Evlat edinme davasının yargılaması sırasında, davac...'nin 16.8.2004 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Ölümle vekalet ilişkisi sona ereceğinden karar kesinleşmemiştir. Evlat edinme kararının evlat edinmek isteyen ... yasal mirasçılarına tebliğine, temyiz süresi beklendikten ve karar kesinleştikten sonra dosyanın dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 01.10.2007...
Görüldüğü gibi, yürürlükle bulunan Türk Medeni Kanunu'nun soybağının kurulmasına ilişkin 282. maddesinde evlat edinme yoluyla soybağının (yapay soybağı) kurulacağı düzenlendiği halde, mülga Türk Kanunu Medenisi'nde evlat edinme yoluyla soybağının kurulacağına dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Zira, Türk Kanunu Medenisi’nde soybağının belirlenmesinde ikili sistem değil, tekli sistem kabul edilmiştir. Bu sistem kan bağına dayanan soybağı, yani doğal soybağıdır. Bir erkekle doğal soybağı bulunan bir küçüğün Türk Medeni Kanunu’nun 305-312. madde hükümlerine, ergin ve kısıtlıların ise 313. maddesine göre evlat edinilebileceği düzenlenmiştir. Başka bir anlatımla başka bir erkekle soybağı bulunan bir çocuğun evlat edinilmesi, evlat edinenle çocuk arasında yapay soybağının kurulmasına dayanak teşkil ettiği halde, çocuğun gerçek ana ve babasıyla olan doğal soybağını ortadan kaldırmamaktadır....
in 11.07.2023 tarihli duruşmada, kendisinin ve diğer davacılar olan kardeşlerinin evlat edinme olayını 2012 yılında öğrendiklerini ancak muris üzülmesin diye ses çıkarmadıklarını beyan ettiği, mahkeme içi ikrarın kesin delil olduğu, kaldı ki, evlat edinmede benimsenen temel gayenin evlat edinen ile evlatlık arasında gerçek soybağına benzer bir ilişki kurmak olduğu, evlat edinme ilişkisi kurulduktan sonra kural olarak evlat edinmenin ortadan kaldırılmaması gerektiği, 4721 sayılı Kanun'un evlatlık ilişkisinin sona ermesini istisna olarak görüp yalnızca bazı şartların gerçekleşmesi halinde bu ilişkinin kaldırılabileceğini kabul etmiş olması karşısında evlat edinme ilişkisinin kaldırılmasını gerektirir esasa ilişkin herhangi bir halin bulunmadığı, evlatlık ilişkisinin kaldırılması halinde evlat edinenin menfaatlerinin ağır biçimde zedeleneceği, evlat edinenin rızası ve isteğine aykırı bir durum oluşturacağı, öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği göz önünde bulundurulduğunda...
Ancak; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 308. maddesine göre evlat edinilenin, evlat edinenden en az onsekiz yaş küçük olması şart olup, bu yaş farkı kuralı emredici nitelikte olduğundan buna uyulmadan yapılan evlat edinme talebinin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek evlat edinme talebinin altında maddi sebeplerin yer alması ve bu saikle evlat edinmenin istendiği gerekçesiyle davanın reddi doğru değil ise de, sonucu bakımından doğru olan kararın gerekçesi yukarıda yazılı olduğu şekilde düzeltilmek suretiyle hükmün ONANMASINA, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının yeğeni olan davalıları yurt dışına götürebilmek için evlat edindiğini, taraflar arasında bakım ilişkisi olmadığını, evlat edinme kararı öncesindeki yurt dışına giriş ve çıkış kayıtları incelendiğinde evlat edinme kararı için gerekli olan evlat edinilenlere bir yıl süre ile bakma koşulunun mevcut bulunmadığının görülebileceğini, evlat edinme davasının görüldüğü sırada idrak çağında olan davalıların görüşünün alınmadığını, davalıların yurt dışındaki bakımlarını anneannelerinin yaptığını ve davalıların davacının soy adını kullanmamak için dava açtıklarını iddia ederek taraflar arasındaki evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Dava dilekçesi davalılardan ...'a 13.08.2018 tarihinde ve ...'a 17.08.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar davaya yasal süre içinde cevap dilekçesi sunmamıştır. III....
TMK'nun 312/2. maddesine göre; "Eğer küçük gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana babadan birinin rızası eksik olursa evlat edinmenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir."...
Sosyal hizmet uzmanı 31/05/2021 tarihli raporunda davacının evlat edinme motivasyonunun çocuğu mal varlığından yararlandırma isteği olduğunu, aralarında karşılıklı sevgi ilişkisi bulunsa da anne - çocuk ilişkisi bulunmadığını, çocuğun davacı yanında "yalnız kalmaması amacıyla" kalmasının çocuk için duygusal açıdan ağır bir yük oluşturacağını, evlat edinmenin çocuğun menfaatine olmayacağını bildirmiştir. Davaya konu çocuğun henüz annesinin bakım ve desteğine ihtiyaç duyacak bir yaşta bulunması ve davacının yaşı dikkate alındığında, çocuğun bir yıl süreyle davacı tarafından bakılıp eğitildiğini kabule imkan bulunmamaktadır. Davacının 47 yıl boyunca evli bulunduğu, çocuğunun olmadığı, eşinin sağlığında ve evli bulunduğu sürede herhangi bir çocuğu evlat edinme girişiminde bulunmadığı, davacının sürekli ve düzenli geliri ve evi bulunması dikkate alındığında, davacıyı evlat edinmeye yönelten sebebin, evlat edinme amacına yönelik olmayıp ekonomik nedenler olduğunun kabulü gerekir....
Küçüğün kurum yurtlarına yerleştirilmesi evlat edinme davasından önce rıza aranmaması davasının açılmasına engel değil ise de aile yanına yerleştirilmesi evlat edinme davasında önce ayrı bir dava olarak evlat edinmede ana/baba rızasının aranmaması davasına engeldir. İş bu husus 6100 sayılı HMK'nın 114/2. maddesi gereği dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir(HMK m.114/1- h, 115). Somut olayda, küçüğün aile yanına yerleştirilmiş olmasına göre, ana ve baba rızasının aranmaması konusunun evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi gerektiğinden, açılan davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....
Çocuk Mahkemesi'nin 01/11/2019 tarih, 2019/216 sayılı kararı ile kurum bakımına alındığını, davalı annenin küçüğün bakımını üstlenmediğini, özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, evlat edindirme işlemlerine de rıza gösterdiğini belirterek evlat edinme işlemlerinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; küçük Mert'in 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesi’nin 01.11.2019 tarih ve 2019/216 Dosya numaralı kararıyla koruma ve bakım altına alındığı, ana-baba rızası aranmaması kararının ileride gerçekleşecek evlat edinme işlemleri sırasında talep edilmesinin mümkün ve gerekli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, küçük Sami UÇAR hakkında 5395 Sayılı Yasa kapsamında Bakanlık tarafından koruma ve bakım tedbiri uygulandığını, küçüğün yaşamını aile ortamında devam ettirmesinin psiko-sosyal ve kişilik gelişimini olumlu yönde etkileyeceğini, yüksek çıkarının korunması için kurum aracılığı ile evlat edinme hizmetinden yararlandırılmasının ve evlat edinme işleminde TMK md. 311 ve 312 kapsamında ana-babanın rızasının aranmamasının çocuğun yüksek yararına olacağını, bu nedenlerle küçük Sami Uçar'ın evlat edinilmesinde TMK. 309 gereğince anne babanın rızasının tespitini, eğer bu mümkün olmaz ise TMK. 311 ve 312 kapsamında ana babanın rızasının aranmamasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalının cevap dilekçesi vermediği, duruşmada; küçük Sami Uçar'ın evlat edinilmesine rıza ve muvafakatının olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır....