Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Astın, verilen emrin hukuka uygunluğunu sorgulama ve değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. 211 sayılı Kanunun 14/2. maddesi gereğince verilen emir hukuka aykırı ise sorumluluk emri verene aittir. Verilen emrin suç teşkil etmesi durumunda ise emri veren ve yerine getirenin sorumluluğu aynı Kanunun İştirak başlıklı 41/2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre amirin emri suç teşkil ediyorsa ve ast, amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadı ihtiva eden bir fiile müteallik olduğunu biliyorsa hem emri veren hem de emri yerine getiren sonuçtan iştirak hükümlerine göre sorumlu olacaktır. Astın cezai sorumluluğu, ancak emrin hizmete müteallik olmaması, suç işlemek maksadıyla verilmesi ve bu maksadın ast tarafından bilinmesi halinde sözkonusu olabilecektir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili banka arasında imzalanan Yatırım Hesabı Çerçeve Sözleşmesi ve Pay Piyasası İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi kapsamında davacının müvekkili banka aracılığı ile hisse senedi/varant gibi kıymet alım satımı yapmakta olduğunu, müvekkili bankanın emir iletimine aracılık faaliyeti kapsamında her işlem gününde yüzbinlerce emrin borsaya iletilmesinde aracılık etmekte olduğunu, davacı tarafın zararının sebebinin müvekkili banka sistemindeki teknik arıza olduğu iddiasını hiçbir şekilde kabul etmediklerini, kısa süreli teknik sorunların yaşanmasının ihtimal dahilinde olduğunu ve davacı tarafın bankanın işbu hususlarda sorumlu olmayacağını kabul, beyan ve taahhüt etmiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; Yatırım Hesabı Çerçeve Sözleşmesi'nden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir....

      İdare Mahkemesince bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararla; Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 10. maddesine göre emniyet mensuplarına ceza verilebilmesi için verilen emrin kasten yerine getirilmemiş olmasının ve bu durumun kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konulmasının gerektiği, olayın gelişimi dikkate alındığında davacının amirin talimatına rağmen ilgili kişiye evrakı vermeme kastının olmadığı, başka bir şahısla görüşmesi sebebiyle bilahere evrakı vereceğini ima ettiği, davacının fiilinin amirin emrini yapmamak olarak değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla isnat edilen suç tipine uymadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının disiplin cezasına konu fiilinin sabit olduğu, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir....

        Noterliğinden 04.09.2015 tarih ve 9131 yevmiye numaralı olağanüstü genel kurul toplantı çağrısı yapıldığını, müvekkilleri ve dava dışı malikler Emrin Urhan ve Mustafa Urhan'ın ilk toplantı günü olan 29.09.2015 ilâ ikinci toplantı günü olan 08.10.2015 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantı ilanında yer olan gün ve saatte toplantıya katıldıklarını, ancak karşı taraf olan ... ve ...'...

          Olayda; verilen emrin geç yerine getirilmesi değil, davalının yanıltılması ve kandırılması söz konusudur. Çünkü davacı, kendisine verilen “acilen olay yerine gidilmesi” yönündeki açık talimat karşısında mazeret ileri sürerek gitmeyeceğini beyan etmemiş, ./.. “tamam” diyerek kendisine talimat vereni yanıltmış ve onun başkaca bir tedbir almasına engel olmuştur. Davacının bu davranışı dürüstlük ve sadakatle bağdaşmayan ve bu yönüyle de iş sözleşmesinin haklı nedenle feshini gerektiren bir harekettir. İlaç pazarlama elemanlarının ziyaret etmediği bir doktoru ziyaret etmiş gibi raporlaması veya kendisine nerede olduğu sorulunca yalan beyanla görüşme yaptığını söylemesi birçok Daire kararında iş sözleşmesinin haklı nedenle feshini gerektiren bir davranış olarak değerlendirilmiştir. Davacı işçiye verilen talimatın sıradan bir işin yerine getirilmesi şeklinde değerlendirilmesi mümkün değildir....

            Astın, verilen emrin hukuka uygunluğunu sorgulama ve değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. 211 sayılı Kanun 14/2. maddesi gereğince verilen emir hukuka aykırı ise sorumluluk emri verene aittir. Verilen emrin suç teşkil etmesi durumunda ise emri veren ve yerine getirenin sorumluluğu aynı Kanunun İştirak başlıklı 41/2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre amirin emri suç teşkil ediyorsa ve ast, amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadı ihtiva eden bir fiile müteallik olduğunu biliyorsa hem emri veren hem de emri yerine getiren sonuçtan iştirak hükümlerine göre sorumlu olacaktır. Astın cezai sorumluluğu, ancak emrin hizmete müteallik olmaması, suç işlemek maksadıyla verilmesi ve bu maksadın ast tarafından bilinmesi halinde sözkonusu olabilecektir....

              talebi için 531.850 adet *(1,02- 0,192)=440.371 euro, 03.11.2015 tarihli işlem talebi için 531.850 adet *( 0,80- 0,192) = 323,364 euro olarak yapılması gerektiği, Davacının iddia ettiği üzere 22.06.2015 tarihinde tüm hisseleri(531.850 adeti için 1.02 euro fiyatlı satıs emri verdiğine ilişkin hiçbir delil olmadığı,, davalının 11:02 'de İşlemlerin kapalı olduğu bilgisini vermesinden sonra aynı gün saat 11:26 da davalıya ilettiği ihtar içerikli e-mailinde "98.400 adet 1.02 euro fîyat ile satmak istiyordum satamadığım için gün sonu oluşacak farkı talep ediyorum" ifadesinin bir satıs emri olmadığı, gün sonu kapanısın 1.06 euro olarak gerçekleşmiş olması nedeniyle. gün sonu itibariyle zarar oluşmadığından davacının maildeki talep ve itirazının da geçerli olamayacağı, davacının 03.11.2015 tarihinde davalıya iletmiş olduğu ETE:GA paylarının 177.000 adet 0,30 Fiyat ile iptale kadar geçerli" satış emrinin davalı tarafından sisteme 12 dakika geç girilmesi sebebiyle gerçekleşmediği iddiasında; emrin...

              bilerek ve isteyerek emrin gereğinin yerine getirilmemesi ya da konulan yasağa aykırı hareket edilmesi gerekmektedir....

              Astın, verilen emrin hukuka uygunluğunu sorgulama ve değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. 211 sayılı Kanun 14/2. maddesi gereğince verilen emir hukuka aykırı ise sorumluluk emri verene aittir. Verilen emrin suç teşkil etmesi durumunda ise emri veren ve yerine getirenin sorumluluğu aynı Kanunun İştirak başlıklı 41/2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre amirin emri suç teşkil ediyorsa ve ast, amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadı ihtiva eden bir fiile müteallik olduğunu biliyorsa hem emri veren hem de emri yerine getiren sonuçtan iştirak hükümlerine göre sorumlu olacaktır. Astın cezai sorumluluğu, ancak emrin hizmete müteallik olmaması, suç işlemek maksadıyla verilmesi ve bu maksadın ast tarafından bilinmesi halinde söz konusu olabilecektir....

                Mevzuat, konusu suç teşkil eden emir müstesna, amir tarafından verilen emrin muhteva itibari ile kanuna uygunluğunu araştırmaktan astı yasaklamıştır. Emrin hizmete ilişkin olması halinde, emri yerine getiren kimsenin prensip itibari ile hiç bir ceza sorumluluğu yoktur ve bütün sorumluluk sadece emri verene aittir. Özel nitelikte olmayan ve bu özel niteliği ilk bakışta anlaşılmayan her emir, hizmetle ilgili sayılmak gerekir. Ast kendisinden verilen emrin bir suç işlemek maksadı ile verildiğini biliyorsa ve buna rağmen emri yerine getirmişse kendisi de amirle birlikte ceza görecektir. Dikkat edileceği veçhile, astın bu hususta sadece bir şüpheye kapılması cezalandırılması için yeterli değildir, zira her asker, amiri tarafından verilen emrin kanuni olduğunu farz ve kabul etmek zorundadır ve bu konuda ast lehine bir karinenin varlığı kabul edilebilir(AsCK 41, f. 2 ve 3)(Prof, Dr. Sahir Erman Askeri Ceza Hukuku Syf 176 vd.). Emrin hukuka uygunluğu konusunda yanılgı olabilir....

                  UYAP Entegrasyonu