Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Başka bir anlatımla, genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (Eren, Fikret: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 12. Baskı, İstanbul 2010, s. 482).( T.C....
açık olduğunu, davacının açtığı dava ile menfi ve müspet zarar ile yoksun kalınan kâr talebi ile belirsiz alacak taleplerinin hukuka uygun olmadığını, bahse konu zararın oluşmadığını, menfi zararın ile sözleşmenin kurulmasından veya geçerli olmamasından doğduğunu, sözleşmenin kurulmaması veya geçerli olmaması gibi bir durumun somut olaya söz konusu olmadığını, sözleşmenin geçerli bir şekilde kurulduğunu ve sözleşme hükümlerince işlem yapıldığını, yüklenicinin malvarlığından gelecekteki muhtemel artışın önlendiğinde bahsedilmeyeceğinden yoksun kalınan kârın olmadığını, davanın Kırklareli ... belediyesine ihbar edilmesi gerektiğini, müvekkili Bankanın 6107 sayılı ......
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafından taraflar arasında imzalanan sözleşmenin haksız olarak feshedildiği; alınan bilirkişi raporuna göre haksız fesih nedeni ile davacının dava tarihi itibariyle 25.285,56 TL menfi ve 6.308,26 TL müspet zararının olduğunun tespit edildiği; her iki zarar kalemi yönünden davanın kabulüne ilişkin ilk hükmün Yargıtay (Kapatılan) 19....
İstanbul Uluslararası Ev Tekstili Fuarı için Fuar Katılım Sözleşmesi akdedildiği, fuarın pandemi tedbirleri kapsamında ilk olarak 20-24 Eylül tarihlerine ertelendiği, sonrasında ise 2022 Mayıs ayına ertelendiği, katılımcı davalının fuarın ertelenemeyeceği gerekçesi ile davacıya 07/10/2021 tarihli fesih ihtarını gönderdiği ve sözleşme kapsamında ödenen fuar katılım ücretlerinin iadesi ile fuarın yapılmamasından ötürü uğranılan menfi ve müspet zararların ödenmesinin ihtar edildiği edildiği anlaşılmıştır. ... 20. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasında, davalının davacı aleyhinde; 101.949,25 TL asıl alacak, 579,90 TL ihtar masrafı, 150.000,00 TL menfi ve müspet zarar, 28.860,71 TL ticari temerrüt faizi olmak üzere toplam 281.389,86 TL nın tahsilini talep etmiştir....
Davacı iş sahibi ruhsat alma yükümlülüğünü yerine getirmemiş ve tek taraflı irade beyanıyla sözleşmeyi feshetmiştir. Bu durumda sözleşmenin 8. maddesine göre davacı iş sahibinin dönme cezası ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Sözleşmenin feshinde davalı yüklenici şirketin bir kusuru bulunmadığına göre, davalı yüklenici şirket sözleşmenin 8. maddesinde belirtilen dönme cezasını mahsup etmekte haklıdır. Sözleşmenin 8. maddesinde inşaat başlamadan önce sözleşmeden dönen iş sahibinin %10 oranında ceza ödemesi kararlaştırılmıştır. Aynı maddede inşaatın başlamasından sonra dönme halinde oran %30'a çıkarılmıştır. Bu olayda ruhsat alınmadan ve inşaat başlamadan önce davacı iş sahibi sözleşmeden döndüğüne göre %10 oranında dönme cezasıyla sorumludur....
Menfi zarar sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılması gereken fiili giderler ile sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zararlardır. Kaçırılan fırsat nedeniyle menfi zarar da, fesihten itibaren makul sürede sözleşme konusu işlerin bedel dışında aynı şartlarda yapılacak sözleşme sonucu ödenecek bedel ile davalı yüklenici ile sözleşme yapılmamış olsaydı en yakın hangi fiyatla yapılabileceği bedel arasındaki farktır. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; hükme esas alınan bilirkişi raporu belirtilen esaslara uygun olmadığı gibi gerekçesi itibarıyla da mantığa aykırı ve bilimsellikten uzaktır....
Davacı vekili itiraz dilekçesinde raporda makinenin kullanılamamasından kaynaklı zararla ilgili olarak beyanda bulunarak müvekkilinin zararının çok daha fazla olduğunu belirtip, bilirkişi raporu aldırılmasını istemiş ise de gerek dava dilekçesinden gerekse davacı vekilinin ön inceleme duruşmasındaki beyanında davada asıl talebin sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin olduğu, asıl talebin kabul edilmemesi halinde onarım ile zararın tahsilinin talep edildiği, zarar talebinin terditli talep olarak ileri sürüldüğü, alınan raporlarda da sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde görülmesi sebebiyle mahkememizce davacının terditli talebinin değerlendirilmesi gerekli görülmeyerek zararla ilgili olarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. 6098 sayılı TBK'nın eser sözleşmelerinde ayıbı düzenleyen 474 ve devamı maddelerine göre; "İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre...
Bu durumda mahkemece öncelikle tarafların bildirdikleri tüm deliller ve sözleşme konusu işle ilgili ihale, işlem ve tüm yazışma ve tutanakların bulunduğu dosyaları ilgili yerler ve davalı iş sahibinden getirtilmek suretiyle toplanmalı, davacı yükleniciye talep ettiği 10.000,00 TL içindeki müspet, menfi ve kaçırılan fırsat nedeniyle zarar miktarları ./.. s.2 15.H.D. 2016/1345 2017/1377 açıklattırılmalıdır....
Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır....
Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....