Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HD'nin yerleşik içtihat ve uygulamalarında kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinde konusunun uzmanı yüklenici olduğundan işin ifası sırasında gerekli önlemleri alma yükümlülüğünün de yükleniciye ait olduğu kabul edilmektedir. 6098 sayılı TBK'nın 470 ila 486. maddeleri arasında düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre zararlandırıcı olayın gerçekleşmesine etkili olan yüklenici, iş sahibi ya da sözleşme dışı üçüncü kişilerin kusurlarının tesbitinde iş güvenliği mevzuatından yararlanılması mümkün ise de yeterli değildir. Yüklenici işin uzmanı sayılan, sorumlu meslek adamıdır. Eser sözleşmesi ile ilgili edimini ifa ederken veya sözleşmenin hazırlık aşamasında gerekli tedbirleri almak zorundadır. İşçi sayılmadığından iş sahibinin denetimine de tabi değildir. Yüklenicinin sadakat ve özen borcu gereği sorumluluğu, TBK'nın 396. maddesinde belirtilen işçinin hizmet akdindeki sorumluluğu gibidir....

    Diğer yandan; eser sözleşmesinde, yaratılacak sonuç (eser) önemli öge olduğu halde; hizmet sözleşmesinde, belirli ya da belirli olmayan bir süreyle işgörme ögesi önemlidir. Yani bir eser ortaya çıkarmayan emek harcamaları da, iş sözleşmesi yönünden işgörme sayılır. Eser sözleşmesi belli bir sonucun meydana getirilmesi şeklinde oluşurken, hizmet sözleşmesinde herhangi bir sonuç taahhüt edilmemektedir. Başka bir ifadeyle, eser sözleşmesinde, bir bina gibi eserin tamamlanması taahhüt edilirken, hizmet akdine bağlı çalışan işçinin bu tarz bir taahhüdü bulunmamaktadır. Hizmet sözleşmesinde, belirli veya belirsiz bir süreliğine hizmet ediminin hasredilmesi söz konusu iken işçi açısından sonucun varlığı önemli değildir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R - Uyuşmazlık, Borçlar Kanunu'nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davada, davalı tarafından inşaa olunan binaların 2003 yılında meydana gelen depremde hasara uğradığı ileri sürülerek giderilme bedelinin tazmini talep edilmiş, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir....

      Dolayısıyla iş sahibinin olayın meydana gelmesinde kusurlu bulunup bulunmadığı iş hukuku mevzuatı hükümlerine göre değil, eser sözleşmesi hükümleri doğrultusunda yüklenici ve eser sahibinin alması zorunlu tedbirler gözönünde tutularak saptanmalıdır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu 2 iş güvenliği uzmanı ve 1 hukukçudan oluşturulan kişilerce ve iş güvenliği esaslarına göre belirlenmiştir. Bu raporun hükme esas alınması doğru olmamıştır. Öte yandan ölenin eşi-kadının evlenme şansı değerlendirilmeden hüküm tesisi ve faizin temerrüt tarihi yerine ölüm tarihinden başlatılması da doğru olmamıştır. Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş; eser sözleşmesi hükümleri doğrultusunda yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan davalının kusur oranının saptanması, kadının evlenme şansının değerlendirilerek tazminatın saptanması ve faizin temerrüt tarihi araştırılarak başlatılmasından ibarettir. Karar belirtilen nedenlerle bozulmalıdır....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı ... tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesi ilişkisinin icrası sırasında elektrik çarpması suretiyle meydana gelen kazada yaralanan yüklenicinin, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece tüm davalılar müteselsilen sorumlu tutularak, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı ve davalılar vekillerince temyiz edilmiştir....

          Taraflar arasındaki uyuşmazlık asıl dava eser sözleşmesinin ayıplı ifası sebebiyle ödenen iş bedeli ile delil tespit ve noter masraflarının iade istemine, birleşen davada eser sözleşmesi bedelinin eksik ödenmesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalinden kaynaklandığından ve dosyada 15. Hukuk Dairesi'nin bozma kararı bulunduğundan temyiz incelemesi yapmak görevi Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi'ne aittir. 23.07.2016 tarih ve 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, dairelerce görevsizlik kararı verildiğinde, ikinci dairece başka bir daireye gönderme kararı verilmeden dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Dairenin belirlenmesi için Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz incelemesi ile görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 27/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ise 21.04.2014 tarihinde imzalanmıştır....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinin ifası sırasında dava dışı ölenin mirasçılarına ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı iş sahibi vekilince yasal süresi içerisinde temyiz olunmuştur. Davacı iş sahibi, davalı yüklenici iş ortaklığı ile 04.01.2006 günlü ".... ... ......

              KARŞI OY Gündüz meskun mahaldışı, hafif viraj ve 5 m genişliğinde dar yolda idaresindeki otomobille seyreden sanığın karşı yönden gelen ve şerit ihlali yapan ölenin kullandığı otomobille çarpışmasından sonra kalp hastası olan ölenin olaydan 10 dakika sonra kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırılması sırasında kalp krizi sonucu ölmesi şeklinde gerçekleşen olayda, Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinin raporuna göre kişinin ölümünün kalp damar hastalığı sonucu meydana gelmiş olduğu, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu raporuna göre de kişinin ölümünün trafik kazasındaki travmanın ve stresin kendinde mevcut kronik kalp-damar hastalığının aktif hale geçmesiyle gelişen solunum-dolaşım durması sonucunda meydana geldiğinin belirtilmiş olması karşısında sanığın taksirle ölümden sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle hükmün bozulması gerekitği çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayız....

                Yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde, davalı T4'a ait köy evinin inşaatı işlerinin yapımı sırasında zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiğinin anlaşılması karşısında, Mahkemece kazasının meydana geldiği tarih itibariyle davalı T4'ın asıl işveren sıfatının bulunup bulunmadığı, davalılar arasındaki ilişkinin istisna (eser) sözleşmesi mi yoksa hizmet sözleşmesi mi olduğu yönünden gerekli ve yeterli inceleme yapılmaksızın, sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde, usulünce yapılacak araştırma neticesinde, davalılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğini tespit etmekten ibarettir. Davalılar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu kanaatine varılacak olursa, iş kazasını meydana gelmesinde üçüncü kişinin kusuru halinde sorumluluğuna ilişkin 5510 sayılı Kanun'un 21/4. Maddesinin de irdelenmesi gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu