gerekçesinde yer alan “ davacı-davalının başka bir kadınla birlikte yaşadığına” ilişkin kısmın gerekçeden çıkartılması suretiyle gerekçenin düzeltilmesi, sonucu itibarıyla doğru olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....