GEREKÇE :Dava, eser sözleşmesi kapsamında yapılan eksik ve ayıplı işlerin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. e-imza e-imza Taraflar arasındaki sözleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlığın, eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilip çözülmesi gerekli ve zorunludur. 6098 Sayılı TBK'nın 470. maddesi, "Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi, "Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, trafik kazası nedeniyle ölümden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup, her ne kadar davacıların miras bırakanı ile davalılardan .... arasında sözleşme ilişkisi olduğu akla gelebilir ise de, dosya kapsamından meydana gelen trafik kazasının ilgili davalı ile olan sözleşme ilişkisi çerçevesinde gelişmediği, davacıların miras bırakanının serbest zamanında vuku bulduğu anlaşılmakla, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. Ancak 4.Hukuk Dairesince de Dairemizin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Oto San ve Tic A.Ş. tarafından takılan distribüsyon kemerinin montajının hatalı yapılması nedeniyle koptuğu iddiasıyla, araçta meydana gelen zararın tahsilinin istendiği somut olayda, hizmetten ziyade eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler ve Borçlar Yasasının 355. maddesinde düzenlendiği anlaşıldığından, 4077 Sayılı Kanunun 3/d maddesinde düzenlenen hizmet kavramı kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davalılar arasında biçimine uygun düzenlenmiş 27.03.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşme uyarınca çekişme konusu yapılan 2 sayılı parseldeki zeminde 6 numaralı depo niteliğindeki bağımsız bölümün yükleniciye bırakıldığı görülmektedir. Davada dayanılan 17.12.2007 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi aslında yüklenicinin davacıya yaptığı bir temlik işlemidir. Bir tanımlama yapmak gerekirse alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç göstermeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir. Bir bina yapım işinden maksat ise, yüklenicinin binayı sözleşmeye, fen ve amacına, imar kurallarına uygun meydana getirilmesi, ifa olarak da arsa sahibine arz etmesidir....
Diğer yandan; eser sözleşmesinde, yaratılacak sonuç (eser) önemli öge olduğu halde; hizmet sözleşmesinde, belirli ya da belirli olmayan bir süreyle işgörme ögesi önemlidir. Yani bir eser ortaya çıkarmayan emek harcamaları da, iş sözleşmesi yönünden işgörme sayılır. Eser sözleşmesi belli bir sonucun meydana getirilmesi şeklinde oluşurken, hizmet sözleşmesinde herhangi bir sonuç taahhüt edilmemektedir. Başka bir ifadeyle, eser sözleşmesinde, bir bina gibi eserin tamamlanması taahhüt edilirken, hizmet akdine bağlı çalışan işçinin bu tarz bir taahhüdü bulunmamaktadır. Hizmet sözleşmesinde, belirli veya belirsiz bir süreliğine hizmet ediminin hasredilmesi söz konusu iken işçi açısından sonucun varlığı önemli değildir. Ayrıca, eser sözleşmesinde iş sahibi eserin meydana getirilmesi aşamasında yükleniciye doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak talimat verebilir....
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, araç tamiri (eser sözleşmesi) iddiasına dayalı alacağın tahsili için yapılan takipte ,borca itirazın iptali talebine ilişkindir. Dava dayanağı olan İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2015/36971 esas sayılı dosyasında 25/12/2015 tarihinde davalı hakkında, araç tamiri ile ilgili olarak 12.828,66 TL asıl alacak,616,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.445,36 TL alacağın tahsili için ilamsız takip yapılmış,itiraz üzerine takip durmuştur. Davalı tarafça ,eser sözleşmesi inkar edilmiştir.Olayda tatbiki gereken hükümler Türk Borçlar Kanunu'nun eser sözleşmesine ilişkin hükümleri ile HMK'nun isbata yönelik hükümleridir. TBK m.470. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Mahkemece, "Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak davasıdır. Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmedi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Yüklenici bir eser meydana getirmeyi üstlenirken iş sahibi de ücret ödemeyi vaad eder. Eser sözleşmesinin meydana gelmesi için, tarafların meydana getirilecek eser ve karşılığına ödenecek ücret konusunda anlaşmış olmaları gerekir. Esere gelen hasarın kime ait olacağı sorunu Borçlar Kanununda hükme bağlanmıştır. Şöyle ki, eser teslimden önce beklenmedik olay sonucu yok olursa iş sahibi, eseri teslim almada temerrüde düşmedikçe yüklenici, yaptığı işin ücretini ve giderlerinin ödenmesini isteyemez....
Tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı mevzuat ile birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirkete ait, davacı sigorta şirketi tarafından Ak İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigorta ettirilen işyerinin dava dışı Eser Lojistik San.ve Tic. Ltd. Şti. ye kira sözleşmesi ile 2 yıl süreyle kiralandığı, işyerinde 30/06/2014 günü saat 16:00 sıralarında işyerinin en üst katındaki depo alanında meydana gelen yangın sonucu ticari emtiaların yanması, 2. ve 3. katlardaki yangın söndürme çalışmaları sırasında ise kullanılan tazyikli su neticesinde eşyaların ıslanması suretiyle hasar meydana geldiği, davacı sigorta şirketi tarafından alınan raporlar ile belirlenen 101.359,50 TL'nin sigortalısına ödendiği, davacının başvurusu üzerine davalı şirketin sigortacısı olan Allianz Sigorta A.Ş. tarafından 34.845 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafın bakiye 66.514,60 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili için İstanbul 20....
Merkezi Hizmet Sözleşmesi''ne göre evine kurduğu güvenlik sistemi gereği gibi çalışmadığı için alarmın kısık olması nedeniyle 13.04.2011 tarihinde evinde meydana gelen hırsızlık sonucu uğradığı 10.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi zararının tazminini istemiş; 18.09.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 44.000,00 TL arttırarak toplam 54.000,00 TL'ye çıkarmış; neticede 54.000,00 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, alarm sisteminin gereği gibi çalışmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kurulumunu yaptığı güvenlik sistemine bağlı alarm haber alma, merkezinin gerçekleşen hırsızlık olayının hemen sonrasında devreye girdiğini ve olayda kusurunun olmadığını, davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece alınan bilirkişi raporları ve toplanan delillere göre davalının gerekli tedbirleri almayarak ve kurduğu güvenlik sistemi ile ilgili gerekli denetimleri yapmayarak hırsızlık olayının meydana...
ın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı davada yıkılan istinat duvarının yeniden yapım bedeli olarak 9.250,00 TL talep etmiş olup yapılan yargılama sonucunda davalı ...yönünden davanın kabulü ile 9.250,00 TL'nin olayın meydana geldiği 31.03.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, diğer davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Borçlar Yasası'nın 355. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde eser sözleşmesi kapsamındaki ilkelerin gözetilmesi zorunludur. İstenebilir hale gelen bir alacağa dava tarihinden önce faiz yürütülebilmesi için borçluya Borçlar Yasası'nın 101. maddesi uyarınca usulüne uygun ihtarname gönderilerek temerrüde düşürülmesi gerekir. Dava konusu somut olayda davalı ...'a temerrüt ihtarı gönderilmemiş olup dava tarihinden öncesi için temerrüt olgusu gerçekleşmemiştir....