Buna göre yüklenicinin temel borcu, yükümlendiği işi sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin temel borcu ise iş bedelini ödemektir.Sözleşmeden dönme, sözleşmeyi sona erdiren ve tarafların iradelerine bağlı sebeplerden birisidir. Bedel karşılığı eser sözleşmelerinde dönme beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olduğundan, karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuçlarını doğurur (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 17/03/2010 gün, 2010/98-1538 sayılı kararı). Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş bedelinin geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/02/2010 gün, 2010/19-38 ve 2010/69 sayılı kararı)....
Menfi zarar kapsamına; sözleşme yapılmasına güvenilerek başka bir sözleşme fırsatının kaçırılmasından doğan zarar, sözleşme giderleri, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarar ve dava masrafları girer (Y. 15. HD.nin E. 2004/1210, K. 2004/2834 sayı ve 24.5.2004 tarihli kararı). Müspet zarar (olumlu zarar); sözleşme nedeniyle mal varlığında artışı beklenen meblağın, sözleşmenin haksız feshinden ötürü mal varlığına girmemesinden kaynaklanan zarardır. Müspet zarar; alacaklının gereği gibi ve vaktinde olan ifaya taalluk eden menfaatine tekabül eder. Yani borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise bu vaziyetle mamelekin hali hazır vaziyeti arasındaki fark, müspet zararı oluşturur....
Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....
nun sorumlu tutulması gerektiği, davacı menfi ve müspet zararları için 15.000,00 TL istemiş ise de, mahkememize sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile bu hususta bir artırıma gitmediği, asıl dava ile davacı tarafından davalıya sözleşme kapsamında ödenen 675.000,00 TL ile sözleşme kapsamında yapılan 75.000,00 TL lik masrafta istenilmiş ise de asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma ilamına uyulduğundan bu hususta asıl davada bir karar verilmesi mümkün olmadığı gibi birleşen davada da bu talepler ileri sürülmediğinden tahsili yönünde hüküm kurma olanağının bulunmadığı, davacının talebinde yer alan menfi ve müspet zararları sebebiyle istediği bedelden ise her iki davalının malik sıfatıyla sorumluluklarının bulunduğu, davacının menfi ve müspet zararlarının hesaplanmasına yönelik inceleme ıslah dilekçesinin artık sunulmuş olması ile yapılamamış ise de davacının uzun yıllardır büyük bir sermaye ortaya koyarak giriştiği işte kayıplarının olduğu, halen dosya kapsamından davalı...
İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sorumlu olduğu, emsal alınan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan onaylanarak geçen mahkeme dava dosyaları ve kararlarının da aynı şekilde olduğu, ıslah dilekçesiyle ödenen bedelin tahsilinin talep edildiği, ödenen bedelden davalıların müştereken ve müteselsil sorumlu oldukları anlaşıldığından, tapu iptali ve tescil yönündeki davanın reddine, terditli bedel iadesi ve tazminat talebinin kısmen kabulüyle, 109.000 TL sözleşme kapsamında ödenen bedelin, 10.000 TL'nin dava tarihinden, 110.000 TL'nin ıslah tarihi olan 31.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kira gelir kaybı, ödeme tarihinden itibaren ticari faiz ve müspet zarar yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir....
Somut durumda davacı dava dilekçesinde yapmış olduğu diğer sözleşmeleri yerine getiremediğinden iş ve gelir kaybına uğradığı, ticari itibarının zedelendiği, sözleşme nedeni ile saha düzeltmesi yapmak zorunda kaldığı, birçok işçi tuttuğu ve montaj tamamlanacak ve işe başlayacaklar umudu ile bünyesinde tutmaya ve maaş vermeye devam ettiği iddiası ile zararlarının tahsilini talep etmiş olmakla, bu kalem istemlerinin müspet ve menfi zarara ilişkin olduğu, ilk derece mahkemesince ise hüküm altına alınan miktarın tamamının hatalı olarak müspet zarar şeklinde nitelendirildiği anlaşılmaktadır. Davacının sözleşmeden dönme istemi bulunduğu nazara alınarak menfi ve müspet zarar isteminin yukarıda açıklanan yasal çerçevede değerlendirilmesi gerekir iken, bu yönde değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır....
Sözleşmenin feshi halinde davacı arsa sahibi ancak menfi zararlarını talep edebilir, müspet zararları isteyemez. Sözleşmede ... nedeniyle uğranılan zararlara karşılık dönme cezası kararlaştırılmışsa kararlaştırılan cezayı talep edebilir, cezayı aşan zararları isteyemez. Hükme dayanak yapılan sözleşmenin 14. maddesi dönme cezası mahiyetinde değildir. Bilirkişilerce hesaplanan tazminat, inşaatın dava tarihindeki fiyatlarla tamamlanma bedeli olup müspet zarar kapsamında kaldığından ve feshi halinde istenebileceğine dair sözleşmede açık düzenleme bulunmadığından bu istemin reddi gerekir. Mahkemece sözleşme hükmünün yanlış yorumlanarak ... halinde istenemeyecek olan müspet zarara hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Yapılacak ...; davalı yüklenicilerin temerrüdü nedeniyle sözleşmenin feshine, tapu kaydındaki sözleşme şerhinin terkinine ve talep edilen müspet zararın reddine karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir....
Davacı, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğradığı müspet ve menfi zararlarının tazminini talep etmektedir. Müspet zarar (olumlu zarar), sözleşme tam olarak ifa edilmiş olsa idi alacaklının mal varlığının oluşacağı durum ile sözleşmeden dönülmüş olması nedeniyle mevcut durum arasındaki farktır. Dönme ve fesihte kusursuz olan yüklenicinin, kusurlu olan iş sahibinden olumlu zarar isteyebileceği kabul edilmekte ve yerleşik içtihat ve uygulamalarında kâr kaybının TBK'nın 480. maddesinin ikinci cümlesi (BK 325) kıyasen kesinti yöntemine göre hesaplanacağı kabul edilmektedir. Buna göre hesaplamanın, dönme zamanında yapılmayan-kalan iş bedeli ya da işe hiç başlanmamışsa iş bedelinin tamamından, işin yapılmaması veya tamamlanmaması nedeniyle yüklenicinin yapmaktan kurtulduğu, işçilik, malzeme, vergi, sigorta, amortisman vs. giderleri ile kalan sürede başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararların düşülmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. (Örnek: Yargıtay 15....
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafca belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır.Açılan dava Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Müspet ve Menfi Zarar istekli tazminat davası olup belirsiz alacak davasıdır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, tapu iptali ve tescil ikinci kademede sözleşmenin feshi ile tazminat istemine ilişkindir. 2....