Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin temelden sarsılması (TMK.md.166/1-2) hukuki sebebine dayalıdır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesindeki anlaşmalı boşanma koşulları oluşmadan davalının, davayı kabulü hukuki sonuç doğurmaz (TMK. 184/3). Türk Medeni kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....

    İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; TMK'nun 166/1- 2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı hususunun ispat edilmesi gerekir. Davacının dinletmiş olduğu tanık beyanlarının görgüye dayalı anlatımlar olmayıp, soyut ifadeler olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını kabule elverişli beyanlar olmadığı, davacı erkeğin 26/07/2021 tarihli beyan dilekçesi ile ekte sunduğu ses kaydına ilişkin CD delilinin mahkemece değerlendirilmediğini, hatalı olduğunu belirtmiş ise de, ses kaydının hukuka aykırı delil olması nedeniyle mahkemece hükme esas alınmamasında herhangi bir isabetsizlik olmadığı görülmüştür....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme HMK 'nın 355 maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; İlk derece mahkemesince, '' taraf beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığından kanıtlanmayan davanın reddine'' karar verilmiştir. TMK 166.maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir," aynı yasanın 6. maddesinde de "kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükmüne yer verilmiştir....

    CEVAP Davalı cevap dilekçesinde özetle; ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, davacının eş olarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, evlilik birliğinin son zamanlarında davacının müvekkilini evde istemediğini ve evden kovduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacının talep etmiş olduğu maddî ve manevî tazminat, tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

      Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının çocuklarını çocuk yuvasından alarak kendi öz evladı gibi büyüttüğünü, davacının beyanlarının aslı olmadığını, evlilik birliğinin üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirdiğini, eşini sevdiğini boşanmak istemediğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı-birleşen davacı kadın vekilinin dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsılmış olması ve evlilik birliğinin çekilmez hâle gelmesi sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi, nafaka, tazminat alacakları ve yargılama giderleri ile birlikte vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talep edilmiştir....

      Davacı tarafça dava dilekçesi ile "taraflar arasında geçimsizlik olduğunun, sevgi-saygı bağının kaybolduğunun, davalının geçimsiz likleri ve evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmemesi nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının" iddia edildiği, daha sonra ön inceleme duruşmasında ve 26/04/2017 tarihli dilekçe ile davacının iddialarını genişlettiği, ancak iddianın genişletilmesine davalı tarafça verilmiş açık muvafakat bulunmadığı, bu durumda istinaf edenin sıfatı göz önünde bulundurularak yapılan inceleme kapsamında, davacı tarafça dava dilekçesi ile iddia edilmeyen "psikolojik baskı kurmak, aşağılayıp hakaret etmek, gereksiz ve lüzumsuz bir şekilde kıskanç hareketler göstermek, kadını kardeşinin düğününe dahi göndermemek, eş dost ile görüşmesine müsade etmemek, bu şekilde psikolojik şiddet uygulamak" eylemlerinin davalı tarafa kusur olarak yüklenmesinin yerinde olmadığı, öte yandan her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesi ile "davalının evlilik birliğinin...

      Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmaya karar vermek için (TMK m.166/1- 2) davalının az da olsa kusurlu bulunması gerekir. Davalı için kusur sayılabilecek tüm davranışlar affedildiğine göre davalı kusursuzdur. O halde, mahkemece davacı erkek tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği yerde davanın kabulü doğru bulunmamıştır." (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 12/02/2018 tarihli 2016/11205 Esas sayılı ilamı) TMK.'nın 166/1 maddesine dayalı olarak boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik birliğinin temelinden sarsılması, ortak yaşamın çekilmez hal alması, evliliğin devamına imkan kalmaması, boşanmaya yol açan olaylarda davalının az da olsa kusurunun bulunması gerekir. Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, af niteliğinde davranışlar gerçekleşmişse evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının reddi gerekir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: " Asıl dava yönünden; Davacı birleşen dosya davalısı tarafından davalı birleşen dosya davacısı aleyhine 4721 sayılı TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının REDDİNE, Birleşen dava yönünden; Davalı birleşen dosya davacısı tarafından davacı birleşen dosya davalısı aleyhine açılan 4721 sayılı TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Samsun ili 19 Mayıs ilçesi Engiz Mahallesi/Köyü Cilt No:23, Hane No:74, BSN 90'da nüfusa kayıtlı Ali ve Hatice'den olma, 29/12/1969 Samsun doğumlu, T.C Kimlik numaralı davalı birleşen dosya davacısı T5 ile aynı yerde BSN 64'de nüfusa kayıtlı İsmet ve Hatice'den olma, 01/01/1967 Samsun doğumlu, T.C Kimlik numaralı davacı birleşen dosya davalısı T1'nın 4721 sayılı TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Davalı birleşen dosya...

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup 23/09/2018 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının ekonomik darboğazda olduğunu hükmedilen maddi ve manevi tazminatı ödemesinin mümkün olmadığını, davacının dava açma sebebinin yaşanılan ekonomik kriz olup mahkemenin gerekçeli kararında davacının zina nedeniyle dava açamayacağını tespit ederken hüküm kısmında hem zinadan hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma kararı vermesinin doğru olmadığını bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, zina, pek fena muamele ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir....

      Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin kadın eşi aldattığı, evin ihtiyaçları ile maddi ve manevi anlamda ilgilenmediği kabul edilerek tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de davacı erkek eşe izafe olunan kusurun ispatı için tanık ve mesaj deliline dayanıldığı, dosyaya ibraz edilen mesaj kayıtlarında mesajların kimin kime gönderdiğinin anlaşılamadığından delil olarak değerlendiremeyeceği, davacı kadının 27/10/2019 tarihli dilekçesinde tanık isimlerini bildirdiği, müşterek çocuklar Berna ve Hamza'nın tanık olarak isimlerinin bildirilmediğinden beyanlarının velayete esas olduğu, müşterek çocukların boşanmaya sebep olan olaylar yönünden alınan beyanlarının hükme esas alınamayacağı, buna göre kadın eş tarafından erkek eşe izafe olunan sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışların ispat edilemediği halde davalıya gözetilmemesi doğru değildir....

      UYAP Entegrasyonu