WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı kurum vekili, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararının iptalini talep etmiş ise de; dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı kurum ile davalı arasında gerçekleştirilen abonelik sözleşmesi nedeniyle; davacı kurum tarafından alınan ve faturaya yansıtılan, kayıp-kaçak bedeli,... okuma bedelinin davalıdan alınıp alınmayacağı konusunda bir muarazanın oluştuğu, bu muarazanın (çekişmenin) giderilmesi talep edilmektedir. Hukuk Genel Kurulunun 2004/13-417 Esas-2004/442 sayılı kararında da açıklandığı üzere; bir sözleşme ilişkisi sırasında taraflardan birince yaratılmış bir muarazanın önlenmesi istemiyle açılan davalar, usul hukuku anlamında, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir....

    Davacı her ne kadar açtığı davada tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptalini istemişse de dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının taraflar arasında abonelik sözleşmesi nedeni ile davalıya, belirtilen bedeli ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda çıkan muarazanın men'ini diğer bir deyişle çekişmenin giderilmesini istediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Yasanın 25, 31, 119.maddeleri gereğince mahkeme açılan bu davayı aydınlatmalı, tüketici sorunları hakem heyeti kararını delil olarak kabul etmeli, davacı tarafa dava değerini açıklattıktan sonra açılan bu davayı alacak davası (eda davası) olarak görmelidir. Nitekim HGK 2004/13-417 E.- 2004/442 K.sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır....

      Davacının bu talepleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının talebinin sadece 1.000 TL ile sınırlı olmadığı, ileriye dönük ard etkisi yapabilecek belirli olmayan, devamlılık arz eden bir isteme ilişkin olduğu ve taraflar arasında kurulan sözleşme(abonelik) ilişkisi sırasında davalı tarafından kayıp-kaçak ve diğer bedellerin davacı tarafından ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza(çekişme) olduğu, davada da muarazanın(çekişmenin) giderilmesinin talep edildiği açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 tarih, 2004/13-417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın men'i(çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Bu tür davalarda hem muarazanın (çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun önlenmesi(men'i) talep edilir....

        Davalı vekili, davacı şirketin önceki şirketlerin borçlarını ödememek için kurulmuş bir şirket olup birikmiş elektrik borçlarından kurtulmak amaçlandığı için müvekkilince abonelik verilmediğini, tazminat taleplerinin de yersiz olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; savunmaya konu şirketlerin ticaret sicil kayıtlarına göre bu şirketler arasında herhangi bir bağın bulunmadığı, ticaret sicil kayıtlarına aykırı olacak soyut gerçekler ile tutanak düzenlemenin bu gerçeği değiştirmeyeceği gerekçeleri ile davacı ile davalı arasında elektrik aboneliğinin tesisi konusunda çıkan muarazanın önlenmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebi hakkında atiye bırakıldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

          KARAR Davacılar iskanı alınmış binada bağımsız bölüm sahibi olduklarını,daha önce müteahhit firmanın inşaat aboneliği olduğunu , aboneliği üzerlerine almak için 16.1.2006 günü ve sonrasında da bilahare başvurdukları halde daha önceki abonelik borcu nedeniyle abone yapılmadıklarını bildirerek muarazanın giderilmesini talep etmişlerdir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 16.05.2006 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın tespiti, muarazanın önlenmesi, irtifak ... tesisi, mümkün değilse sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacağın tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, 16.05.2006 tarihli dilekçesi ile 69 sayılı parselin davacıların murisi 68 sayılı parselin ise davalının murisi adına kayıtlı olup 1992 tarihinde taşınmazların müşterek sınırına masrafları eşit karşılanmak suretiyle su kuyusu açılıp elektrik tesisatı yapıldığını beyanla su kuyusu üzerindeki ortaklığın tespiti ve yarı hisseye yönelik müdahalenin önlenmesini istemiştir....

              - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin 14.3.2005 tarihinde mermer fabrikasını kiraladığını, kiralanan fabrikanın elektrik aboneliğinin abone numarasının 7133 olduğunu, bu abonmanın önceki kiracının elektrik borcunu ödememesinden dolayı davalıca elektriğinin kesilmiş olduğunu, elektriğin açılması ve davacı adına abonmanlık tesisi için davalı kuruma 13.4.2005 tarihinde yapılan başvurudan sonuç alınamadığını, elektriğin kesik olmasından dolayı fabrikanın çalıştırılamadığını, davalının elektriği açmamasının, davacı adına abonmanlık tesis etmememesinin yönetmetliğe ait olduğunu belirterek, davacının kiraladığı mermer fabrikasının elektrik abonmanlığının tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                döneme ait borçlardan davacının sorumlu olmadığının tespitine, aboneliği tesisi hususundaki muarazanın menine, 7.10.2003 tarihinden sonraki döneme ilişkin borçların ödenebilmesi için tevdi mahalli tayinini talep ve dava etmiştir....

                  den satın aldığı, müvekkili T1'in 10 yılı aşkın süredir mezkur taşınmazı kullandığı, taşınmazda berber dükkanı işletiği, bu taşınmazdaki elektrik aboneliğinin de T1 üzerine olduğu, müvekkili aboneliği çok önceden almış olup 2016 yılından bu yana elektrik aboneliği olduğuna dair evraklarında ekte sunulduğu, su aboneliği arsa sahipleri üzerinde olduğundan ve arsa sahipleri kötüniyetli hareket ettiğinden ASKİ aboneliğini iptal ettirmediğini, daha sonra müvekkili davalı kuruma müracaat ederek kendi adına su aboneliğini aldığını, ancak, kötüniyetli arsa sahiplerinin müracaat ile müvekkilin kendi adına aldığı su aboneliğini de davalı kurumca iptal edilerek, suyu kesildiği, davacının kendi adına su aboneliği yaptırdığına ve abone depozito ücreti yatırdığına dair makbuzun ekte sunulduğunu, müvekkili esnaf olup işletmesini erkek berberi olup insani ve işletmesel olarak suya ihtiyaç duyduğunu, suyu kullanamadığı için iş yerinde mağdur olup çalışamaz duruma geldiği, müvekkilin bu mağduriyetinin giderilmesi...

                  Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.” hükmü getirilmiştir. ./.. -2- Somut olayda, yapı ruhsatı mayıs 2007 tarihlidir , konutun doğal gaz aboneliği vardır ve 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen Geçici Ek 11. maddesi uyarınca araştırma yapılması gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu