Sanığın emlak komisyonculuğu yaptığı, katılanın evinin satılması hususunda yaptığı anlaşma üzerine eve müşteri bulduğu ve katılan ile anlaştırıp aralarında sözleşme düzenlediği, bu sözleşme uyarınca tarafların cayma halinde 10000 TL tazminat ödeyeceğinin, bu nedenle iki tarafın da emlakçı olan sanığa 10000 TL bedelli senet vereceğinin kararlaştırıldığı, sanığın senetleri tanzim ederek taraflara imzalattığı, katılanın evi satmaktan vazgeçmesi sonrası alıcı ile ibraname düzenlediği ve sanıktan senedin iadesini istemesi üzerine sanığın masraflarının ve komisyon ücretinin ödenmemesi nedeniyle senedi iade etmediği, şikayet üzerine kolluğa teslim ettiği olayda, sanığın TCK’nın 26. maddesi uyarınca hakkını elde etmek için senedi elinde tuttuğu anlaşıldığından sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, tehdit HÜKÜM : 1-TCK’nın 157/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet 2-TCK’nın 106/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet Dolandırıcılık ve tehdit suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Emlak komisyonculuğu yapan sanığın, tanık ...’a ait evi onun bilgisi dışında katılana satma konusunda 55.000 TL’ye anlaştıkları ve katılandan toplamda 1.750 TL komisyon ücreti aldığı, belirlenen gün sanığın tapuya gelmeyerek fiyatın 65.000 TL’ye yükseldiğini söylediği, katılanın komisyon ücretini vermesini istediği aksi halde aldığı senedi işleme koyacağını beyan etmesi üzerine sanığın katılana “ biz de boş değiliz, benim vukuatlarım var, seni ve aileni çolunu çocuğunu öldürürüm” diyerek tehdit ettiği, sanığın bu şekilde dolandırıcılık ve tehdit suçlarını işlediği iddia olunan olayda; Sanığın...
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin emlak komisyonculuğu yaptığını ve davalı borçlu ile dava dışı arsa sahibi arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalanmasında aracılık yaptığını, alım satım komisyon sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca müvekkilinin komisyon alacağı doğduğunu, davalının kısmi ödeme yaptığını, bakiye miktarın ödenmemesi üzerine girişilen takibe, davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkilinin rızası dışında bedel hanesini doldurduğunu ve inancı kötüye kullandığını, M.K.’nun 2. maddesi uyarınca davacının bir hak talep edemeyeceğini öne sürerek davanın reddi ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; arsa sahiplerinin dairelerinde ve ortak alanlar yönünden davacı payına düşen eksik iş bedeli olarak 51.421TL’nin tahsili ile kira tazminatı yönünden ise; sözleşmede yer alan teslim tarihiyle dosyada mevcut emlak komisyonculuğu sözleşmesi tarihleri arasında hesaplanan 840TL kira tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
nın 157/1, 52, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, ancak; uzlaştırmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede; Sanığın, emlak komisyonculuğu yapan katılandan kız kardeşine ait İzmir'deki gayrimenkullerinin satılmasını istediğini söylediği, kız kardeşinden vekaletname alabilmesi için katılandan 70 TL ve 300 TL olmak üzere, toplam 370 TL para aldığı, ancak söz konusu vekaletnameler gelmediği gibi, sonrasında sanığa da ulaşılamadığı, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık savunmaları, katılan beyanları, uzlaştırmanın sağlanamadığına dair rapor ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/12/2013 tarih ve 2008/361-2013/995 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, müvekkilinin emlak komisyonculuğu yaptığını, müvekkilinin davalıya ödünç verdiğini, karşılığında bono aldığını, borcun ödenmediğini, davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, 25.000,00 TL alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, tapuda mesken olarak gösterilen dava konusu bağımsız bölümün işyeri olarak (emlak komisyonculuğu işi için) kullanıldığı ve bu hususta anataşınmazdaki tüm kat maliklerinin oybirliğiyle aldıkları bir kararın bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bölge adliye mahkemesince; taraflar arasında akdedilen sözleşme içeriğinde açıkça ve kuşkuya mahal vermeyecek şekilde davalı alıcının kendi payına düşen emlak komisyon ücretinin yanı sıra satıcının payına düşen emlak komisyon masrafını da ödeyeceği yönünde bir ibarenin olmadığı, bahsi geçen sözleşme kapsamında yer alan “Tapu ve emlak komisyoncu masrafları alıcıya aittir.” ifadesinden, alıcının hem kendisine ait hem de satıcıya ait emlak komisyon bedelini ödemekle yükümlü olduğuna dair bir çıkarıma varılamayacağı gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; karar süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere göre, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı eldeki davada, 12.04.2014 tarihli sözleşmesi kapsamındaki komisyon alacağının tahsili istemiyle başlattığı takibe vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 1. maddesine göre...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : İhtiyati haciz isteyen vekili dava dilekçesinde özetle "...müvekkilinin Alanya' da faaliyet gösteren Sedir Emlak isimli emlak firmasının sahibi olduğunu, karşı tarafın yabancı ülke vatandaşı olduğunu ve müvekkili ile aralarındaki simsarlık/emlak komisyonculuğu sözleşmesine istinaden müvekkilinin aracılığı ile 3....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/03/2015 tarih ve 2014/386-2015/133 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, müvekkili şirketin taşımacılık alanında faaliyet gösterdiğini, davalının ise sebze ve meyve komisyonculuğu yaptığını, müvekkilinin, davalının Fethiye-Moldova arasında yük taşıma işlerini yaptığını, ancak davalı tarafça bu taşımalar için herhangi bir ödeme yapılmadığından faturalardan kaynaklı alacak için hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, takip dayanağı faturalardan sadece 001226 seri numaralı fatura açısından itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir...