"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlilik Kaydının İptali - Ölüm Kaydının Nüfusa İşlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm yasada sayılan evlenmenin mutlak ve nisbi butlan sebebiyle iptali istemine ilişkin olmayıp, ölüm kaydının nüfusa tescili ve bir başkasının kimlik bilgileri kullanılarak gerçekleştirilen evlenmenin kayıttan silinmesi isteğine ilişkindir. Bu nitelendirmeye göre görevli daire Yargıtay 18. Hukuk Dairesidir. Ancak bu Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden, görevli hukuk dairesinin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece davacı- davalı kadının boşanma davası reddedilmiş, davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, davalı-davacı erkeğin evliliğin iptali talebi hakkında ise olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Somut olayda mahkemece yapılacak iş, davalı-davacı erkeğin davasında delillerin öncelikle nisbi butlan sebebi ile (TMK m. 150) evliliğin iptali talebi yönünden değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi; erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının, davacı-davalı kadın ve davalı-davacı erkek tarafından açılan boşanma davaları bakımından bekletici sorun oluşturacağı gözetilerek ve boşanma davaları tefrik edilerek erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermekten ibarettir. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece ıslahtan vazgeçilmiş olduğu gerekçesi ile davanın nispi butlan sebebi ile evliliğin iptali davası olduğu kabul edilerek davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 13.11.2014 tarihli celsedeki beyanı, davanın hukuki sebebinin ıslahı niteliğindedir. Bir davada ıslah yoluna ancak bir kez başvurulabilir. Bu sebeple bu celsedeki beyan artık hukuki sonuç doğurmaz. Şu halde dava, ıslah edilmiş şekliyle evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası (TMK m. 166/1) olup, mahkemece delillerin bu yönde değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken davanın nispi butlan sebebi ile evliliğin iptali davası olduğu kabul edilerek yazılı şeklide hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesinin 2017/1023 Esas ve 2018/10252 Karar sayılı ilamında işaret edildiği üzere, davacı davalı erkeğin nisbi butlan sebeplerine dayalı evlenmenin iptali isteği sonucunda verilecek kararların tarafların boşanma davalarını etkileyecek nitelikte bulunduğu da gözetilerek, tarafların boşanma davalarının eldeki dosyadan tefrik edilmesi, erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evlenmenin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin dosyanın esası hakkında karar verilmesi doğru bulunmamıştır. İlk Derece mahkemesince yapılması gereken iş; dosyanın boşanma davaları yönünden tefrik edilip ayrı bir esasa kaydedilmesi, evliliğin iptali konusunda bir karar verilmesi, verilen kararın tefrik edilen boşanma dosyasında bekletici mesele yapılarak evliliğin iptali davasında verilen kararına göre tarafların boşanma davalarının neticelendirilmesinden ibarettir....
, ilk takikat duruşmasından sonra verdiği 28/02/2020 tarihli dilekçesinde davanın reddini savunduğu, somut olayda fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davasının yasal şarları oluştuğundan davanın kabulüne ve tarafların 166/4 maddesi gereğince fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış fiili ayrılık nedenine dayalı olarak TMK.nun 166/4 maddesine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan davacı erkek vekili Av.Onur Şahin'e ait vekaletname genel vekaletname olup, boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermemektedir. Boşanma davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Bu bakımdan vekaletname de bu hususta özel yetkiyi gerektirir (HMK m.74)....
le evlenenin davacı ... değil, kardeşi Asiye olduğu ileri sürüldüğüne ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istendiğine göre, dava ilk açılmış şekliyle evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptali niteliğinde değil, iki ayrı kişinin evlenmesine ilişkin nüfus olaylarının, nüfus kayıtlarına “aynı kişinin ikinci kez evlenmesi” şeklinde hatalı olarak tescilinden kaynaklanan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. ve devamı maddelerine dayanan “nüfus kaydının düzeltilmesi” mahiyetinde olduğu görülmektedir. Ne var ki davacı vekili, davayı ıslah etmiş ve dava ıslah edilmiş şekliyle “evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptali” olarak görülüp Türk Medeni Kanunun 152. maddesinde yer alan hak düşürücü süreden reddedilmiştir. Türk Medeni Kanununun 152. maddesinde yer alan iptal davası açma hakkını hak düşürücü süreye bağlayan hükmün, mutlak butlan halleri için değil, nisbi butlan sebepleriyle ilgili olduğu gözetilmeksizin (2. H.D.'...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların evlendirmeye yetkili memur önünde karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarını açıklamaları ile evlenmenin gerçekleştiği, evlenmenin kurucu unsurlarında eksiklik olmadığı göz önüne alındığında evliliğin yokluğunun tespiti isteminin reddinde isabetsizlik bulunmadığı; davalı kadının evlenmeden önce çocuk sahibi olmasına engel bir hastalığının bulunduğu ve bunu davacı erkekten gizlediği hususlarının davacı tarafından ispat edilemediği, bu sebeple davacının nisbi butlan sebebiyle evliliğinin iptali isteminin reddinde isabetsizlik bulunmadığı; netice itibarıyla davanın reddi kararının yerinde olduğu, kadın yararına geçici tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Davalı kadın vekili, cevap dilekçesinde; mutlak butlan nedeniyle iptal davası ile akıl hastalığı sebebine dayalı boşanma davasının reddine, davalı yararına aylık 800,00- TL ve müşterek çocuk yararına aylık 400,00- TL tedbir nafakasına, mahkemenin boşanmaya karar vermesi halinde bu nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali ve akıl hastalığı sebebiyle açılan boşanma davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Davacı erkek vekili; kararın tümüne yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava; akıl hastalığı (TMK md. 165) nedeniyle boşanma davası ve mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davasına ilişkindir....
Davalı kadının evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamış olması (başka bir erkekten hamile kalması ve evlilik birliği içinde doğum yapması) boşanma davasında davalı kadın için kusur oluşturmaz, ancak koşulları var ise evliliğin nispi butlan ile iptali davasına konu olabilir (TMK m. 149). Evlilik birliği kurulmadan önceki nedenlere dayanılarak boşanma davası açılamaz. Evlilik birliği kurulduktan sonra kadından kaynaklanan başkaca bir kusurlu davranış da ispatlanamamıştır. Bu durumda davacı erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken, kanun hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....