Spor Kulübü arasında 30.03.2006 tarihli 10 yıllık reklam işletme sözleşmesi imzalandığını, müvekkili tarafından sözleşmeye uygun olarak dolmuş duraklarının ve reklam panolarının imalat ve montajının yaptırıldığını, müvekkili tarafından montajı yaptırılan durakların bir kısmının sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafından söküldüğünü ve müvekkiline teslim edilmediğini, ayrıca davalı tarafından başka şirketlere de açık hava reklam hakkı verildiğini, bu yüzden müvekkili tarafından 28.09.2009 tarihinde sözleşmenin tek tarafları olarak feshedildiğini, davalının açık hava reklam panolarını ve dolmuş duraklarını haksız olarak sökmesi ve müvekkiline teslim etmemesi nedeniyle müvekkilinin maddi zararının olduğunu, ayrıca sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle müvekkilinin reklam geliri kaybı bulunduğunu ileri sürerek maddi zarar ve reklam gelir kaybı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Taraflar arasındaki hukuki ilişki satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup satış sözleşmesi, satıcının zilyetlik ve mülkiyet devri karşılığında, alıcının uygun bir bedel ödemeyi kararlaştırdıkları sözleşme türüdür. Somut olayda davacı alıcı, satıcının sözleşmeyi haksız yere feshettiğinden bahisle menfi müsbet zarar ve cezai şart talep etmiş, taleplerini bedel arttırım dilekçesi ile açıklamış ve buna göre sözleşmenin 10. Maddesi uyarınca cezai şart bedeli, kar kaybı ve satıma konu makinada kullanılacak ürünler için ödediği bedeli müspet zarar kalemi olarak talep ettiği anlaşılmıştır....
Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi hâlinde söz konusu olur; alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı almaktadır. ... Müspet zarar kapsamında kâr kaybı, kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır ve sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kârdan yoksun kalan tarafın mal varlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik mevcut olmaz. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır.... Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, s. 427)....
İle sözleşme yapıldığını, davacının uğradığı zararı ispat etmek zorunda olduğunu, davacının zarar tutarını ihtarnamesinde belirtmiş olduğunu, bu tutarı aşan zarar talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın ticari faiz talebinin yersiz olduğunu belirterek davacının açmış olduğu işbu davanını reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "dava, sözleşmenin feshi nedeniyle mahrum kalınan karın tahsiline yönelik tazminat davasıdır. Somut olayda davalının D.S.İ'nden ihale aldığı, bu çerçevede D.S.İ'den alınan ihalenin işlerinin yapılması amacıyla davacı ve davalı arasında bir sözleşmenin yapıldığı, yapılan sözleşmenin yeterlilik koşulunun bulunup bulunmadığı amacıyla D.S.İ 12....
Düzenleme kapsamına göre tazminat istenebilmesi için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğinden, uğranılmış bir zarar karşılığı olmayan miktara tazminat olarak hükmedilemez. Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. "Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, bu suretle davacının sözleşme pulu, karar pulu, kik, kesin teminat komisyon tutarı alacağı olarak 142.124,19- TL'nin kabulüne, teknik personel ve işle ilgili olarak talep edilen 5.000,00- TL alacağın reddine karar verildiği, teknik personel ve işle ilgili olarak talep edilen 5.000,00- TL yönünden bir istinaf bulunmadığı anlaşılmakla bu yönüyle bir inceleme yapılmamıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden; Olumsuz (menfi) zarar, uygulanacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi sonucu güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, harçlar, posta giderleri, noter ücreti ve yapılmış bulunan imalâtın bedeli olumsuz zararlardandır....
Davacı vekili 12.02.2021 tarihli beyan dilekçesi ile; müspet zarar olarak sözleşmenin haksız feshi nedeniyle yoksun kaldığı kar, menfi zarar olarak ise üçüncü kişilerle sözleşme akdetme fırsatını kaçırmış olmaktan kaynaklanan kazanç kaybı olarak hasretmiştir. Davacının bu iki zarar kalemi dışında başkaca bir talebi bulunmamaktadır. Yapılan yargılama neticesinde sözleşmenin davalı yüklenici tarafından haklı nedenlerle feshedildiğine kanaat getirildiğinden davacının müspet ve menfi zarar istemleri yerinde bulunmamış, talep edilen zarar kalemleri de göz önüne alınarak fesih kesin hesabının düzenlenmesine de gerek duyulmamıştır....
Davacı şirketçe asıl ve ıslah yoluyla açılan davalarda sözleşmenin ... sahibince haksız feshi nedeniyle uğranılan kâr kaybı ve yapılan imalât bedelinin tahsili, arsa sahibi ... tarafından açılan ve bu dava ile birleştirilen davada ise feshin haklı olduğunun tespiti, uğranılan zarar ziyanın tahsili ve şirketin tahliyesine karar verilmesi istenmiş, ıslahta ise şirkete mehil verilmesi ve mehil sonunda akdin ifa olunmaması halinde feshi talep edilmiştir....
Bankasına ait olan 50.000.TL bedelli ve 24/12/2021 vade tarihli çekin ve ... Bankasına ait olan 50.000.TL bedelli ve 30/11/2021 vade tarihli çekin icraya konulmasını önlemek üzere TEDBİR konulmasını ve sözleşmenin ifa edilmemesi sebebiyle müvekkilin uğramış olduğu zararların tespit edilmesini talep etmiştir. SAVUNMA Davalı davaya cevap vermemiştir. DELİLLER VE GEREKÇE Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit ve tazminata yöneliktir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu "Menfi tesbit ve istirdat davaları: Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir....
Maddede taraflara tek taraflı fesih hakkı tanıdığı ve fesih sonrası izlenecek yol açıkça belirtilmiş olup, fesih durumunda herhangi bir tazminat ve/veya cezai şarttan bahsedilmediği için fesih ihbarnamesi sonrası yapılan tespit tutanağına göre işin %17,50 ‘sinin tamamlandığı ve buna karşılık gelen ödemelerin yapıldığı belirtilmiştir. Doktrinde hakim olan görüşe ve Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar; sözleşmenin karşı tarafınca yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamının, başka bir anlatımla karşı tarafın mal varlığına girmese bile o sözleşme sebebiyle cepten çıkan paradır. Müspet zarar ise, sözleşme sebebiyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi sebebiyle meydana gelen zarardır....