"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlat Edinme Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Evlat edinme kararı 24.12.2002 tarihinde verilmiş, davanın taraflarına 25.03.2003 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, temyiz yoluna başvurulmaksızın 11.04.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Evlat edinen ... 22.10.2007 tarihinde vefat etmiştir. Verilen ve yukarıda belirtilen tarihte kesinleşmiş olan evlat edinme kararına karşı 24.03.2008 tarihinde temyiz talebinde bulunanlar davanın tarafı değillerdir. Bu bakımdan kararı temyiz etme yetkileri bulunmamaktadır. Açıklanan sebeple temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE oybirliğiyle karar verildi.17.06.2009 (Çrş.)...
ın, ... tarafından evlat edinilmesine izin verildiği ancak evlatlık sözleşmesinin dosyaya ibraz edilemediği, noter kayıtlarında mevcut olmadığından celbinin sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Evlat edinme işleminin gerçekleştirildiği belirtilen tarih itibariyle yürürlükte bulunan 743 sayılı Kanunun 256/1. maddesi "Evlat edinme, evlat edinenin oturduğu yer sulh hakiminin izni üzerine yapılacak resmi bir senetle olur ve evlat edinme doğum kütüğüne yazılır" hükmü dikkate alındığında, evlat edinme işlemi 743 sayılı Kanun zamanında yasaya uygun olarak tamamlanmamış, geçerliliği ispat edilememiştir. Açıklanan nedenlerle davanın reddi yerine doğru bulunmayan gerekçeler ile kabul edilmesi doğru görülmemiştir. Kaldı ki mahkemelerce, idareyi, idari bir işlem yapmaya zorlayıcı tescil kararı verilemeyeceğinden, davanın bu nedenle de kabulü doğru görülmemiştir....
Yukarıda özetlenen TMK'nun 316.maddesine göre, evlat edinme kararı verilebilmesi için evlat edinmek isteyenin de beyanının mahkemece alınması gerekir. Davacılardan T1 duruşmaya gelmiş ise de, evlat edinme konusunda beyanı alınmamıştır. Bu durumda; mahkemece yapılacak iş, evlat edinmek isteyen T1'nin talebe ilişkin beyanı alınıp, TMK'nin 316. maddesi uyarınca davacılar ve davalı yönünden uzman görüşü aldırılıp, dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesidir....
Yukarıda özetlenen TMK'nun 316.maddesine göre, evlat edinme kararı verilebilmesi için evlat edinmek isteyenin de beyanının mahkemece alınması gerekir. Davacılardan T1 duruşmaya gelmiş ise de, evlat edinme konusunda beyanı alınmamıştır. Bu durumda; mahkemece yapılacak iş, evlat edinmek isteyen T1'nin talebe ilişkin beyanı alınıp, TMK'nin 316. maddesi uyarınca davacılar ve davalı yönünden uzman görüşü aldırılıp, dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesidir....
Diğer hallerde bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir." hükmü düzenlenmiş olduğu, davaya konu küçük hakkında koruma kararı verilmiş olması nedeniyle evlat edinme işlemlerinde ana ve babanın rızasının aranmaması işleminin evlat edinme davası içinde değerlendirilmesinin doğru olacağı, koruma altına alınan çocuk hakkında evlat edindirme işlemlerinin başladığına ilişkin bir belge veya bilginin dosya kapsamında yer almadığı, evlat edinme işlemlerinin başlatılması durumunda küçüğün evlat edindirilmesinde ana babanın rızasının aranmaması kararının gerekeceği, davaya konu küçükle ilgili kuruma yerleştirilmeden önce evlat edinme işlemlerinde anne ve babanın rızasının aranmaması yönünde karar alınmadığı gibi küçükle ilgili koruma kararından sonra evlat edindirme işlemleriyle ilgili herhangi bir işlem başlatılmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, bir usulsüzlüğün bulunmadığı anlaşılmakla HMK.'...
Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” 316/1 ve 2. maddelerinde ise “Evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir. Araştırmada özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir." hükmü düzenlenmiştir....
tespit edildiği, dolayısıyla salt ceza mahkumiyetinin evlat edinme engeli oluşturmasının mümkün olmadığı, mahkemece yeminle dinlenen tanıklarca da çocuğun bir anne baba sevgisi ile yetiştirildiği, evlat edinme işleminin çocuğun yararına olacağı hususunun ifade edildiği, tanık anlatımlarının da izleme raporları ve sosyal inceleme raporlarını doğruladığı, mahkemece yaptırılan zabıta araştırmasında da ailenin eğitim yeteneklerine sahip oldukları, bu konuda yeterliliklerinin bulunduğu hususlarının tespit edildiği, ailenin diğer bir evlat edindiği çocuk olan ...'...
Türk Medeni Kanunu’nun 282 inci maddesinin üçüncü fıkrası “ soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur.” hükmünü içermektedir. Altsoy ise kişinin çocuğu, torunu, torunun çocuğunu ifade ettiği gibi açık kanun hükmü gereği evlat edinme ile evlat edinen ile evlat edinilen arasında soybağı ilişkisi kurulmuş olduğundan, altsoy aynı zamanda evlat edinilmiş küçük, kısıtlı veya ergini de ifade etmektedir. Nitekim 24 Nisan 1967 tarihli Çocukların Evlat Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesinin 10 uncu maddesinde; “Evlat edinme ilişkisi, evlat edinen ile evlatlık arasında her türlü hak ve yükümlülükleriyle sahih nesep ilişkisi meydana getirir.” hükmüne yer verilmiş olup, evlat edinme ile kurulan hısımlık ilişkisi sadece iç hukukumuzda değil, milletlerarası hukukta da aynı sonucu doğurmaktadır. Bu durumda evlat edinmek isteyen kişi daha önce başka birini evlat edinmiş ise, altsoyuna dahil ettiği evlatlığında rızası aranacaktır....
ın 29.01.1970 tarihinde 1928 doğumlu ... ile evlendiği, davacı ....tarafından 30.04.1979 tarihinde evlat edinildiği, Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2010/460 esas sayılı dosyasında 28.01.2011 tarihinde verilen ve kesinleşen kararı ile davalı 25.02.1985 doğumlu ...'u Türk Medeni Kanunu'nun 306. maddesi uyarınca evlat edinen ...'ın 02.02.2011 tarihinde öldüğü, davacı ...'ın 01.04.2011 tarihinde dava açarak evlat edinme koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını istediği, mahkemece evlat edinme tarihinde ...'ın ehliyetinin bulunduğu ve davanın sabit olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, ...'ın davalıyı evlat edinme tarihinde alt soyu konumunda olan evlat edindiği kızı ...'ın olduğu ve onun açık muvafakatinin bulunmadığı gibi evlat edinilen 1985 doğumlu ...'un evlat edinenin eşi olan 1928 doğumlu ...'un çocuğu olmayıp torunu olduğu anlaşılmaktadır....
Dairemizce de benimsenen görüşe göre; "...madde metninde geçen ikinci “yerleştirilme” ifadesinin küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesi olarak anlamak gereklidir. Diğer bir deyişle, bu fıkra kapsamında düzenlenen ana ve/veya babanın rızasının aranıp aranmayacağına yönelik karar, aracı kuruma yerleştirilen küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesinden önce verilmelidir. Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlat edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlat edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlat edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK'nın 312/2 maddesi gereğince evlât edinme işlemleri sırasında verilecektir....