Danıştay Beşinci Dairesi tarafından da, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE : MADDİ OLAY : Polis memuru davacı hakkında, Ürgüp İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde görevli olduğu dönemde "birim amirliği hizmetlerinde kullanılan bilgisayarı, sıralı amirlerine bilgi vermeksizin kurum dışında tamir ettirdiği, lojistik büro amirliğine yeni atanan polis memuru Y.U. ile büro amirliğinde yürütülen iş ve işlemlerle ilgili bilgi paylaşmadığı, 15/08/2014 tarihli valilik oluruyla il emniyet müdürlüğü emrine geçici olarak görevlendirildiğinden, ilişik kesmek için ilçe emniyet müdürlüğüne geldiğinde "bürolara zimmetli demirbaş malzemelerin sayım ve devir tesliminin yerinde yapılması" konusunda ilçe emniyet müdürünce verilen yazılı emrin...
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … (Kararda sehven 2018 yazılmıştır.) tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu'nun 12. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilse dahi emre itaatsizlikte ısrar suçundan mahkum olmanın sözleşmenin feshini gerektiren haller arasında sayıldığı, askerlik hizmetinin önem ve özelliği gözetildiğinde ceza yargılaması kapsamında verilen hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararının sözleşmenin feshine mani olmamasının yadsınamayacağı, askeri bilgi ve belgelerin gizliliğinin esas olduğu gözetildiğinde askeri emrin fotoğrafını ve videosunu çekmek şeklinde gerçekleşen eylemleriyle işlediği anlaşılan emre itaatsizlikte ısrar suçunun askerlik hizmetiyle bağdaşır bir yönünün bulunmadığı, davacının emre itaatsizlikte ısrar suçundan mahkum olduğu ve Kanun'un amir hükmü gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilse dahi bu suçtan mahkum olmak sözleşmenin feshini gerektirecek haller...
Dava konusu ödeme emrin içeriği vergi borçlarına ilişkin … tarih ve …, …, …, …, … ve … sayılı ihbarnameler davacının ikametgâh adresi olan "… Mahallesi ... Sok. No:… Küçükçekmece/İstanbul" adresinde 15/09/2015 ve 03/11/2015 tarihlerinde tebliğe çıkarılmış, davacının en yakın komşusunca verilen beyana istinaden adresten taşındığı şerhi düşülerek tebliğ zarfı merciine iade edilmiştir. 21/10/2015 tarihinde mahalle muhtarı ve adreste ikamet ettiğini belirten kişi nezdinde düzenlenen adres tespit tutanağıyla davacının adresten taşındığı, adreste başka birinin ikamet ettiği, muhtarlık kaydının bulunmadığı tespit edilmiş, ifade sahibinin ismine yer verilerek ve imzadan imtina ettiği belirtilerek değinilen tespitler muhtar mührü ve imzasıyla tutanak altına alınmıştır....
Dosya içerisinde yer alan davacı kurum iç denetçisi tarafından düzenlenen raporda; gönderme emri üzerinde ödenecek miktar yanında "Tarımın SSK-İşşizlik Primi olup bankanız nezdindeki 110100001215752101 nolu hesaba mal" şeklinde bir ibarenin yazılı olduğu, bu emrin mutad olarak elden bankaya getirilerek bankadaki ödenekten ilgili hesaba aktarma yapıldığı, ödeme emri üzerine işlemin yapıldığı fişin incelenmesinde Kocaköy Mal Müdürlüğü hesabına 2.261,28 TL borç ve bunun karşılığında İŞKUR Diyarbakır İl Müdürlüğü hesabına aynı miktarda alacak kaydının yapıldığı, bu işlem sonrası bütün ilgililerin paranın doğru hesaba yatırıldığı kabulüyle Sigorta İl Müdürlüğü'nün 13.6.2003 yazısına değin herhangi bir araştırma yapmaya gerek görmedikleri, bu yazıyı müteakip Bakanlık İlçe Müdürlüğü'nce paranın ilgili hesaba aktarıldığı cevabı yanında, Ziraat Bankası ......
ifası(TCK madde 24) nın maddi şartlarında kaçınılmaz bir yanılgıya düştüğü kabul edilirek, hatanın TCK'nın 30/3 maddesi delaletiyle 30/1 maddesi kapsamında kastı kaldıracağından 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi gereğince beraatine, bb- Sanığın, işlediği fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini bilmesine rağmen, esasen hukuk düzeninde kabul edilmeyen “konusu suç teşkil eden emrin ifası” nın, askeri hiyararşi içinde mutlak itaat ve emrin muhtevasını sorgulayamama ilkelerinin sonucu olarak bağlayıcı olduğu hususunda kaçınılmaz bir yanılgıya düştüğü kanaatine varıldığında hukuka uygunluk nedenlerinin varlığında kaçınılmaz bir yanılgıya düştüğü kabul edilerek, kaçınılmaz izin yanılgısı kusuru tamamen ortadan kaldıracağından TCK'nın 30/4 maddesi delaletiyle, 5271 sayılı CMK'nın 223/3-d maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmelidir....
e personelin reaksiyon seviyesinin görülmesi için gemi personelinin çağrılması ve aynı emrin 2. Arama Tarama Filokillası Komadoru Albay tanık ...'a iletilmesini istediği, bunun üzerine tanık ...'in 8 adet gemi komutanını birliğe çağırdığı, durumun 2. Arama Tarama Filokillası Komadoru Albay tanık ...'a da iletildiği, tanık ...'ın izinde olması nedeniyle yerine vekalet eden Binbaşı ... ile tanık Erdek Deniz Üs komutanı Albay ...'in aranarak birliğe çağrıldığı, saat 22:35'de MEDAS üzerinden Sıkıyönetim emri ve 22:38'de Hazırlık ikazı ve birlik intikali isimli 2 emrin haber merkezine ulaştığı, saat 22:50 sularında sanık ve tanıklar birlikte otururken Sıkıyönetim emri emir subayı tarafından arz edildiği, yapılan çağrılar üzerine üst rütbeli tanıkların, gemi komutanlarının ve personelin birliğe intikal ettiği, Sanık ...'in Balıkesir Bakım Okulu ve Eğitim Merkez Komutanı ve İl Garnizon komutanı olarak Tümgeneral rütbesinde, sanık ...'...
'nun 21.12.2010 tarihli, bakteriyal sepsis başlangıç belirtileri arasında "nabız hızlanmasının" da olduğunu belirtir bilirkişi raporu da dikkate alındığında, müteveffanın vefatına sebep olan durumun daha önceden fark edilip edilemeyeceği, önceden fark edilmesi durumunda müteveffanın vefatının önlenip önlenemeyeceği, bahsi geçen emrin yerine getirilmesi hususunda olay günü kimlerin görev ve sorumlulukları bulunduğu hususlarının da araştırılması gerektiği belirtilerek, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmiştir. 5....
Anılan maddeler uyarınca arama kararında; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi, aranılacak eşyanın elde edilmesi halinde el konulup konulmayacağı hususlarının açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda, sanık tarafından yasa dışı bahis oynatıldığı iddia olunan bodrum katta Cumhuriyet savcısı ya da Mahkemece verilen bir karar olmaksızın yapılan aramada ele geçen delillerin, Anayasa'nın 38/6, 5271 sayılı Kanun'un 206/2-a, 217/2, 230/1. madde ve fıkralarına nazaran hukuka aykırı olarak elde edildiği anlaşılmakla, anılan bu delil hükme esas alınamaz....
Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir. [2] Arama karar veya emrinde; a) Aramanın nedenini oluşturan fiil, b) Aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, c) Karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi, Açıkça gösterilir. [3](5353 sk. değ.) Arama tutanağına işlemi yapanların açık kimlikleri yazılır. [4] Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur. [5] (5353 sk. değ.) Askerî mahallerde yapılacak arama, Cumhuriyet savcısının istem ve katılımıyla askerî makamlar tarafından yerine getirilir. 3- Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği: Adlî aramalarda karar ve emir verme yetkisi Madde 7- Adlî aramaya karar vermek yetkisi hâkimindir....
Kendilerine tebliğ edilen mesaj emriyle hareket eden ve bu emrin gereklerini yerine getirdikleri anlaşılan sanıklar Ö. ve M.'nın mağdura izin imkânı veren mahkeme kararından ya da içeriğinden haberdar olduklarına ve bu kararın kendilerine mesaj emriyle birlikte tebliğ edildiğine dair ve İl Jandarma Alay Komutanı olan sanık H.'nın somut olaya özgü diğer sanıklara emir ve talimat verdiğine ilişkin mahkemece yeterli araştırma yapılmamış olması bir yana, kendilerine, mahkeme kararına istinaden Cumhuriyet Başsavcılığınca tevdi edilen bir görevi, yukarıda gösterilen mevzuat hükümlerine ve yerleşmiş uygulamaya uygun olarak yerine getirdikleri anlaşılan ve mağdurun şikâyetçi olmadığı tüm sanıkların ne şekilde suç işleme kastı ile hareket ettikleri hususunun yerel mahkemece tam olarak ortaya konulamadığı gibi daha önce izin kullanan tutuklu Ş. D....