WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Eser sözleşmesinden kaynaklı müspet zararın tahsili talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....

Genel itibariyle müspet zarar sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararı, menfi zarar ise, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından kaynaklanan zararı ifade etmektedir.(HGK’nun 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. 2010/427 K.). Yani, müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durum ile eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarar olup, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur; bu durumda sözleşme ortadan kalkmamakta, yalnızca alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı almaktadır. Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalıların hissedarları oldukları hisselere ilişkin daha sonra açtıkları tapu iptal tescil davaları ve dava dışı müteahhit ile imzaladıkları kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ile dava konusu taşınmazlara ilişkin yeniden sözleşmenin kurulmasının imkansız hale geldiğini, bu nedenle de davacı şirket lehine müspet ve menfi zararların tazmini hakkı doğduğunu, dava dosyaları ve dosyalar içeriğinde bulunan sözleşme ve diğer delillerin varlığına rağmen ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebimizin reddine karar vermesinin hukuka uygun olmadığını, işbu davanın konusunun gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeni ile müvekkili şirketin uğradığı menfi ve müspet zararın tazmini talebi olduğu, dava konusunda belirtilen taşınmazların Kat Karşılığı İnşaat sözleşmesine konu olduğu, işbu davanın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanması ve davanın kabulü ile birlikte davanın...

    kadar gecikmeden kaynaklı müspet ve menfi zararlarının tazmini talebini de ileri sürdüklerini ancak TBK'nın 125. maddesi ile sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanındığı, bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazmini ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararının tazmini talepleri olduğu, somut olaya bakıldığında davalı tarafından iş tesliminin 08/09/2015 tarihinde listenen ürünlerin eksiksiz kusursuz olarak teslim edildiğinin taraflar arasında tutanağa bağlanmakla sözleşmenin taraf iradeleri ile ayakta tutulduğu ve teslim sureti ile ifanın tamamlandığı, sözleşmeden dönülmemesi nedeni ile menfi zarar kaleminin hukuki dayanaktan yoksun olduğu tespit edildiği, müspet zarar talebi itibariyle borçlunun edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark olarak ifade edilmekte...

      HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, davalı yüklenicinin taraflar arasındaki eser sözleşmesinden doğan edimini ayıplı ifa etmiş olması nedeniyle davacının sözleşmeden dönmesinden kaynaklı olarak eser bedelinin iadesi ve sözleşmenin geçerliliğine güvenilmesi nedeniyle uğranılan menfi zararının tazminine ilişkin eda davasıdır.Mahkememizce dava konusu eser başında keşif yapılmış keşif sonucu düzenlenen 19/12/2022 tarihli bilirkişi raporu ile "a-) Taşıyıcı sistemde çelik kullanıldığı, b-) Çelik birleşimlerinde kullanılan somunların boyalı olduğundan elektro galvanizli olup olmadığının tespit edilemediği, c-) Taşıyıcı çelik sistemdeki halihazırdaki boyanın yağlı boya olduğu, dolayısıyla elektrostatik boya olmadığı ve taşıyıcı çelik sistemde önemli ölçüde paslanmaların meydana geldiği, (resim:1,2) d-) Sistemde kullanılan membranın yer yer yırtıldığı ve sonradan onarıldığı, membran kaynak yerlerinde deformasyonların olduğu, (resim:1,2) e-) Mevcut membran sistemin eser sözleşmesinde belirtildiği...

        Şantiyesi İnce İşlerinin yapılması için 03/06/2014 tarihli sözleşme imzalandığı,davacıya , davalı tarafından 26/12/2014 tarihli ihtar ile işin süresinde bitmemiş olması sebebiyle taraflar arasında imzalanan 03/06/2014 tarihli sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği,yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalı tarafından yapılan feshin haksız olduğu ve davalının davacının uğradığı müspet ve menfi zararları isteyebileceği,davacının istediği zararların müspet ve menfi zararlar olduğu, Mahkememizce istinaf kaldırma kararından sonra düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği gibi davacının imalat bedeli olarak 174.628,40 TL ile alt yükleniciye ait şantiyede kalan malzeme bedeli olarak 21.118,00 TL ve barter işyerinin verilmemesinden kaynaklanan 137.677,92 TL zararının bulunduğu anlaşıldığından belirlenen zararların faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin zararın ispat edilememesi nedeniyle reddine...

          DEĞERLENDİRME : Dava; satış sözleşmesinden kaynaklı müspet ve menfi maddi tazminat istemi ile, manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, her ne kadar davacı tarafça satış sözleşmesi kapsamında sipariş edilen mal karşılığı peşin olarak çekle yapılan ödeme karşılığı sipariş edilen malın teslim edilmediği, bedelsiz kalan çekin icra takibine konulaması sebebiyle uğranılan manevi zarar ile müspet ve menfi maddi zararının karşılanmasına yönelik, belirsiz alacak davası açmış ise de; manevi tazminat alacağının bölünemezliği ilkesi gereği, manevi tazminat istemine ilişkin talebin kısmi veya belirsiz alacak davasına konu edilerek, kısmen talep edilemeyeceği gibi, yine her ne kadar davacı tarafça, icra takibi ve satıma konu mal tesliminde bulunulmaması sebebiyle oluşan müspet ve menfi zararının tazminine ilişkin belirsiz alacak davası ile istemde bulunulmuş ise de, taraflar arasındaki hukuki ilişkiye göre ve zararın...

            faizi ile birlikte, 1.000,00 TL yukarıda detayları yazılı gecikmiş ödemelerin faizinin, 1.000.00 TL davalı idarece yapılan hakediş ödemelerinden %3 oranındaki geçici kabul kesintilerinin yasal faizi ile birlikte, Gerçekleştirilen feshin haksız olduğu ve davalı idarece gerçekleştirilen fesih kötüniyetli olduğundan müvekkil lehine 100 TL kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, Tüm bu alacak kalemlerine ek olarak bundan başkaca müvekkilinini uğradığı müspet ve menfi zararların tespiti ile birlikte 100 TL menfi, 100 TL müspet zararın, davalı idareden alınarak müvekkili iş ortaklığına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi ve müspet zararın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı vekilince temyiz olunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili, taraflar arasında 18.1.2012 tarihinde A, B ve C blokların ahşap Amerikan panel kapı ve kasaların yapımı ve montajı işine ait sözleşme yapıldığını, sözleşmede A blokta yapılacak işin bedelinin 34.000,00 TL olarak belirlendiğini ve bu işin parasını aldığını, her birinde 180 kapı olmak üzere B ve C bloklarla ilgili...

              KARAR Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme gereğince son hakediş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek son hakediş bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile davacının yapmış olduğu iş karşılığında ödenmeyen eksik hakediş bedeli olan 267.270,17 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan kullanılmayan ve iade edilmeyen demir bedeli, cezai şart ve kira kaybı-kâr kaybı zararların tazmini; karşı dava ise ödenmeyen son hakediş bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. Gerek asıl dava gerekse karşı dava taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinden kaynaklı taleplerdir. Yargılamada tarafların yaptığı ve yapmadığı edimler karşılaştırılıp, tarafların kusurları değerlendirilerek bir sonuca gidilecektir....

                UYAP Entegrasyonu