Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak nitelikte davalı erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlanıp ispatlanmadığı, kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarının az olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye mi yoksa babaya mı verilmesi gerektiği noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun 'un 166 ncı, 174 üncü, 175 inci, 182 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1- 2)davacı-karşı davalı taraf; hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden , davalı-karşı davacı taraf, kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, davacı lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 166 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 184 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı vekili tarafından 5/10/2004 tarihinde Vahit Akın aleyhine açılan boşanma davasının, taraf vekillerinin beyanı doğrultusunda kabul edildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesinde, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılabileceği öngörülmüştür....
Kararda “Evlilik birliğinin devamında taraflar açısından korunmaya değer bir yarar kalmadığı, davalının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu anlaşılmış, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar vermek gerekmiş" denilerek soyut ve yetersiz gerekçe ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararda denetime olanak verecek şekilde deliller tartışılarak ret ve üstün tutma sebepleri gösterilmemiş, vakıalarla ilgili herhangi bir tespitte bulunulmadığı gibi hükmün hangi delillere dayanılarak verildiği, hangi olayların sabit olduğu vc tarafların kusur durumu da kararda belirtilmemiştir. Açıklanan nedenlerle gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir....
Aile Mahkemesi 2018/1128 Esas sayılı dava dosyasında davacı Sakıp Avcı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....
Boşanmaya karar verilebilmesi için az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı ve evlilik birliğinin devamında bu eş ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/532 E. 2011/276 K. sayılı dosyasıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK. md. 166/1- 2) hukuksal nedenine dayalı olarak açtığı boşanma davasının yargılaması sonucu, davacının beyanlarından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabul edilmesinin mümkün olmadığından davanın reddine ilişkin kararın 08.02.2012 tarihinde kesinleştiği ve bu tarihten sonra iş bu davanın açıldığı, 25.02.2020 tarihine kadar evlilik birliğinin yeniden kurulamadığı anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki boşanma koşulları oluşmuş olduğundan,Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için, daha önce eşlerden biri tarafından açılmış ve retle sonuçlanıp kesinleşmiş bir boşanma davasının mevcudiyeti ile bu kesinleşme tarihinden itibaren en az üç yıl süreyle evlilik birliğinin yeniden kurulamamış olması gerekli ve yeterlidir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece açtıkları davanın akıl hastalığına dayalı olarak açıldığını değerlendirildiğini ancak dava dilekçesinde davalarının evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı olarak açıldığını, ilk derece mahkemesince yalnızca akıl sağlığı yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesinin yerinde olmadığını, tanık beyanları ile evlilik birliğinin sarsılmasında davalının kusurlu davranışlarının ispatlandığını ancak mahkemece bu hususların göz ardı edildiğini belirterek verilen kararın kaldırılarak, açtıkları davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK m.166/1) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlillik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir". Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir."...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kocanın alkol alarak evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediği, kazancını alkol tüketimine harcadığı, davalının eşine şiddet uyguladığı, eşini bıçakladığı, bu olay nedeniyle soruşturma yapılarak ceza davası açıldığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı ve evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve eşine şiddet uygulayan davalı kocanın tam kusurlu olduğu, davacı kadının boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin haleldar olduğu, eşinin ekonomik desteğinden mahrum kaldığı, davacı eşe yönelik fiziksel şiddetin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu, davacının çalıştığı ve düzenli bir gelirinin bulunduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davacı anneye...