Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay içtihatları ve doktrinde eser sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle uğranılan ve giderilmesi talep edilen olumsuz zararların sınırlı sayıda olmadığı kabul edilmekte; sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, harçlar, posta giderleri, noter ücreti ve yapılmış bulunan imalâtın bedeli de menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Davacı menfi zarar kapsamında sözleşmenin feshinde kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın imalât bedelini talep edebilir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi,......

    Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Diğer bir deyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Davacının dava dilekçesi değerlendirildiğinde ise; talebinin eser sözleşmesi kapsamında ödenen fazla iş bedelinin iadesi olduğu, davacının İİK 72. maddesinde düzenlenen istirdat davası ile ilgili bir talebinin bulunmadığı anlaşılmaktadır....

      Davacı, sözleşmenin haksız yere feshedildiğinden bahisle uğramış olduğu kar kaybı kaynaklı zararların giderilmesini talep etmiş, davalılar ise feshin haklı olduğu ve bu nedenle kendilerinden kaynaklı bir zarar olmadığı savunmasını yapmışlardır. Mahkememizce yukarıda açıklanan taraflar arasındaki ilişki çerçevesinde öncelikle araştırılması gereken hususun, davalı tarafından yapılan sözleşmelerin feshi işleminin haklı yere olup olmadığı konusu olduğu anlaşılmıştır. Fesih hakkının hakkın kötüye kullanılmasını teşkil etmeyecek şekilde kullanılması gerekir. Yani dürüstlük kurallarına uygun olarak kullanılmalıdır. Dürüstlük kuralına aykırı davranarak fesih hakkının açıkça kötüye kullanılması hukuken korunamaz. TMK 2/1.maddesine göre, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır....

        Davacı tarafça fesih sonucu menfi zarar kapsamında işin başka bir taşerona verilmesi nedeniyle kaçırılan fırsat diye nitelendirilebilen menfi zarar isteminde bulunmuş ise de bu menfi zarar hesabı yapmayan bilirkişi raporuna itiraz etmemek ve mahkeme kararını temyiz etmemek suretiyle kaçırılan fırsat olarak adlandırılan menfi zararını ve fazla ödeme iddiasını kanıtlayamamıştır. Menfi zarar, doktrin ve Dairemiz içtihatlarında, sözleşmeden dönen tarafın TBK'nın 125/II, son maddesi uyarınca karşı taraftan isteyebileceği bir zarar olarak ifade edilmekte olup, sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine dair güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan fiili zarardır. Başka bir ifade ile sözleşme yapılmamış olsa idi uğranılmayacak olan zararlardır. Dava dışı iş sahibinin gecikme nedeniyle davacı iş sahibine tahakkuk ettirdiği gecikme cezalarının, menfi zarar olarak nitelendirilmesi mümkün değildir....

          Davacı taraf ayrıca, sözleşmenin zamanında ifa edilmemesinden kaynaklanan mahrum kalınan kar ile zararların tazminini talep etmektedir. Borçlar Kanunun 108/2. Maddesi gereğince," sözleşmenin feshini isteyen ve fesihte haklı olan" taraf menfi zarar talep edebilir. Tarafların ikinci kez noterde kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlemeleri nedeniyle iradelerinin dava konusu ilk adi yazılı şekilde düzenledikleri kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi yönünde birleştiği kabul edileceğinden davacının ilk adi yazılı sözleşmenin feshini isteme ve sözleşmenin hüküm ifade etmemesi konusunda tarafların anlaştıkları davacının fesihte haklı olduğu kabul edilemeyeceğinden menfi zararlarını talep etmesini gerektirecek yasal şartların bulunmaması nedeniyle davanın reddine" dair karar verilmiştir. İSTİNAF EDEN: Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iki adet eser sözleşmesinden kaynaklı olarak toplam 65.049,37 TL talepte bulunduklarını, 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafından gerçekleştirilen fesih işleminin haksız olduğunun tespit edildiğini, 02/03/2021 tarihli raporda tarafların karşılıklı olarak sözleşmenin devamını güçleştiren eylemlerde bulunduğunun değerlendirildiğini, mahkemece fesih işleminin haklı olduğu kanaatiyle davanın reddine karar verildiğini, bu değerlendirmenin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi heyeti raporları arasındaki çelişkinin giderilmeden karar verildiğini, objektif ve somut veri olmadan mahkemece raporda yer almayan bir sonuca ulaşıldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir....

            Karar, asıl ve birleşen davacı yüklenici vekili tarafından asıl ve birleşen dava yönünden temyiz edilmiştir. 1-Asıl dava, eser sözleşmesinin feshi nedeniyle yoksun kalınan kârdan kaynaklı zararın tahsili, birleşen dava ise, aynı sözleşmenin feshi nedeniyle davacı tarafça ödenen sözleşme damga vergisi ve ihale karar pulu bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

              Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı taraf sözleşmeyi feshetmiş olup BK 106. maddesine göre ancak menfi zararını isteyebileceğinden müspet zarar niteliğindeki kar kaybına ilişkin talebin reddinin yerinde bulunmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacının sözleşme ifa edileceğine güvenerek araç ve ekipman taşınması için ödediği 4.500,00 TL'lik istem, menfi zarar niteliğinde olup sözleşmenin feshi halinde talep edilebileceğinden taşımanın sözleşmedeki limitin altında kalması nedeniyle kazanç kaybı istenmesi nedeniyle buna bağlı olarak araç ve ekipman taşıma masraflarının istenemeyeceği gerekçesiyle reddedilmesi doğru değildir....

                DELİLLER: Dava dilekçesi, yazılı beyanlar, İnegöl Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2022/24 D.iş sayılı dosyası, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ: Dava, eser sözleşmesinin feshi ile bedel iadesi, kazanç kaybı ve munzam zarar alacağı istemine ilişkindir. İnegöl Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2022/24 D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından dava konusu araca takılan motorun halihazırdaki durumunun ve arızalarının tespiti, ayıplı olup olmadığı, ayıbın gizli olup olmadığı, onarım için gerekli masrafı ve sürenin ne kadar olacağının tespitine karar verilmesine ilişkin açılan tespit davası olduğu anlaşıldı....

                  başvurulmadığı ve taraflar arasında davacının bu talepleri yönünden görüşme yapılmadığı, dolayısıyla dava konusu revizyon bedeli ve sözleşmenin haksız fesihi nedeniyle menfi ve müspet zarar talebi yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği" gerekçesi ile, davacının revizyon proje bedelleri ile sözleşmenin haksız feshinden doğan menfi ve müspet zarar taleplerine ilişkin davanın HMK. 114/2. maddesi yollaması ile TTK 5/A maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacının bakiye iş bedeli istemine ilişkin davanın kabulüne, 126.260,00 TL'nin 17/06/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu