Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30.12.2013 gün ve 2013/32-2013/469 sayılı hükmü bozan Dairemizin 04.02.2016 gün ve 2015/4986-2016/707 sayılı ilâmı aleyhinde taraf vekillerince karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve birleşen davalar eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup; iş sahibi tarafından açılan asıl davada gelir kaybı nedeniyle uğranılan zarar, eksik işlerin davalı nam ve hesabına yapılması nedeniyle doğan alacak, cezai şart alacağı ve manevi tazminatın tahsili; iş sahibi tarafından açılan birleşen 2010/964 Esas sayılı dosyadaki dava, eksik ve kusurlu işler nedeniyle uğranılan zarar ile manevi tazminatın tahsili; yüklenici tarafından açılan birleşen 2009/598 Esas sayılı dosyadaki dava, sözleşmede öngörülenden fazla yapılan işler bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir....
Mahkemece, nama ifa kapsamındaki işler bakımından nama ifa ile birlikte bedelinin avans olarak tahsiline karar verilmesi, nama ifa kapsamı dışında kalan imalatlar yönünden ise belirlenen nefaset bedelinin hüküm altına alınması gerekir. Somut olayda, bilirkişi kurulunca eksik ve ayıplı işlere ilişkin nesafet bedeli 50.005,00 TL olarak, imalat bedeli olan 77.000,00 TL ve ilgili kurumlara yapılacak ödemeler tutarı 76.480,40 TL olmak üzere toplam nama ifa bedeli 153.580,40 TL olarak belirlenmiş; mahkemece eksik ve ayıplı iş bedelinin 55.005,00 TL olduğu gerekçesine yer verilerek, 50.005,00 TL eksik ve ayıplı iş bedelinin tahsiline, ayrıca nama ifaya izin verilmesine karar verilmiştir....
Mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen eksik ve kusurlu işler bedeli taleple bağlı kalınarak hüküm altına alınmış ise de, eksik ve kusurlu işler bedeline hükmedilebilmesi için iş bedelinin ödenmesi gerekmekte olup bedeli ödenmeyen imalât için eksik ve kusurlu işler bedeline hükmedilemeyeceğinden taraflarca kabul edildiği üzere toplam ödemeler tutarı 49.500,00 TL olmakla eksik ödenen 3.500,00 TL iş bedelinin hüküm altına alınan miktardan mahsubu gerekirken bu hususun nazara alınmaması hatalı olmuştur. Bunun yanında davalı savunmasında, sözleşme dışı olarak binada, bodrum yaptığını ileri sürerek bedelinin yapılacak hesapta dikkate alınmasını talep etmiştir. Buna karşın mahkemece anılan savunma üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadan hükme varılması da yerinde görülmemiştir....
Yüklenici tarafından yaklaşık maliyeti belirlenen işler dışında davalının talebi ile sosyal tesiste bulunan yüzme havuzu (büyük ve çocuk yüzme havuzu) söküm ve tadilât işleri ile yaklaşık maliyet bildirimi istenen paket biyolojik arıtma tesisi alımı ve montajı işinden başka işler de yapılmıştır. Davacı yüklenici tarafından yaklaşık maliyeti bildirilen işler yönünden iş bedelinin yapıldığı yılın fiyatlarını yansıtan teklif fiyatlarına göre hesaplanması zorunludur. Sözleşme kapsamı dışında ve davalı idarenin talebi ile yapılan işler bedelinin ise vekâletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece hükme esas alınan 15.04.2013 günlü bilirkişi raporunda yaklaşık maliyete esas birim fiyatları bildirilen işler ile sözleşme dışı yapılan işlerin ayrımı yapılmadan tüm işlerin keşif tarihi itibariyle (04.01.2013) piyasa rayiçlerine göre değerlendirilmesi ve mahkemece bu rapora dayanarak hüküm kurulması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, eksik ve kusurlu işler bedeli, gecikme cezası ve kargo bedelinin tahsili istemiyle; karşı dava ise yükleniciye teslim edilen kereste bedelinin tahsili talebiyle açılmış, davacının ıslah talebi de nazara alınarak asıl davanın kısmen, karşı davanın ise aynen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1)Davalı ve karşı davacı taşeron vekilinin temyiz dilekçesi davacı-karşı davalı yüklenici vekiline 21.09.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı ve karşı davalı vekili 03.10.2012 tarihinde harçlandırdığı dilekçesiyle karşı temyiz talebinde bulunmuştur....
Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle hükme varılması doğru olmadığı gibi eksik işler bedelinin piyasa fiyatlarına uygunluğu ve 500 milyon TL. peşin ödeme ile 400 milyon TL. tutarındaki senet bedelinin ödendiği araştırılmadan ve husumet itirazları da incelenmeden davalılardan müteselsilen tahsile karar verilmiş olması kabul şekli bakımından usul ve yasaya aykırıdır. Karar tüm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulüne, hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 26.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- KARAR - Davacı vekili, davalı arsa sahipleri ile davalı şirket arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkili ile davalı şirket arasında da inşaatın yapımı için taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, buna göre yapılacak imalata karşılık davacıya aynı inşaattan iki adet villa verilmesi gerektiği halde bir villanın devredilmediğini ileri sürerek, dava konusu 1 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, mümkün değilse imalat bedelinin ve fazladan yapılan işler bedelinin tahsilini; karşı davada, davacı şirket vekili, karşı davalı şirketin inşaatı süresinde teslim etmediğini, eksik ve kusurlu işler bulunduğunu, ayrıca karşı davalı şirketin, müvekkilinden bir adet villayı satın aldığı halde kalan satış bedelini ödemediğini ileri sürerek, gecikme tazminatı, eksik ve kusurlu işler bedeli, villa satışından kalan alacağın ve diğer alacakları ile manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmişlerdir....
Her ne kadar sözleşmede taraflar alıcı ve satıcı olarak tanımlanmışsa da sözleşme içeriğine göre sözleşmenin bir eser sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafça Ankara 9.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/128 D.İş sayılı dosyasında tespit yapılmıştır. Tespitin konusu ise taraflar arasındaki sözleşmede meydana getirilmesi kararlaştırılan eserde ayıplı ve eksik imalatların tespiti olduğu görülmektedir. Bu dosyada alınan bilirkişi raporuna göre eksik ve ayıplı imalat bedelleri toplamının 25.610,00 TL olarak belirlendiği, eksik imalat bedelinin ise 22.960,00 TL olarak belirlendiği, sözleşme bedeli olan 86.500,00 TL'den bu bedeller düşüldüğünde yapılan iş bedelinin 60.890,00 TL olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafta dosyamızda davacının edimi eksik ve ayıplı ifa ettiği savunmasına dayanmıştır. Yine takip konusu edilen alacak içeriğinden yapılmayan ve faturalandırılıp davalıya gönderilmeyen bedellerin talep edildiğini ileri sürmüştür....
Keşif sonrasında bilirkişi heyetinden; davacının davaya konu ikinci etapta yaptığı işlerin bedelinin ne kadar olduğunun tespiti, davaya konu taşınmazların iskân ruhsatı alındıktan sonra, ruhsata aykırı yapılan işler bulunup bulunmadığının eğer ruhsata aykırı işler varsa, bunların neler olduğunun tespiti, birinci ve ikinci etap için davacının yaptığın işlerin bedelinin ne kadar olduğunun tespiti, davacının yaptığı işler içerisinde hatalı ve eksik işler ya da ayıplı işler bulunup bulunmadığının tespiti, davacının yaptığı işler içerisinde hatalı eksik ve ayıplı işler varsa ayıp miktarı ve onarım bedelinin ne kadar olduğunun tespiti ve bütün bu inceleme neticesinde ortaya çıkacak sonuca göre davacının davalıdan alacaklı olduğu miktar olup olmadığının tespiti istenilmiştir....
Oysa, davalı yüklenici inşaatı, sözleşmesine, işin tekniğine uygun, özen ve sadakatla, eksiksiz ve ayıpsız şekilde teslim etmekle yükümlüdür. Buna aykırı şekilde davranması halinde, arsa sahibinin eksik ve kusurlu işlerin bedeli kadar zarara uğradığı kabul edilir ve bu bedeli talep edebilmesi için ayrıca bağımsız bölümlerini eksik ve kusurlu işler nedeniyle daha ucuza satmak zorunda kaldığını kanıtlamasına gerek bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece, anılan bağımsız bölümlere yönelik eksik ve kusurlu işler bedelinin de tahsiline karar vermek gerekirken, reddi doğru olmamıştır. ../.. S.2. Bununla birlikte, dava konusu taleplerin miktarının, davacı tarafından, tam ve kesin olarak belirlenebilmesi kendisinden beklenemeyeceğinden, dava belirsiz alacak davası olarak kabul edilmelidir. Bu itibarla, mahkemece, davacı vekilinin 09.02.2015 havale tarihli dilekçesinin ıslah işlemi olarak kabulü de usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir....