Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

b-) Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın eski hale getirilmesi için gerekli bedel hesaplanmış ise de, zarar gören alanın değeri hakkında herhangi bir inceleme ve belirleme yapılmamıştır. Tazminat sorumluluğunun kapsamı, gerçek zarar ile sınırlı olup; zarar da, haksız eylemden önceki ve sonraki durum arasındaki farktan ibarettir. Gerçek zararın giderilmesi ilkesi cerçevesinde eski hale getirme bedeli istenilebilir. Ancak yine aynı ilke çerçevesinde taşınmazın sürüm değeri de göz önünde tutulmalıdır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi gerekir. Mahkemece dava konusu taşınmazın, alınan bilirkişi raporuna göre hesaplanan eski hale getirme bedeline hükmedilmiş, zarar gören taşınmaz alanının sürüm (rayiç) değeri belirlenmemiştir....

    Bu nedenle usulüne uygun oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde mahallinde keşif yapılarak, taşınmaza el atılıp atılmadığı, el atmanın kalıcı nitelikte olup olmadığı ve idarenin sahiplenme kastının bulunup bulunmadığı hususları araştırılarak, bu arada taşınmazın eski hale getirilmesi mümkün ise eski hale getirme masrafları ile el atılan bölümün dava tarihindeki yer bedeli belirlenip, eski hale getirme masraflarının yer bedelinden az olması halinde, eski hale getirme masraflarına ve ecrimisil tazminatına hükmedilmesi, aksi takdirde yer bedeli ve ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, peşin alınan temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak; Kat Mülkiyeti Yasası hükümleri uyarınca ortak yerlere el atmanın önlenmesi ve projesine uygun (eski) hale getirme davasında hüküm altına alınan iş ve işlemlerin yerine getirilmesi için mahkemece ilgililere Kat Mülkiyeti Yasasının 33. maddesi gereğince belli ve uygun bir süre verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, ayrıca yıkılmak suretiyle eski hale getirme infazda duraksama yaratacağından salt bilirkişi raporunda gösterilen 41 m2'lik kısma müdahalenin önlenmesi ve projesine uygun eski hale getirilmesine karar vermekle yetinilmesi gerekirken yıkılmak suretiyle eski hale getirilmesine hükmedilmiş olması doğru değil ise de, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 1. bendinde "müdahalenin men'ine" sözcüklerinden sonra gelen "yıkılmak suretiyle eski hale getirilmesine" sözcüklerinin metinden çıkartılmasına yerine "projesine uygun eski hale getirilmesine, bunun için davalılara 30 gün süre verilmesine" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş...

        Somut olayda, davacı şirket vekilinin ileri sürdüğü mazeretin eski hale getirmeyi gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşılmakla, eski hale getirme konusunda davacının talebi yerinde görülmemiş, eski hale getirme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafından usul ve yasaya uygun olmayan eski hale getirme talebinin REDDİNE, temyiz isteminin de süre yönünden REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Asliye Ceza Mahkemesinin 24.09.2013 tarihli ve 2012/56 Esas 2013/591 Karar sayılı eski hale getirme ve temyiz isteminin reddine dair ek kararının sanık tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde; Yokluğunda verilen kararın sanığın bilinen son adresine 23.10.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanığın 01.11.2022 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunduğu, akabinde Mahkemenin 08.11.2022 tarihli ek kararıyla eski hale getirme ve temyiz isteminin reddine karar verdiği ve bu kararın sanığa tebliği üzerine sanığın bu ek kararı süresinde temyiz ettiği anlaşılmakla, eski hale getirme isteği hakkında karar verme yetkisinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 42/1. maddesi uyarınca Yargıtay'ın ilgili dairesine ait olduğundan Mahkemenin 08.11.2022 tarihli ek kararının hukuki değerden yoksun olması sebebiyle ek karar kaldırılarak yapılan incelemede; Yokluğunda verilen ve 23.10.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükümleri...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi, eski hale getirme yada eski hale getirme bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi, eski hale getirme yada eski hale getirme bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu 55 parsele ilişkin ecrimisil, müdahalenin meni ve eski hale getirme taleplerinin reddine, ağaç bedelinin ödenmesine; 24 parsele ilişkin müdahalenin meni ve eski hale getirme talebinin kabulüne, zarar gören bina bedelinin davacı malike ödenmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK'nın 155/2, 52/2, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca takdiren 7.300 TL hapisten çevrilen ve 600 TL doğrudan verilen adli para cezası EK KARAR : Eski hale getirme talebinin kabulü Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğu ve sanığın 12/03/2014 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin 21/03/2014 tarihli eski hale getirme talebinin kabulüne dair ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede; Sanığın yokluğunda verilen 29/05/2013 tarihli mahkumiyet hükmünün, 20/03/2013 tarihli celsede bildirmiş olduğu ve aynı zamanda adres kayıt...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ: ...Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde eski hale getirme talep eden davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Eski hale getirme talebinde bulunan davalı....vekili...Hukuk Mahkemesi....sayılı kesinleşmiş ilamıyla müvekkili aleyhine karar verildiğini, her ne kadar gerekçeli karar TK'nın 35. maddesine göre, müvekkiline tebliğ edilmişse de, Tebligat Tüzüğü'nün 55. maddesine uygun olmadığını, bu itibarla temyiz yoluna müracaat etmekten yoksun kalan müvekkilinin mağdur olduğunu ileri sürerek, müvekkili açısından temyiz yolu açılması suretiyle kararın eski hale getirilmesini ve kararın icrasının durdurulmasını talep etmiştir....

                  Ancak eski hale getirme hususunda davalıya süre verilmiş olup bu süre sonunda yapının projeye uygun hale getirilmemesi durumunda bu hususta davacıya yetki verilmesi ile yetinilmesi gerekirken eski hale getirme masrafı olarak 3.000,00 TL'nin davalı Zahide'den tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş olması yerinde olmamıştır. Zira henüz eski hale getirme çalışmaları başlamamış olup masrafın 3.000,00 TL'yi geçmesi halinde davalı yönünden, masrafın bu rakamın altında kalması halinde ise davacı yönünden zarar oluşacaktır. Eski hale getirme hususunda davacıya yetki verilmesi ile yetinilmesi yeterli olup işlemler tamamlandığında yapılan masrafın tahsili mümkündür....

                  Bu itibarla mahkemece mahallinde keşif yapılarak davalı idareye ait sulama kanalından taşan su nedeniyle taşınmazın kullanılamaz hale geldiğinin tespit edilmesi halinde, el atmanın varlığının kabulü ile el atılan bölümün eski hale getirme ve yer bedeli uzman bilirkişiler marifetiyle ayrı ayrı tespit ettirilerek el konulan bölüm bedeli, eski hale getirme masrafından fazla ise müdahalenin önlenmesi kararı ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine; şayet eski hale getirme masrafı zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu