, evliliğe engel bir durum yaratmadığı, eşin sağlığı yönünde ağır tehlike oluşturmayacağı, evliliğin iptalini gerektirecek davacı yönünden evliliği çekilmez kılan bir hastalığının olmadığı anlaşıldığı, nisbi butlan sebebiyle açılan evlenmenin iptali davasında; resmi bir işlemin kurulması sırasında taraflardan birisinin sağlıklı ve geçerli iradesinin bulunmadığı, yanılma ve aldatılma, korkutulma veya gecici bir irade kaybı gibi durumlarda, bu tarafça ileri sürilebilecek bir iptal edilebirlik durumu olup işlem sırasında iradesi sakatlanmış olan tarafça ileri sürülebilir şeklinde olup, dosyamızdaki iddiaların ve kanıtlanan olguların evliliği geçersiz kılmadığı, bu nedenle evliğin geçerli olduğu nispi butlanın dosya kapsamına göre şartları bulunmadığı gerekçesiyle nispi butlan, evlenmenin iptali davasının reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmenin Butlanı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm ... ile ...'ın nüfus kayıtlarında evlenmelerine engel olacak hısımlık (akrabalık) bağı bulunduğu (TMK.mad. 129/1,145/4) (teyze/yeğen) gerekçesi ile Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan kamu davasında evliliğin iptaline ilişkin mahkeme kararı Cumuhriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, Cumhuriyet Savcısı tarafından, akıl hastalığı sebebine dayalı olarak evlenmenin mutlak butlan sebebiyle iptali istemiyle açılmıştır (TMK md. 146). Taraf teşkili kamu düzenine ilişkindir....
DAVA KONUSU : Evlenmenin İptali (Nisbi Butlan Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının yaşı , daha önceki yaşam tarzı ailesinin davranışları ve yaşam tarzları, taraflar arasında evlilik hayatının kurulmamış olması gibi sebeplerle T.M.K. 149 ve 150. maddeleri gereği evliliğin iptaline karar verilmesini, Davacı müvekkil tarafından nişan merasimi için ve düğün için yapılan alış veriş ve takılar, kıyafetler, gelinlik davalı tarafından iade edilmemiş olup bunların bedeli olan 10.000 TL 'ninde dava tarihinden itibaren işlyecek faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı kadının evlilik öncesi hastalıklarını gizlemiş olması boşanma davasında davalı kadın için kusur oluşturmaz, ancak koşulları var ise evliliğin nispi butlan ile iptali davasına konu olabilir (TMK m. 149). Evlilik birliği kurulmadan önceki nedenlere dayanılarak boşanma davası açılamaz. Evlilik birliği kurulduktan sonra kadından kaynaklanan başkaca bir kusurlu davranış da ispatlanamamıştır. Bu durumda davacı erkek tam kusurlu olacağından erkeğin boşanma davasının reddi gerekir ancak davalı kadın tarafından bu hususta temyiz incelemesi talep edilmediğinden sadece değinilmekle yetinilmiştir. 2-Yukarıda 1. bentde açıklandığı üzere; boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı erkek tam kusurlu olup bu kusurlu davranışlar aynı zamanda davalı kadının kişilik haklarına zarar verici niteliktedir. TMK 174/1-2 madde koşulları kadın yararına oluşmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nisbi Butlan Sebebiyle Evlenmenin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. 03.03.2022 (Prş.)...
Aile Mahkemesi TARİHİ : 10/04/2014 ESAS-KARAR NO : 2013/666-2014/245 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde düzenlenen fiili ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak açılmış, mahkemece ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan fili ayrılık sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için, daha önce boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış olan boşanma davasının reddine karar verilmiş ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmiş ve bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerekir....
Kanunlarına ve örf ve adetlerine göre teyze yeğen evlenemeyeceklerini nikah düşmeyeceğini, sahte resmi evliliğin iptali için mahkemeye dava açtıklarını, tüm bu nedenlerle davalı ile muris T18 (Yeşilel)in sahte yapmış oldukları resmi nikahın iptaline, yargılama giderlerinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Davalı vekili T3 mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle; HUMK.md 9.hükmüne göre; evlenmenin butlanı davasının Cumhuriyet savcısı, yasal temsilci ya da ilgililer tarafından açılması durumunda yetkili mahkeme genel hükümlere göre belirlenir, "dava TMK.129/1 ve 145/4 maddelerine dayalıdır. Evlenmenin butlanı davasında, yetki ve yargılama usulü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Dosyada davalılar Hüseyin ve Fadile'nin yerleşim yerinin Adana'da olduğunu gösterir bir delil bulunmamaktadır....
Maddelerinde evliliğin nisbi butlanına karar verilebilecek olup; Ayırt etme gücünden geçici yoksunluk, yanılma, aldatma ve korkutma hallerinin düzenlendiği, bu düzenlemeye göre evliliğin nisbi butlanı hallerinin sınırlı sayıda olduğu ve bu hükümlerin emredici hukuk kuralları olduğu, bu haller dışında evlenmenin butlanına karar verilemeyeceği, toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı incelendiğinde taraflar arasındaki evliliğin geçerli bir evlilik olduğu, dosya kapsamında evliliğin butlanını doğuran bir durum olmadığı, bu haliyle TMK m.149'daki nisbi butlan sebeplerinin davada bulunmadığı anlaşılmakla nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali talebinin reddine karar verilmiştir....
Öte yandan, evlenme sırasında geçici bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olan eş, evlenmenin nisbî butlan sebebiyle iptalini dava edebilir (TMK m. 148). Nisbî butlan sebebiyle dava açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer (TMK m. 152). Bu düzenlemelere göre de nisbî butlan davasını ancak eşlerin açabileceği, eşlerin dava açma haklarının da kanunda belirlenen hak düşürücü sürelerle (TMK m. 152) sınırlı olduğu açıktır. Somut olayda, ölen eşin süresinde açtığı bir nisbî veya mutlak butlan davası bulunmamaktadır. Dava, uyuşmazlığın niteliği gereği dava açma hakkı olmayan mirasçı tarafından açılmıştır. Bu durumda, eldeki davanın sebebi, mutlak butlan olarak nitelendirilse de nisbî butlan olarak niteledirilse de davanın reddi sonucuna varılacağı kanun gereğidir. Diğer yandan, olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hâkime aittir....
Davalı-karşı davacı kadın, karşı dava dilekçesinde fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma talebinde bulunmadığı gibi dayanak boşanma dosya numarasından da bahsetmemiştir. Yerel mahkeme taraflara delillerini bildirmek üzere vermiş, davalı-davacı delil listesinde reddedilen boşanma dosyasını bildirmemiş bildirmediği gibi, bu delile hiç bir şekilde dayanmamıştır. Hakim taleple bağlıdır (HMK.md.26). Davalı-davacının karşı dava dilekçesinde; davacı-davalının evliliği sürdermek için çaba göstermediğini, açtığı boşanma davasının reddedildiğini belirtmesi, davalı-davacının Türk Medeni Kanununun 166/4'te düzenlenen fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davası olduğunu göstermez. Aksi bir uygumama; dilekçede diğer eşin başka bir kişiyle yaşadığından söz edilmesi, zina nedenine dayalı boşanma davasınında bulunduğu anlamına gelir. Ve yine dilekçede eşin evi terk ettiğinden bahsedilmesi, terk nedeniyle boşanma davasının da bulunduğunu kabul etmeyi gerektirir....