İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup 23/09/2018 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının ekonomik darboğazda olduğunu hükmedilen maddi ve manevi tazminatı ödemesinin mümkün olmadığını, davacının dava açma sebebinin yaşanılan ekonomik kriz olup mahkemenin gerekçeli kararında davacının zina nedeniyle dava açamayacağını tespit ederken hüküm kısmında hem zinadan hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma kararı vermesinin doğru olmadığını bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, zina, pek fena muamele ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: " Asıl dava yönünden; Davacı birleşen dosya davalısı tarafından davalı birleşen dosya davacısı aleyhine 4721 sayılı TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının REDDİNE, Birleşen dava yönünden; Davalı birleşen dosya davacısı tarafından davacı birleşen dosya davalısı aleyhine açılan 4721 sayılı TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Samsun ili 19 Mayıs ilçesi Engiz Mahallesi/Köyü Cilt No:23, Hane No:74, BSN 90'da nüfusa kayıtlı Ali ve Hatice'den olma, 29/12/1969 Samsun doğumlu, T.C Kimlik numaralı davalı birleşen dosya davacısı T5 ile aynı yerde BSN 64'de nüfusa kayıtlı İsmet ve Hatice'den olma, 01/01/1967 Samsun doğumlu, T.C Kimlik numaralı davacı birleşen dosya davalısı T1'nın 4721 sayılı TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Davalı birleşen dosya...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARINI ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dinlenen davacı tanık anlatımları ile davalının evlilik birliği içerisinde süregelen fiziksel, ekonomik şiddetinin olduğunu, davacıyı müşterek çocuklarının gözü önünde de darp ettiği anlaşıldığını, dinlenen davalı tanık beyanları ile davacıya kusur isnat edilemeyeceğini, bu şekilde davalının kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, evlilik birliğinin devamında taraflar ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığını, ortak hayatı sürdürmelerine hukuken zorlanamayacakları anlaşıldığından davanın kabulüne, TMK.nun 166/1- 2....
Kişilerin yanında iç çamaşırlarıyla gezdiğini iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir. II. CEVAP Davalı-davacı erkek vekili karşı dava ve karşı dava cevaba cevap dilekçelerinde özetle; kadının evin temizliği ile ilgilenmediğini, eve yönelik görevlerini yerine getirmediğini, kadının gelirlerini yazdığı kitaplara verdiğini evin geçimine destek olmadığını, kadının cinsel ilişkiden kaçındığını, erkeğin hastalığı ile ilgilenmediğini, erkeğin ailesini sevmediğini, erkeğin kız kardeşini evden kovduğunu iddia ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir. III....
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin kadın eşi aldattığı, evin ihtiyaçları ile maddi ve manevi anlamda ilgilenmediği kabul edilerek tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de davacı erkek eşe izafe olunan kusurun ispatı için tanık ve mesaj deliline dayanıldığı, dosyaya ibraz edilen mesaj kayıtlarında mesajların kimin kime gönderdiğinin anlaşılamadığından delil olarak değerlendiremeyeceği, davacı kadının 27/10/2019 tarihli dilekçesinde tanık isimlerini bildirdiği, müşterek çocuklar Berna ve Hamza'nın tanık olarak isimlerinin bildirilmediğinden beyanlarının velayete esas olduğu, müşterek çocukların boşanmaya sebep olan olaylar yönünden alınan beyanlarının hükme esas alınamayacağı, buna göre kadın eş tarafından erkek eşe izafe olunan sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışların ispat edilemediği halde davalıya gözetilmemesi doğru değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kocanın işlediği iddia edilen hakaret ve tehdit suçlarına ilişkin suç tarihinin boşanma davasının açılmasından sonraki tarihe ait olmasına ve davalı kocanın eşine hakaret ve tehdit ettiği ispatlanamamış ise de eşine fiziksel şiddet uyguladığı, halen başka bir kadınla birlikte yaşadığı; böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Hakim, boşanma ve ayrılık davasının dayanağı olarak gösterilen olayların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz (TMK. m. 184/1). Hakim, evlilik birliğinin gerçekten onarılmaz şekilde temelinden sarsılıp sarsılmadığı hakkında bilgi ve kanaat sahibi olmak zorundadır. Somut olayımızda mahkeme sabit gördüğü vakıaları, tarafların kusur durumlarını Yargıtay denetimine elverişli şekilde açıklamamış ve muhtemele göre hüküm kurmuştur....
Dava, Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesinde yeralan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanmaktadır. Davacı, koca tarafından 11.11.1998 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davası; reddedilmiş karar 6.2.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Red kararında “.. davacı kocanın uzun süredir başka bir kadınla beraber yaşadığı, olayda tamamen kusurlu bulunduğu, davalıya herhangi bir kusur izafesinin mümkün bulunmadığı…” kabul edilmiştir. İşbu dava 27.04.2004 tarihinde açılmıştır. Toplanan delillerden redle sonuçlanan davadan sonra tarafların biraraya gelmedikleri, aralarında boşanmayı gerektirecek yeni bir olayın meydana gelmediği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesinin yasal unsurları oluşmamıştır. Bu durumda isteğin reddi gerekirken, yazılı olduğu gibi boşanmalarına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin temelden sarsılması (TMK.md.166/1-2) hukuki sebebine dayalıdır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesindeki anlaşmalı boşanma koşulları oluşmadan davalının, davayı kabulü hukuki sonuç doğurmaz (TMK. 184/3). Türk Medeni kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacının davası evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine ve akıl hastalığı nedenine (TMK m. 166/1 ve TMK m. 165) dayanmaktadır. Ancak mahkemece taraflar eşit kusurlu bulunarak Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 . maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş ve hüküm sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalının akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı görülmektedir. Akıl hastası olan eşin davranışları iradi kabul edilemez. İradi olmayan davranışlar sebebiyle kadına kusur yüklenemez. Böyle olunca da, kadının kusurlu olduğundan bahisle "evlilik birliğinin temelinden” sarsıldığı gerekçesiyle boşanma kararı verilemez....