İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; mezkur davada davalı annenin bebeğini gayri resmi birlikteliğinden dünyaya getirdiğini ve bebeğe bakacak durumda olmadığını beyan ettiğini, çocuğun evlat edinme hizmetinden yararlandırılmasını talep ettiğini, bu sebeple davalı annenin bebeğe bakabilecek durumda olmaması ve bebeğin evlat edinme hizmetinden yararlandırılmasını istediğini beyan ettiğinden bebek doğar doğmaz kurum bakımına alındığını, hemen akabinde çocuğun evlat edinme hizmetinden yararlanabilmesi için ana babanın rızasının aranmaması davası açıldığını, açılan davanın kanunun aradığı şartları taşımakla birlikte kanuna uygun olduğunu, evlat edinme davasının rızanın aranmaması davası ile birlikte açılmasının evlat edinme ailesi ile biyolojik anne-babanın karşılaşmasına ve birbirlerinin iletişim bilgilerine edinebilmesine sebep olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının vefat eden eşi Svetlana Üresin'in oğlu davalıyı evlat edinmek istediği, çocuğunun Gürcistan uyruklu olduğu, davada kişi bakımından "yabancı unsur" bulunduğu, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 18 ... maddesine göre evlat edinme ehliyeti ve şartları, taraflardan her birinin evlat edinme anındaki milli hukukuna tabi tutulduğu, evlat edinme talebinde bulunan davacı için Türk hukuku, evlat edinilecek davalı için ise kendi milli hukukunun birlikte uygulanacağı, bu hukuklardan biri bakımından evlat edinmenin mümkün olması, diğeri bakımından mümkün değil ise, evlat edinme ilişkisinin kurulmasına engel teşkil edeceği, Gürcistan Evlat Edinme ve Koruyucu Aile Bakımından Kanun'u incelendiğinde çocukların evlat edinilmesine ilişkin hükümlerin bulunduğu ancak erginlerin evlat edinilmesine ilişkin düzenlemenin yer almadığı gerekçesi ile...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda "... davacı vekili tarafından aynı zamanda davacının yeğeni olduğu anlaşılan İbrahim in dayısı tarafından evlat edinilmek istendiği, TMK nın 305 ve müteakip maddelerinde evlat edinme koşullarının belirlendiği ve hüküm altına alındığı, somut olayda evlat edinilmek istenen İbrahim in dava tarihi itibari ile 18 yaşını ikmal etmediği, bir küçüğün evlat edinilmesi için evlat edinen tarafından 1 yıl süre ile bakılmış ve eğitilmiş olması koşulu ile birlikte evlat edinmenin herhalde küçüğün yararına bulunması ve evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir şekilde zedelenmemesi gerektiğinin gerektiği, küçüğün anne ve babasının ve davacının eşi ile müşterek çocuklarının evlat edinmeye itirazlarının bulunmadığı ancak bugüne kadar ingiltere de yaşayan davacının Türkiye ye yaz tatili ya da yılbaşında kısa süreli olarak geldiği, küçüğün evlat edinmesinde en önemli koşul olan MK nun 305....
i evlat edinmesine karar verildiğini, ancak anılan evlat edinme kararının mal kaçırma amaçlı olarak yapıldığını ve bu nedenle yok hükmünde olduğunu, muris ...'ın 07.01.2015 tarihinde vefat ettiğini, evlat edinme kararının kanunun aradığı şartları taşımadığını, gerekli araştırmalar yapılmadan karar verildiğini, evlat edinilenin muris ile değil kendi anne babasıyla yaşadığını, davalının evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmadığı ve eğitilmediğini, ...'...
SULH MAHKEMESİNİN NÜFUSA TESCİL EDİLMİŞ EVLAT EDİNME İŞLEMİNİ İNCELEME YETKİSİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 315 ] "İçtihat Metni" Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Sulh mahkemesinin, nüfusa tescil edilmiş olan evlat edinme işleminin geçerliliğini inceleme ve değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. Davacı, Mehmet ve eşi Hatice tarafından 25.11.1969 tarihli noter sözleşmesiyle birlikte evlat edinilmiştir. Miras bırakan Hatice ile ilgili 'evlat edinmeye izin" kararının bulunmaması sebebiyle, noterde düzenlenen evlat edinme sözleşmesinin Hatice yönünden geçersizliği ileri sürülerek bu husus hükmen belirlenmedikçe, resmi sözleşmeye ve buna uygun oluşan nüfus kaydına itibar edilmelidir. Bu itibarla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken isteğin yazılı gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davanın hak düşürücü süreye tabi olduğunu ve bu sürenin geçtiğini, davacıların evlat edinme görevini yerine getirmediklerini, ilişkinin devam edip etmemesinin evlat edinmenin kaldırılmasına sebep olmadığını, evlat edinme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacılar davayı açarak evlat edinme talebinde bulunduklarını, evlat edinenin çocuklarının dinlenilmediği iddiasını davacıların değil çocukların ileri sürebileceğini, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasının evlatlığın menfaatini zedeleyeceğini iddia ederek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel Mahkemece davacıların davasının REDDİNE karar verilmiştir....
Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlât edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlât edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlât edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK'nın 312/2 maddesi gereğince evlat edinme işlemleri sırasında verilecektir. Zira bu kararın evlat edinme işlemleri başlamadan önce yani kurumdaki evlât edinilecek küçük evlât edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmeden önce verilmesi, evlât edinme sürecini hızlandıracak ve bu durum da küçüğün yararına olacaktır (Er, s. 73)."...
Davacı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece davanın ret edilmesinin hukuka uygun olmadığını, ana ve babanın rızasının aranmadan evlat edinme işlemine olanak sağlayan TMK'nın 311 ve 312.maddeleri gereğince davalı annenin rızası aranmaksızın evlat edinme işlemleri için dava açıldığını, annenin duruşmaya katılarak evlat edinmeye ilişkin rızasının olduğunu beyan etmesi üzerine davanın ıslah edilerek anne rızasının tespitine karar verilmesi için davalarını ıslah ettiklerini, ana baba rızasının aranmaması için evlat edinme davasından önce talepte bulunmanın çocuğun menfaatine olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı istinafa cevap vermemiştir. Dava, küçüğün evlat edinme işlerine esas olmak üzere ana baba rızası aranmaması davası olarak açılmış, yargılama sırasında anne baba rızasının tespiti davası olarak ıslah edilmiştir....
Diğer hallerde bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir." hükmü düzenlenmiş olduğu, davaya konu küçük hakkında koruma kararı verilmiş olması nedeniyle evlat edinme işlemlerinde ana ve babanın rızasının aranmaması işleminin evlat edinme davası içinde değerlendirilmesinin doğru olacağı, koruma altına alınan çocuk hakkında evlat edindirme işlemlerinin başladığına ilişkin bir belge veya bilginin dosya kapsamında yer almadığı, evlat edinme işlemlerinin başlatılması durumunda küçüğün evlat edindirilmesinde ana babanın rızasının aranmaması kararının gerekeceği, davaya konu küçükle ilgili kuruma yerleştirilmeden önce evlat edinme işlemlerinde anne ve babanın rızasının aranmaması yönünde karar alınmadığı gibi küçükle ilgili koruma kararından sonra evlat edindirme işlemleriyle ilgili herhangi bir işlem başlatılmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, bir usulsüzlüğün bulunmadığı anlaşılmakla HMK.'...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı idarede kalıp evlat edinme aşamasına geçen çocuklara evlat edinmede anne- baba rıza aranma davası ile kayyım davaları ayrı mahkemelerde eş zamanlı olarak açıldığını, çıkan kararlar neticesinde evlat edinme davası açılmakta ve bu şekilde süreç daha sağlıklı, güvenilir şekilde ilerlediğini, evlat edinme davasını kayyım açacağı için hukuki yarar yokluğundan reddedilen yerel mahkeme kararının mesnetsiz olup reddi gerektiğini, çocuğun üstün yararı düşünüldüğünde anne-baba rıza aranma davası ile evlat edinme davasının ayrı davalar olarak açılıp yürütülmesi gerektiğini, bu davaların sağlıklı bir şekilde devam ettirilebilmesi için çocuğa temsil kayyımı atanması gerektiğini, dolayısıyla mezkur dava hatalı olup bozulması gerektiğini, evlat edinme davası ile rıza davasının birlikte açılması durumunda çocuğun öz ailesi ile çocuğu evlat edinen ailenin karşılaşması sorunu gündeme geldiğini, bu durumda çocuğun öz ailesi...