Tüketici Mahkemesi ise, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 3/d maddesinde hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet olarak, 3/e maddesinde de, tüketici, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Borçlar Yasasının 355. maddesinde ise, istisna akdi bir tarafın iş sahibi, diğer tarafın yüklenici konumunda olduğu ve bedel karşılığında bir şeyin imalinin yapılmasının sağlandığı sözleşme olarak tanımlanmıştır. Hizmet sözleşmesi ve eser sözleşmesi birbirine çok yakın kavramlar olup; hizmette, ücret, bağımlılık ve devamlılık, eser sözleşmesinde ise, bir şeyin ücret karşılığı imali söz konusu olmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/623 Esas KARAR NO : 2023/682 DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/10/2023 KARAR TARİHİ : 06/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili şirket ile davalı yüklenicilerden oluşan adi ortaklık arasında 31.03.2014 tarihli ......
Bilirkişiler tarafından alınan raporda özetle; Dava konusu ----- davacıya ---- ---- taşıma sırasında zayi olduğunun taraflar arasında çekişmesiz olduğu, davalı taşıyıcı firmanın -----taşımacılığı sırasında meydana gelen zayi nedeniyle ---- Konvansiyonu 18'inci madde kapsamında sorumlu olduğu, davalı taşıyıcının---- sorumluluğunun sınırlı olacağı, davalı taşıyıcının sorumlu olduğu sınır kapsamında meydana gelen zayi nedeniyle davacı takip alacaklısının ----Esas sayılı dosyasına ödeme yaptığı ve zayi nedeniyle ödemesi gereken tazminattan dolayı bir borcunun bulunmadığı, davacı firmanın ---- Esas dosyası ile başlattığı takibe davalının vaki itirazının yerinde olduğu, Ayrıca ----"Gerçekten de ---- 18/3 üncü maddesi uyarınca, ----- taşıma süresi --- dışında kara, ---- -----yoluyla yapılan bir taşımayı kapsamaz ancak belirtilen taşımalar --- taşıması sözleşmesinin ifası zımnında yükleme, teslim veya aktarma amacıyla yapılmış ise meydana gelen her türlü zarar, aksi sabit olmadıkça --- süresinde...
Dava, TBK'nın 470 vd. maddelerine göre açılmış, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili konusundaki icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasındaki sözleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlığın, eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilip çözülmesi gerekli ve zorunludur. 6098 Sayılı TBK'nın 470. maddesi, "Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi, "Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır....
Diğer yandan; eser sözleşmesinde, yaratılacak sonuç (eser) önemli öge olduğu halde; hizmet sözleşmesinde, belirli ya da belirli olmayan bir süreyle işgörme ögesi önemlidir. Yani bir eser ortaya çıkarmayan emek harcamaları da, iş sözleşmesi yönünden işgörme sayılır. Eser sözleşmesi belli bir sonucun meydana getirilmesi şeklinde oluşurken, hizmet sözleşmesinde herhangi bir sonuç taahhüt edilmemektedir. Başka bir ifadeyle, eser sözleşmesinde, bir bina gibi eserin tamamlanması taahhüt edilirken, hizmet akdine bağlı çalışan işçinin bu tarz bir taahhüdü bulunmamaktadır. Hizmet sözleşmesinde, belirli veya belirsiz bir süreliğine hizmet ediminin hasredilmesi söz konusu iken işçi açısından sonucun varlığı önemli değildir. Ayrıca, eser sözleşmesinde iş sahibi eserin meydana getirilmesi aşamasında yükleniciye doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak talimat verebilir....
Uygulamada çok yaygın olarak görüldüğü gibi cami yaptırmak için dernek kurulduğunda ve cami yaptırmak için Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan izin alındığında, cami yapımı sırasında meydana gelen zarar nedeniyle başkanlığın da sorumlu tutulması gerekecektir. Sözleşme ilişkisinin bu şekilde, borçlar kanunun genel ilkeleri göz ardı edilerek yorumlanması halinde, sözleşme ilişkilerinde taraf sıfatının da bir önemi kalmayacak ve sorumluluk açısından adeta bir kaos durumu ortaya çıkacaktır. Sözleşmenin nispiliği de ortadan kalkacak, bir ayni hak gibi işin sahibi olmak sorumlu olmak için yeterli kabul edilecektir. Davaya konu olayda da okul arazisine çeşme yapılmasına ilişkin bir eser sözleşmesi söz konusudur. Çeşmenin yapıldığı alan davalı idareye ait olmakla birlikte, çeşmenin yapılmasını hayırsever ... üstlenmiştir. ... yapımını üstlendiği işi dava dışı ...’a vermiştir. Bu şahıs da yüklenici konumundadır....
Hizmet akdi çoğu kez 818 sayılı Borçlar Kanununun 355. maddesinde tanımlanan istisna akdi (eser sözleşmesi) ile karıştırılabilmekte, ikisinin ayırt edilebilmesi bazı durumlarda güçleşmektedir. Çalışan, iş gücünü belirli veya belirsiz bir zaman için çalıştıranın buyruğunda bulundurmakla yükümlü olmayarak, işveren buyruğuna bağlı olmadan sözleşmedeki amaçları gerçekleştirecek biçimde edimini görüyorsa, sözleşmenin amacı bir eser meydana getirmekse, çalışma ilişkisi istisna akdine dayanıyor demektir. Hizmet akdinde ise, çalışan, emeğini iş sahibinin emrine hazır bulundurmaktadır ve ücret, faaliyetin meydana gelmesinin sonucu için değil, bizzat yapılan faaliyetin karşılığı olarak ödenmektedir....
Ancak kazanın meydana gelmesine etkili ve nedenselllik bağı bulunan bir ihmal ve eyleminin bulunması halinde ve kusurlu olması durumunda sorumlu tutulabilir. Eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı ve yüklenicinin kaza geçirmesi halinde iş sahibinin kusurlu olup olmadığının iş mevzuatı ve iş güvenliği hükümlerine göre değil eser sözleşmesi ve borçlar hukukunun sorumluluk ilkelerine göre saptanması gerekir. Taraflar arasındaki ilişki, eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve davanın da eser sözleşmesi hükümlerine göre ve Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı gözetilerek yüklenici ve iş sahibinin kusurlu olup olmadıkları ve varsa oranının belirlenmesi için eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirme yapacak konunun uzmanlarından oluşan heyetten rapor alınması zorunludur....
Açıklanan bu hukukî sebeplerle; kural olarak eser sözleşmesi ile yüklenilen edimlerin ifası sırasında veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerçekleşen zararlı olayların oluşumunda etkili olan yüklenicinin kusurunun, daima iş sahibinin kusurundan daha ağır derecede olması gerekir. Ceza mahkemesince alınan 18.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen kusur oranları mahkemece kabul edilerek hükme esas alınması doğru olmamıştır. Taraflar arasındaki ilişki 818 sayılı BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğu gözetilerek yüklenici ve iş sahibinin kusurlu olup olmadıkları ve varsa oranının belirlenmesi için eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirme yapacak konunun uzmanlarından oluşan heyetten rapor alınması zorunludur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :......Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, kasten yaralama sonucu meydana gelen ölümden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 19.01.2015 gün ve 8 sayılı kararı uyarınca Dairemiz görev alanı dışındadır. Dosyanın inceleme yerinin belirlenmesi için 11 Nisan 2015 Tarihli ve 29323 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 60/II. fıkrası uyarınca dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 02/05/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....