Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir (Değişik cümle: 19/03/2003 - 4829 S.K./9. md.). Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir...”...
Merkez Karakaş Köyü 1084 parsel numarası ile ölü tespit maliki davalı ... ve davalı ... adına oluşturulan tespitin iptali ile, iş bu taşınmazın toplam 40 hisse kabul edilerek, 20 hisse davalı ... oğlu 1972 doğumlu ... adına müşterek mülkiyet hükümlerine göre tapuya tespit ve tesciline, yine dosya içerisine celp edilen ölü tespit maliki ...'nin nüfus aile kayıt tablosuna göre mirasçısı olarak gözüken, 5 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin eşi ...kızı ... adına, 3 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin evladı...adına, 3 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin evladı ... adına, 3 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin evladı ... adına, 3 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin evladı ... adına, 3 hisse ölü tespit maliki davalı ...'nin evladı ... adına, iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre tapuya tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu korunma ihtiyacı doğmadan (yani bu hukuki korunma ihtiyacının gelecekte duyulacağından bahisle) tespit davası açılamaz. Bir hukuki ilişkinin tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması da şu üç şartın birlikte varlığına bağlıdır: 1-Davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı, 2-Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı, 3-Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulamayan) tespit hükmü, bu tehlikeyi kaldırmaya elverişli olmalıdır. Kural olarak da gelecekteki yararlara veya zararlara dayanılarak tespit davası açılamaz. Tespit davalarında hukuki ilişki ve hukuki yarar dava şartıdır. Hakim, bir tespit davasında bu iki şartın da var olup olmadığını yargılamanın her safhasında re'sen göz önünde bulundurmakla görevlidir....
Davacı ..., çekişmeli taşınmazın 3/13 hissesinin adına tespit edildiğini, ancak taşınmazın tamamında 70-80 yılı bulan zilyetliğinin bulunduğunu, taşınmazın tamamının adına tespit edilmesi gerektiğini iddia ederek, davacı ..., çekişmeli taşınmazda murisi dolayısı ile hak sahibi olduğunu ve kendi payı oranında adına tespit yapılması gerektiğini iddia ederek, davacı ... ise, çekişmeli taşınmazda murisleri dolayısı ile hak sahibi olduğunu ve ... oğlu ... mirasçıları adına miras payları oranında tespit yapılması gerektiğini iddia ederek dava açmışlardır. Mahkemece, davacılar ... ve ...'ın mirasçılık ilişkileri ve zilyetliklerinin belirlenemediği, davacı ...'ın taşınmazı kullandığı belirlense de ne kadarlık hissede ne kadar süredir zilyet olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davaların reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli değildir....
Gerekçe: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu alacaklar bakımından tespit davası açılıp açılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde tespit davası yoluyla mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edilebileceği, tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması gerektiği ve maddi vakıaların, tek başına tespit davasının konusunu oluşturamayacağı hususları düzenlenmiştir. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukui ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir....
Gerekçe: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu alacaklar bakımından tespit davası açılıp açılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde tespit davası yoluyla mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edilebileceği, tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması gerektiği ve maddi vakıaların, tek başına tespit davasının konusunu oluşturamayacağı hususları düzenlenmiştir. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/360 Değişik İş sayılı dosyası ile 11.07.2011 tarihinde tespit yaptırılmış, yapılan inceleme sonucu taşınmazın projeye uygun olarak eski hale getirilme bedelinin 18.825 TL olduğu bildirilmiştir. Tespit raporunun davalıya tebliğ edilemediği görülmektedir. Davacı, açmış olduğu işbu dava ile tespit bilirkişisi raporu ile belirlenen 18.825 TL eski hale getirme bedelinin tahsilini talep etmektedir. Yargılama sırasında davalı taraf, tespit raporuna itirazlarını bildirmiş ise de, mahkemece bu rapor çerçevesinde davanın kabulüne karar verilmiştir. 1086 Sayılı HMUK'nun 368-374 (6100 Sayılı HMK'nun 400-406 ) maddelerinde düzenlenmiştir. Bu kısımda tespit raporuna itiraz konusunda açık düzenleme yer almamakla birlikte, yasanın 373. maddesinin yollaması ile aynı yasanın 283. maddesine göre, yokluğunda tespit yapılan tarafın bir haftalık süre içinde tespit sonucu alınan bilirkişi raporuna itiraz hakkı bulunmaktadır....
B.. adına tespit ve hükmen 10.01.2000 tarihinde, 136 ada 6 ve 151 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği uyarınca tarla vasfıyla davalılardan M.. B.. adına tespit ve 25.11.1999 tarihinde, 151 ada 2 parsel sayılı taşınmaz tarla vasfıyla davalılardan M.. B.. adına tespit ve hükmen 10.01.2000 tarihinde, 136 ada 8 ve 151 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği uyarınca tarla vasfıyla davalılardan M.. B.. adına tespit ve 25.11.1999 tarihinde, 136 ada 9 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği uyarınca tarla vasfıyla davalılardan Zerif adına tespit ve 25.11.1999 tarihinde, 151 ada 9 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği uyarınca tarla vasfıyla davalılardan A.. B.. adına tespit ve hükmen 12.07.2000 tarihinde, 151 ada 27 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği uyarınca tarla vasfıyla davalılardan N.....
adına tespit ve tescil edilmiş, taksimle ... ve ... adlarına intikal etmiş; 104 ada 50 parsel sayılı 209,07 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve tescil edilmiş, taksimle ... adına intikal etmiş; 105 ada 100 parsel sayılı 52,56 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve tescil edilmiş, taksimle ... adına intikal etmiş; 116 ada 1 parsel sayılı 202,76 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve tescil edilmiş, taksimle ... ve ... adlarına intikal etmiş; 114 ada 3 parsel sayılı 71,70 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve tescil edilmiş, satış yoluyla ... kızı ... adına intikal etmiş, 105 ada 57 parsel sayılı 1695,40 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve tescil edilmiş, taksimle ... ve ... ile ... adlarına intikal etmiş, 105 ada 75 parsel sayılı 601,86 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ......
Davacı taraf, davalı kuruma tespit için başvuru işlem prosedürlerin tamamlamadan ve usulüne uygun başvuru yapmadan mahkememizde dava açtığı, bu durumun Davacı tarafın henüz başvuru işlemlerini tamamlamadan ve davalı kurumdan usulüne uygun başvuru yapıp "red" cevabı almadan eksik evrak ile başvuru yaptığından bahisle tespit davası açılamaz. Tespit talep edilen hususlarda eksik belgeleri tamamlayıp sonuca ulaşma imkanı mevcutken tespit talep etmekte hukuki yarar görülmemiştir. Derdest dava H.M.K.'nın 106. maddesi çerçevesinde açılmış bir tespit davasıdır. Anılan hükmün ikinci fıkrasında tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunması gerektiği emredilmiş bulunduğundan, öncelikle hukuki yararın varlığını belirlemek gerekir. Aksi halde uzun uğraşlar sonucu elde edilecek tespit hükmünün hukuki sonuç doğurmaya elverişli olmayan, şeklî bir karar olarak kalması muhtemeldir. Tespit istemekte hukuki korumaya muhtaç bir yararın varlığı aranır....