yı TMK'nın 314. maddesine göre tek taraflı evlat edindiği ve bu durumda davacının murisin mirasçısı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Evlat edinmeye izin verildiği tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanunun 256. maddesi gereğince; evlat edinme, evlat edinenin oturduğu yer sulh hakiminin izni üzerine yapılacak resmi bir senetle olur ve evlat edinme doğum kütüğüne yazılır. Anılan yasa hükmü doğrultusunda mahkemece evlat edinilmesine izin verilmesinden sonra noter sözleşmesinin yapılması ve evlatlık ilişkisinin doğum kütüğüne işlenmesi gerekir. Muris ...'nın nüfus kaydı incelendiğinde ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.07.1974 tarihli ve 1974/343 Esas-288 sayılı kararı ile evlat edinmeye izin verildiği anlaşılmış ise de evlat edinmeye ilişkin olarak düzenlenmiş bir noter sözleşmesi bulunmamaktadır. Bu nedenle 743 sayılı Medeni Kanuna göre kurulmuş bir evlatlık ilişkisi mevcut değildir....
KARŞI OY Küçüklerin evlat edinilmesinde aracılık faaliyetlerini yürütmekle görevli olan davacı kurum, evlilik haricinde dünyaya gelen ve anasının talebi üzerine koruma altına alınarak hakkında "bakım tedbiri" uygulanan 25.09.2014 doğumlu küçük ..., evlat edinme hizmetlerinden yararlandırılacağını ileri sürerek, evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiş; mahkemece, "çocuğun Turhal Çocuk Yuvasında koruma altında bulunduğu, koruma altına alınmasından sonra, rızasının aranmaması kararının Kanuna göre, evlat edinme işlemleri sırasında verilebileceği" gerekçesiyle istek reddedilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 312'nci maddesinin (1.) fıkrasının son cümlesinde yer alan "küçüğün yerleştirilmesinden önce" ifadesiyle kast edilen, koruma amacıyla kurum çatısı altına alınmış olma değil, gelecekte evlat edinilmek amacıyla yerleştirmedir....
İlk derece mahkemesi tarafından 10/07/2018 tarihli karar ile "Davacı vekili tarafından küçük Seda Tombaş'ın evlat edinilmesinde ana-baba rızasının aranmaması talebi ile dava açılmış olup, açılan bu davayı annenin rızasının tesbitine dair karar verilmek üzere mahkememizdeki beyanında sözlü olarak ıslah edilmiş ve ıslah beyanı davalı tarafça da kabul edilmiş ise de; dava dilekçesi, davacı vekili, davalının beyanları, nüfus kayıtları ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak evlat edinmede ana-baba rızasının aranmaması kararının evlat edinme davası içinde istenebileceği, bu durumda rızasının aranmaması, kararının evlat edinme kararından bağımsız olarak talep edilmesinin söz konusu olamayacağı, dinlenebilme koşulları bulunmadığı mevcut dava dosyasında ise evlat edinme davasından bağımsız olarak talep edildiği anlaşıldığından Yargıtay'ın son içtihatları nazara alınarak küçüğün evlat edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına ve annenin rızasının tesbitine dair davasının reddine karar verilmiştir...
Diğer hallerde bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir." hükmü düzenlenmiş olduğu, davaya konu küçük hakkında koruma kararı verilmiş olması nedeniyle evlat edinme işlemlerinde ana ve babanın rızasının aranmaması işleminin evlat edinme davası içinde değerlendirilmesinin doğru olacağı, koruma altına alınan çocuk hakkında evlat edindirme işlemlerinin başladığına ilişkin bir belge veya bilginin dosya kapsamında yer almadığı, evlat edinme işlemlerinin başlatılması durumunda küçüğün evlat edindirilmesinde ana babanın rızasının aranmaması kararının gerekeceği, davaya konu küçükle ilgili kuruma yerleştirilmeden önce evlat edinme işlemlerinde anne ve babanın rızasının aranmaması yönünde karar alınmadığı gibi küçükle ilgili koruma kararından sonra evlat edindirme işlemleriyle ilgili herhangi bir işlem başlatılmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, bir usulsüzlüğün bulunmadığı anlaşılmakla HMK.'...
KARŞI OY YAZISI Küçüklerin evlat edinilmesinde aracılık faaliyetlerini yürütmekle görevli olan davacı kurum, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu hükümlerine göre, koruma altına alınarak hakkında "bakım tedbiri" uygulanan 20.04.2010 doğumlu küçük Naz Hayal Can'ın evlat edinme hizmetlerinden yararlandırılacağını, ana ve babanın rızasının eksik olduğunu ileri sürerek, Türk Medeni Kanununun 311'inci maddesinde yer alan sebeplerle evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiş; mahkeme; "çocuğun kuruma yerleştirildiğini, bundan sonra evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması kararının, evlat edinme işlemleri sırasında verileceğini" gerekçe göstererek isteği reddetmiştir. ./.. Türk Medeni Kanunu'nun 312’nci maddesinin (1.) fıkrasının son cümlesinde yer alan "küçüğün yerleştirilmesinden önce" ifadesiyle kast edilen, küçüğün Devletin koruması altına alınmış olması değil, gelecekte evlat edinilmek amacıyla yerleştirilmesidir....
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI Davacı kurum,.... değişik iş sayılı kararı ile koruma altına alınan, 01.05.2006 doğumlu, küçük ... evlat edinme hizmetlerinden yararlandırılacağını belirterek Türk Medeni Kanununun 311. maddesinde yer alan "küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmeme" sebebine dayanarak ananın, evlat edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece küçüğün.... Yuvasına kabul edildiğini, TMK'nun 312/1. maddesine göre "evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması kararının çocuğun kuruma yerleştirilmeden önce alınması gerektiğini, çocuk kuruma yerleştirildikten sonra, artık rızanın aranmaması kararının ilerde açılabilecek evlat edinme davası içinde istenebileceği" gekçesiyle dava reddedilmiştir. Davacı Kuruma, Bakanlar Kurulunca, 15.3.2009 tarihinde yayınlanan ve aynı tarihte yürürlüğü konulan Tüzükle evlat edinmede aracılık faaliyetlerini yürütme yetkisi verilmiştir....
TMK'nin 315. maddesinin 2. fıkrasına göre evlat edinme başvurusundan sonra evlat edinenin ölümü veya ayırt etme gücünü kaybetmesi, diğer koşullar bundan etkilenmediği takdirde evlat edinmeye engel olmaz. Dava, hayatta iken dava açan, mahkeme huzurunda evlat edinme iradesini ortaya koyan ve yargılama sırasında ölen kişinin evlat edinme istemine ilişkindir. Böyle bir davada davacı mirasçılarının davayı kabul beyanında bulunması gerekmez. Dosya kapsamına göre, ölen davacı ...'in davalı ... Ergit'i evlat edinme şartlarının oluştuğu anlaşıldığından, davanın kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiştir....
Bu nedenle, kurulmuş bulunan evlat edinme ilişkisindeki esaslı noksanlık, artık, bu noksanlığın öğrenilmesinde, kamu adına ilişkinin kaldırılması yolunda dava açılmasını mümkün kılacaktır. HUMK.nun 427/7. maddesinde, kesin olarak verilen hükümlerle, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükümlerin, kanun yararına temyiz edilebileceği belirtilmiştir. TMK.nun 318/1. maddesi uyarınca, esaslı noksanlıkları içeren evlat edinme ilişkisi, TMK.319. maddedeki hak düşürücü süreler içersinde, kamu düzeni açısından kesinleşmeyecektir. Esasa ilişkin noksanlığı belirleyen Cumhuriyet savcısı, ilişkinin kaldırılması için dava açabilme olanağına sahip bulunmaktadır. Evlat edinilenin, evlat edinenden en az onsekiz yaş küçük olması şarttır. Bu koşul evlat edinmenin en önde gelen esaslı unsurudur. Cumhuriyet savcısı bu noksanlığı öğrenmiştir....
Bu nedenle, kurulmuş bulunan evlat edinme ilişkisindeki esaslı noksanlık, artık, bu noksanlığın öğrenilmesinde, kamu adına ilişkinin kaldırılması yolunda dava açılmasını mümkün kılacaktır. HUMK. nun 427/7. maddesinde, kesin olarak verilen hükümlerle, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükümlerin, kanun yararına temyiz edilebileceği belirtilmiştir. TMK. nun 318/1. maddesi uyarınca, esaslı noksanlıkları içeren evlat edinme ilişkisi, TMK.319. maddedeki hak düşürücü süreler içersinde, kamu düzeni açısından kesinleşmeyecektir. Esasa ilişkin noksanlığı belirleyen Cumhuriyet savcısı, ilişkinin kaldırılması için dava açabilme olanağına sahip bulunmaktadır. Evlat edinilenin, evlat edinenden en az onsekiz yaş küçük olması şarttır. Bu koşul evlat edinmenin en önde gelen esaslı unsurudur. Cumhuriyet savcısı bu noksanlığı öğrenmiştir....
olmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili ile evlat edinenlerin uzun süreler bir arada yaşadıklarını, müvekkilinin evlat edinilirken de evli olduğunu, mahkeme kararında ve resmi senette müvekkilinin eşi Ahmet Seyhan'ın müvekkilinin evlat edinilmesine rızası olduğunun açık olduğunu, noterdeki resmi senette de Ahmet Seyhan'ın muvafakat ettiğini ve imzaladığının görüldüğünü, evlat edinilme kararında Feriye Baykara ve Burhan Baykara'nın birlikte evlat edindiklerinin davacılar olarak görünen karardan da anlaşıldığını, 743 Sayılı yasa döneminde evlatlık ilişkisinin kurucu unsurunun noter huzurunda resmi senet tanzimi olduğunu, yasanın aradığı mahkemenin izninin sadece kamunun vesayetini sağlamaya dönük olan bir işlem olduğunu, evlat edinme ilişkisinin nüfusa kaydının kurucu değil açıklayıcı bir tescilden ibaret olduğunu, evlatlık ilişkisinin nüfusa kaydedilmiş olmamasının bir ref nedeni sayılmadığını, müvekkilinin ve Feriye ve Burhan Baykara mirasçılarının veraset ilamını...