Türk Medeni Kanununun 318/1. maddesi uyarınca, esaslı noksanlıkları içeren evlat edinme ilişkisi, Türk Medeni Kanununun 319. maddesindeki hak düşürücü süreler içerisinde, kamu düzeni açısından kesinleşmeyecektir. Esasa ilişkin noksanlığı belirleyen Cumhuriyet savcısı ilişkinin kaldırılması için dava açabilme olanağına sahip bulunmaktadır. Türk Medeni Kanununun 308. maddesi "evlat edinilenin, evlat edinenden en az onsekiz yaş küçük olması şarttır." demektedir. Bu koşul evlat edinmenin en önde gelen esaslı unsurudur. Somut olayımızda, Cumhuriyet savcısı bu noksanlığı öğrenmiştir, kamu yararına bozma istemi ile temyiz yerine, evlatlık ilişkisinin kaldırılması için dava açması yasanın aradığı temel amaçtır. Zira, kamu yararına bozma taraflar açısından sonuç doğurmayacak, aksine yasaya aykırı ve esaslı unsurlardaki eksikliklerine karşın, evlat edinme ilişkisi geçerliliğini koruyacaktır....
Ancak; Türk Medeni Kanununun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Yasal düzenleme göz önüne alındığında çocuk hakkında koruma kararı alınıp kuruma yerleştirildikten sonra davanın açılması halinde anne ve baba rızasının aranmamasının evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekir....
Değerlendirme 1.4721 sayılı Kanun gereğince çocuk ile ana arasındaki soybağı doğumla, çocuk ile baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur, ayrıca soybağı evlat edinme yoluyla kurulabilir. Yasadaki düzenlemeler ve yargılama usullerinden de anlaşılacağı gibi, soybağı davaları, bu arada doğal olarak da evlat edinme davaları, kamu düzenine ilişkindir. 2. 5718 sayılı Kanun'un "evlât edinme" başlıklı 18 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince evlât edinme ehliyeti ve şartları, taraflardan her birinin evlât edinme anındaki millî hukukuna tâbidir. Buna göre, evlat edinme ehliyeti ve şartları bakımından evlat edinme talebinde bulunan davacı için Türk hukuku; evlat edinilecek kişi için ise kendi milli hukuku birlikte uygulanacaktır. Bu hukuklardan biri bakımından evlat edinmenin mümkün olmaması halinde evlat edinmeye karar verilemeyecektir. 3....
Mahkemece, TMK.nun 305/1 maddesi evlat edinmenin ön koşulu olarak küçüğe bir yıl süre ile bakılmış ve eğitilmiş olması şartını getirdiğini, bahsi geçen tüzüğün 21.maddesi ise kişinin evlat edinme başvurusundan sonra vefatını düzenlemekte olup, dava konusu olayda uygulama yerinin bulunmadığını, bu nedenle ölen Çağdaş Liman açısından gerek küçüğe bir yıl boyunca bakılmamış olması, gerekse davacı eşin bu talep yönünden aktif taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. HMK.nun 305/1 maddesine göre; "bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır." HMK.nun 306/1 maddesine göre; "eşler, ancak birlikte evlat edinebilirler, evli olmayanlar birlikte evlat edinemezler." HMK.nun 315/2 maddesine göre; "evlat edinme başvurusundan sonra evlat edinenin ölümü veya ayırt etme gücünü kaybetmesi, diğer koşullar bundan etkilenmediği taktirde evlat edinmeye engel olmaz."...
Sürekli'ye karşı açılan evlat edinme davasının yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulü ile davalının 21/6/2001 doğumlu kızı Rüyanur'un davacı tarafından evlat edinilmesine karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun evlat edinme kararı vermeden önce hakime araştırma yükümlülüğü getiren 316. maddesine göre evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir. Araştırmada özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir. Evlat edinenin altsoyu varsa, onların evlat edinme ile ilgili tavır ve düşünceleri de değerlendirilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Dava, TMK 313. maddesi gereğince erginin evlat edinilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının incelenmesinde, davacı T1'nın dava açıldıktan sonra 08.12.2018 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Evlat edinme başvurusundan sonra evlat edinenin ölümü veya ayırt etme gücünü kaybetmesi, diğer koşullar bundan etkilenmediği taktirde evlat edinmeye engel olmaz. (TMK.m.315/2) Evlat edinenin ölümü, evlat edinmeye ilişkin diğer şartları etkiliyorsa evlat edinmeye karar verilemeyecektir. Yasaya göre, evlat edinmeye ancak evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden sonra karar verilir. (TMK.m.316/1) Şu halde, karardan önce evlat edinenin ve edinilenin mahkemece dinlenmiş olması zorunludur. (Yargıtay 2. HD 25.10.2011 2010/12543 Esas 2011/16973 Karar) Dava 23.10.2018 tarihinde açılmış, evlat edinme başvurusunda bulunan davacı, dava açıldıktan sonra ancak ön inceleme duruşmasından önce 08.12.2018 tarihinde vefat etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Dava, TMK 313. maddesi gereğince erginin evlat edinilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının incelenmesinde, davacı T1'nın dava açıldıktan sonra 08.12.2018 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Evlat edinme başvurusundan sonra evlat edinenin ölümü veya ayırt etme gücünü kaybetmesi, diğer koşullar bundan etkilenmediği taktirde evlat edinmeye engel olmaz. (TMK.m.315/2) Evlat edinenin ölümü, evlat edinmeye ilişkin diğer şartları etkiliyorsa evlat edinmeye karar verilemeyecektir. Yasaya göre, evlat edinmeye ancak evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden sonra karar verilir. (TMK.m.316/1) Şu halde, karardan önce evlat edinenin ve edinilenin mahkemece dinlenmiş olması zorunludur. (Yargıtay 2. HD 25.10.2011 2010/12543 Esas 2011/16973 Karar) Dava 23.10.2018 tarihinde açılmış, evlat edinme başvurusunda bulunan davacı, dava açıldıktan sonra ancak ön inceleme duruşmasından önce 08.12.2018 tarihinde vefat etmiştir....
Bu nedenle, kurulmuş bulunan evlat edinme ilişkisindeki esaslı noksanlık, artık, bu noksanlığın öğrenilmesinde, kamu adına ilişkinin kaldırılması yolunda dava açılmasını mümkün kılacaktır. HUMK.nun 427/7. maddesinde, kesin olarak verilen hükümlerle, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükümlerin, kanun yararına temyiz edilebileceği belirtilmiştir. TMK.nun 318/1. maddesi uyarınca, esaslı noksanlıkları içeren evlat edinme ilişkisi, TMK.319. maddedeki hak düşürücü süreler içersinde, kamu düzeni açısından kesinleşmeyecektir. Esasa ilişkin noksanlığı belirleyen Cumhuriyet savcısı, ilişkinin kaldırılması için dava açabilme olanağına sahip bulunmaktadır. Evlat edinilenin, evlat edinenden en az onsekiz yaş küçük olması şarttır. Bu koşul evlat edinmenin en önde gelen esaslı unsurudur. Cumhuriyet savcısı bu noksanlığı öğrenmiştir....
Kanun bu düzenleme ile devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlat edinilmek üzere koruyucu aile yanına yerleştirilmesinden önce rızasının aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olmasını, bu amaçla yerleştirmeden sonra evlat edinme amacıyla küçüğü yanlarına almış olan ailenin evlat edinme davasında rıza eksikliğine dayalı bir red kararıyla karşılaşmamasını istemiştir. Küçük, tüzük hükümleri gereğince evlat edinme amacıyla yerleştirilmiş ise rızanın aranıp aranmama kararı artık evlat edinme işlemleri sırasında verilecektir. Somut olayda, küçükler henüz tüzük hükümlerine göre evlat edinme amacıyla bir yerleştirme işlemine tabi tutulmadığına göre aracı kurum evlat edinmede rızanın aranıp aranmaması kararını isteyebilir....
Çünkü, ana ve babadan birinin rızasındaki eksiklik, yuvadan bir küçüğü evlat edinmek isteyen eşlerde isteksizliğe yol açabilir. Rızanın aranmamasına ilişkin önceden alınmış bir mahkeme kararının varlığı, evlat edinme işlemlerinde kolaylık ve amaca uygunluk sağlar. Küçük, aracı kurum tarafından "Küçüklerin Evlat Edinilmesinde Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin Tüzük" (R.G. 15.....2009 gün ve 27170 sayı) hükümleri çerçevesinde gelecekte evlat edinme amacıyla henüz bir yerleştirme işlemine tabi tutulmadığına göre, aracı kurum, evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması kararı isteyebilir. Başka bir ifade ile davacı kurum, başvuru zamanını geçirmiş değildir. Bu bakımdan işin esasının incelenmesi gerekir. Bu itibarla davacı kurumun, karar düzeltme talebi haklı ve yerindedir....