Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın Dairemizin bozma ilamına uyularak kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı davasında davalı ile aralarında 22.05.2005 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığını buna göre...

    Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. "Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır....

      Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. "Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır....

        Mahkemece, asıl davada, birleşen 2003/246 E sayılı ve 2002/260 esas sayılı dosyalarda davanın kısmen kabulüne, birleşen 2002/878 E ve 2002/399 E sayılı dosyalarda ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve davalı ...’nın tüm, davalı ... Savunma Bakanlığı’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, asıl ve birleşen davalarında davalılar ile hizmet alım sözleşmesi kapsamında haksız kesintilerin tahsili ile uğradığı müspet ve menfi zararların tazmininine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davalardan ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/878 E sayılı dosyasında Mahkemece, açılan davanın her iki davalı yönünden reddine karar verilmiş davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinde ise yanılgıya düşülmüştür....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 15.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 15.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalı vekili; davacı taraf itirazın iptali davası ile birlikte icra takibine konu hak ve alacağı dışında kalan 17.01.2012 tarihli yüklenici sözleşmesinden doğan tüm menfi ve müspet zararlarının tespitini talep ettiğini, Yargıtay kararlarına göre itirazın iptali davası konusunun sadece icra takibi olabileceğini, bu nedenle menfi müspet zarara yönelik talebin reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek ile birlikte davacının dava konusu sözleşmeye ilişkin olarak hem müspet hem menfi zararını talep ettiğini, iki zarar türünün farklı olup bir arada istenemeyeceğini, % 40 icra inkar tazminatı istenemeyeceğini, taraflar arasında 17.01.2012 tarihli bir eser sözleşmesi olduğu ve bu işin 01.11.2012 tarihinde sonlanacağını, itilafsız olduğunu, ancak sözleşme bedelinin iddia edildiği gibi 4.072.061,63-TL malzeme ve 2.577.982,93-TL işçilik bedeli toplamı olan 6.650.044,72-TL olmadığını, taraflar arasında 30.11.2011 tarihli mutabakatla bu rakamda % 5,5 iskonto yapılacağı konusunda anlaşıldığını, iskonto...

              Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin ifa imkanı kalmaması sebebiyle yapılan imalât bedeli, uğranılan menfi ve müspet zararlar ile yoksun kalınan kar kaybı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde dava 10.000,00 TL üzerinden açmıştır. Talep edilen 10.000,00 TL'nin dava dilekçesinde belirtilen hangi kalemlere ilişkin ve ne miktar olduğuna dair açıklama bulunmamaktadır. Bununla birlikte dosyaya menfi zararların ispatına yönelik olarak da davacı tarafından delillerin sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 119/2 ve 31....

                Kural olarak sözleşmenin haklı feshi halinde fesheden, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı BK'nın 106 ve 108. maddeleri uyarınca akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararın tazminini isteyebilir. Doktrinde hakim olan görüşe ve Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar; sözleşmenin karşı tarafınca yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamının, başka bir anlatımla karşı tarafın mal varlığına girmese bile o sözleşme sebebiyle cepten çıkan paradır. Müspet zarar ise, sözleşme sebebiyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi sebebiyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Kısaca, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Temyize konu hükmün karar başlığında her ne kadar dava "menfi tespit" olarak yazılı ise de gerek dava dilekçesi içeriğinden gerekse hükümden davanın taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden doğan borcun miktarının tespiti niteliğinde olduğunun anlaşılmasına başka bir ifade ile somut olayda menfi tespit değil, müspet tespit (olumlu tespit) isteminin söz konusu olmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    in aynı ortak hareket ederek haksız kazanç sağladığını, taraflar arasındaki sözleşme gereğince, sözleşmenin 17.maddesi kapsamında müvekkili şirketin herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın derhal fesih hakkının doğduğunu, davacı tarafça sözleşme hükümlerine ve prosedürlere aykırı olarak cihaz tanımlamaları yapıldığını ve bu şekilde haksız kazanç sağlandığını, yine taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesinde bayinin yükümlülüklerinin düzenlenmiş olduğunu, davacı tarafça sözleşme gereğince Abonelik Tesisi ve Sari İşlem hizmetlerini tam ve gereği gibi yerine getireceği taahhüdünde bulunduğunu, ancak davacı tarafça abonelerin bilgisi ve rızası dışında cihaz tanımlamaları yaptığını ve yine cihaz tanımlaması adı altında nakit finansman sağlamak suretiyle gerek müvekkili şirketin ve gerekse müvekkili şirketi abonelerini zarara uğrattığını, davacı tarafça müspet zararların neler olduğunun ve hangi talep için ne miktarda alacak talebinde bulunulduğunun açıklatılması gerektiğini, müspet zarar kavramının...

                      UYAP Entegrasyonu