Emlak Hizmetleri" olarak kullandığını, ticaret unvanına ve öncelik hakkına dayalı olarak da müvekkilinin hak sahibi olduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli 2012/59109 sayılı markanın 36. sınıftaki "gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri" yönünden hükümsüzlüğünü, markaya ve ticaret unvanına tecavüzün, haksız rekabetin tespiti ile önlenmesini, davalının ticaret unvanından "..." ibaresinin terkinini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, tarafların farklı alanlarda faaliyet gösterdiğini, markaların da birbirlerine benzemediğini savunarak davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık ve hüküm; emlak komisyon sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup; 13. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiştir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 17.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR ESAS NO : 2022/77 Esas KARAR NO : 2022/283 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/02/2022 KARAR TARİHİ : 26/04/2022 KARAR Y.TARİHİ :01/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara Emlak Konut Projesi kapsamında dava dışı ......
Cevdet Salih ŞAHİNİZ, Türk Borçlar Hukukunda Gayrimenkul Tellallığı (Emlak Komisyonculuğu- Emlak Danışmanlığı) Sözleşmesi, Beta Yayınevi, İstanbul 2002, s.12). Somut olayda; uyuşmazlığa konu gayrimenkul görme formu üzerindeki 2 adet paraf imzanın davalı ...'ye aidiyeti yönünde imza incelemesi yapılmış ilk alınan raporda, imzaların yüksek ihtimalle davalı ... ...'ya ait olduğu belirtilmiş, raporun kesin kanaat içermemesi nedeniyle talep üzerine bu defa ATK'dan rapor alınmış olup, alınan raporda, atılı imzaların teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, ... ... ...'in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir....
Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri......
- K A R A R - Davacılar, davalının kendileri hakkında 140.000,00 TL bedelli bir bonoya dayalı olarak icra takibi başlattığını, ancak bu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarını, zira emlak komisyonculuğu yapan davalının kendileri tarafından inşa edilen bir dairenin satışı için müşteri bulduğunu, derhal tapu devri yapılamadığından dolayı davalı tarafından düzenlenenen 40.000,00 TL bedelli teminat senedinin taraflarınca imzalandığını, müşterinin daireyi almaktan vazgeçmesine rağmen davalının teminat senedini zorla ellerinden aldığını ve iade etmediğini, ayrıca davalının senet üzerinde tahrifat yaparak bedeli 140.000,00 TL olarak değiştirdiğini ve icra takibine konu ettiğini, taraflarınca yapılan itiraz üzerine icra hukuk mahkemesinde yapılan inceleme sonucu senedin bedel kısmında tahrifat yapıldığının anlaşıldığını belirterek takibe konu senedin teminat senedi olması nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
KARAR Davacı emlak komisyonculuğu alanında faaliyet gösterdiğini, 29.05.2010 tarihinde davalı ile Satılık Arsa ve Komisyon Sözleşmesi imzaladığını, sözleşmede yazılı bağımsız bölümün satışının yapılacağı hususunda anlaştıklarını, davalının taşınmazı kendisinin satarak devrettiğini, simsarlık ücretini talep etmesine rağmen ödemediğini, hak ettiği ücretin tahsili için yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, imzaladığı sözleşmenin 3 ay süre için geçerli olduğunu savunarak haksız davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince hak kazandığı simsarlık ücreti için yapılan takibe itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasında imzalanan 29.05.2010 tarihli sözleşmenin süresi 3 ay olarak belirtilmiştir....
Emlak komisyonculuğu yapan ... Limited Şirketi'nin ortağı ve müdürü olan sanığın, katılan ile gayrimenkul satımı konusunda 30.01.2007 tarihinde sözleşme yaptığı ve 26.000 dolar kapora aldığı, ancak sözleşmede belirlenen süre dolmadan gayrimenkul üçüncü bir şahsa satılmasına rağmen, katılanı devir için başvurduğunda, mal sahibinin yurt dışında olduğunu söyleyerek oyaladığı ve sözleşme süresi dolduktan sonra da aldığı kaporayı iade etmeyerek dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda, sözleşme içeriğine göre 28.02.2007 tarihine kadar alım satımın gerçekleşmemesi halinde, buna sebep olan tarafın karşı tarafa arsa bedelinin % 6'sı üzerinden tazminat ödeyeceğinin yazılı olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu anlaşılmakla, sanığın beraatine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....
da ikamet etmekte olup emlak komisyonculuğu ile uğraşan sanık aracılığıyla ...'de taşınmaz satın aldığı, aralarında bunun dışında her hangi bir ticari ilişki ya da borç ilişkisi bulunmamasına rağmen sanığın, katılanın borçlu kendisinin alacaklı göründüğü 750.000 TL bedelli bonoyu sahte olarak tanzim edip avukat aracılığıyla katılan aleyhine icra takibinde bulunduğu, durumu öğrenen katılanın itirazı üzerine takibin iptal edildiği anlaşıldığından teşebbüs aşamasında kalmış nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, sanık müdafiinin ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 29/11/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Katılanlar ile emlak komisyonculuğu yapan sanık arasında arsa satın alınması ve üzerinde villa yapılması hususunda anlaşmaya varılarak bu hususta sözleşme imzalandığı, katılanlar tarafından anlaşma bedelinin sanığa ödendiği, ancak sanığın, söz konusu arsayı katılanlar adına satın almasına rağmen kendi adına tescil ettirip, katılanlara iade etmeyerek haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda; Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanların aşamalardaki beyanlarına, tanık anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, üzerine atılı olan suçu işlediğine ilişkin katılanın iddiasından başkaca, somut ve kesin bir delil elde edilememesi ve uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın beraatine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....