DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; emekli maaş haczinin kaldırılmasına yönelik şikayet niteliğindedir....
Mahkemece borçlunun şikayetinin İİK'nun 83. maddesi kapsamında değerlendirilip, borçlunun hacze konu olan emekli maaşı dışında başkaca aldığı aylık maaş veya benzeri gelirinin olup olmadığı da araştırıldıktan sonra, başkaca aldığı bir maaş veya ücret bulunmaması halinde, borçlunun yurtdışından aldığı emekli maaşı üzerine konulan haczin, İİK'nun 83. maddesi uyarınca 1/4'ünden az olmamak üzere devamına ve fazlasının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde haczin tamamının kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacı müvekkilinin gerek dava dilekçesinde gerekse de aşamalardaki beyanlarında emekli ikramiyesinin hiçbir şekilde haczedilemeyeceğini değil, davalı tarafından yapılan usulle haczedilemeyeceğini beyan ettiğini, buna karşın yerel mahkemece sadece emekli ikramiyesinin haczinin kabil olup olmadığı yönünde inceleme yapıldığını, henüz emeklilik işlemleri başlamadan davalılar tarafından İİK.m.88 hükmüne göre emekli ikramiyesi üzerine konulan haczin hukuka aykırı olduğunu, nitekim Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğu üzere 3. kişiler nezdindeki henüz doğmamış ancak doğması muhtemel alacakların haczinin ancak İİK.m.89/1 hükmü gereği Haciz İhbarnamesi ile yapılması gerektiğini, davacı müvekkili emekli olduktan sonra emekli ikramiyesinin haczedilmesine ilişkin ilk talebin, alacaklısı Elif Gül olan Adana 7....
Bu alacaklar 5510 sayılı Kanun kapsamında bağlanan emekli aylığı olarak nitelendirilemez. Bu alacaklar borçlueczacı ile ... arasındaki borçlar hukuku sözleşmesinden doğan alacaklar olup, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun 32. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 93. maddesine eklenen cümle ise, aylık, gelir ve ödeneklerin haczinin, hacizden önce borçlunun muvafakatının bulunması halinde söz konusu olacağını düzenlediğinden somut olaya uygulanamaz. Başka bir anlatımla şikayete konu alacakların haczi için borçlunun muvafakatı gerekmez. Dairemizin 07.04.2011 tarih 2010/24645 E. - 2011/5835 K. sayılı bozma kararı da bu yöndedir. Mahkemece öncelikle duruşma açılarak borçlunun ...'...
Bu alacaklar 5510 sayılı Kanun kapsamında bağlanan emekli aylığı olarak nitelendirilemez. Bu alacaklar borçlu eczacı ile ... arasındaki borçlar hukuku sözleşmesinden doğan alacaklar olup, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun 32. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 93. maddesine eklenen cümle ise, aylık, gelir ve ödeneklerin haczinin, hacizden önce borçlunun muvafakatının bulunması halinde söz konusu olacağını düzenlediğinden somut olaya uygulanamaz. Başka bir anlatımla şikayete konu alacakların haczi için borçlunun muvafakatı gerekmez. Dairemizin 07.04.2011 tarih 2010/24645 E. - 2011/5835 K. sayılı bozma kararı da bu yöndedir. Mahkemece öncelikle duruşma açılarak borçlunun ...'...
olan emekli maaş haczi talebini de kabul etmek zorunda kalıyor olmaları nedeniyle, bu durumun uygulamada yarattığı sorunların önüne geçmek için muvafakat olmaması halinde haczin başlangıçta da İcra Müdürü tarafından hiç konulamayacağına ilişkin bir düzenleme olup, İİK 83/a düzenlemesi ile birlikte düşünüldüğünde borçlunun haczedilmezlik şikayeti hakkından vazgeçmiş sayılacağı anlamına gelmesi de mümkün değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/10 Esas sayılı dosyasında, ara karar ile ihtiyati haciz kararı alındığı, İcra Müdürlüğünden borçluların araç, taşınmaz, maaş ve ücretine ihtiyati haciz konulmasını talep ettiği, İcra Müdürlüğünce talebin maaş ve ücrete ilişkin kısmının reddine karar verildiği, 06.10.2021 tarihli ret kararını şikayete taşıdığı görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince, şikayete konu edilen maaş haczi daha önce İstanbul Anadolu 16....
çok fazla olması ve iş bu kredi risklerinden kaynaklı taksit aksamalarının zaman geçtikçe çoğalması göz önünde bulundurularak; davacı tarafından bilinçli olarak, ziraat bankasında yer alan emekli maaş hesabının davacının izni ve rızası dahilinde müvekkil bankaya aktarıldığını, aksi yönde iddialar hayatın olağan akışına aykırı ve gerçek dışı olduğunu, müşterinin yazılı talep veya başvurusunu almadan müşterinin bir başka banka nezdinde bulunan emekli maaş hesabını re'sen kendi hesaplarına aktarma yetkisi olmadığı veya bu şekilde bir işlem yapma hakkı kesinlikle olmadığını, davacının müvekkili bankaya olan kredi borçlarını ödememesi üzerine müvekkil bankanın Karamürsel/Kocaeli Şubesi tarafından davacının müvekkil banka nezdinde bulunan emekli maaş hesabına taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ile ilgili hukuki mevzuat hükümlerinin müvekkili bankaya tanımış olduğu yetkilere (Rehin, Hapis, Takas, Mahsup, Virman, Bloke) istinaden hukuka,yasaya ve usule uygun olarak bloke işlemi tesis...
Borçlunun maaş ve ücretinin haczi İİK'nın 355 ve devam eden madde hükümlerine göre yapılır. İİK'nın 356. maddesi maaş ve ücretler hakkında olup, emekli ikramiyesi ve tazminatlar bu madde kapsamında değerlendirilemez. Borçlunun üçüncü kişilerde bulunan alacağının haczi ancak İİK'nın 89/1. ve devamındaki maddelerde belirtilen prosedür ile mümkündür. Somut olayda, şikayete konu bakiye borç muhtırasının takip borçlusunun emekli olması nedeniyle doğan kıdem tazminatı alacağına ilişkin olduğu, bu alacağın haczinin ancak İİK'nın 89. maddesindeki prosedürle mümkün olduğu, davacıya anılan madde uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmediği, İİK'nın 356. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla şikayete konu muhtıranın iptaline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....
B..nda 29.03.2009 tarihine kadar belediye başkanlığı görevini yaptığını, belediye başkanı olmadan önce başka bir kamu kurumunda emekli sandığına tabi olarak çalıştığını, 2006 yılında emekli olduğunu ancak 2004 ve 2006 yılları arasında belediye başkanlığı görevini yaptığı sırada davalı belediye tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi gereken kurum karşılığı emekli keseneğinin ödenmediğinin bildirildiğini ve anılan kesintinin emekli ikramiyesinden yapıldığını belirterek sözkonusu kesintiler toplamının belediyeden tahsilini, ödenmeyen 2009 yılı Şubat ve Mart ayları maaş alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı G.. B.. vekili, davalının emekli sandığı kesenekleri de dahil sosyal güvenlik kurumuna olan tüm borçlarını yapılandırdığını, davacının maaş alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Dahili davalı Sosyal Güvenlik Kurum vekili davanın reddini talep etmiştir....