Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 2629 ada 44 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı, taşınmazdaki binanın davacının ölen eşine ait olduğuna dair muhdesat şerhinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; ecrimisil, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle hak sahibine ödemek zorunda kaldığı bir tür haksız fiil tazminatıdır. Somut olayda; tüm dosya kapsamından davalının çekişmeli taşınmazı uzun süreden beri kullandığı, davacının bu kullanıma ses çıkarmadığı ve davalının kullanımının muvafakate dayalı olup dava açılmakla muvafakatin geri alındığı, davalının kötüniyetli zilyedin ödemekle yükümlü olduğu ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı açıktır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, ölüm aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsiline, Kuruma borçu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacıya bağlanan maaşı kesen Kurum işleminin iptali ile maaşın yeniden bağlanması istemine ilişkindir....

      nın mirası reddettiğini, senedin düzenlendiği tarihte murisin fiil ehliyetine haiz olmadığını, bankanın ağır ihmal ve kusurunun bulunduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borçu olmadığının tespitine ve %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, murisin senedin tanzim tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunu ve kendi özgür iradesi ile dava konusu senede imza attığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 4. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 15/10/2012 tarih 3784 karar nolu raporuna göre, muris ...'...

        Mahkemece, davalının iddialarını kesin delille ispat edemediği göz önünde bulundurularak 38.000.TL' nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline ve dava konusu edilen senetlerden dolayı davacının borçu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş, yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder....

          Ancak; 1-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının A-2 nolu bendinde adı geçen davalı ..., 178 parsel sayılı taşınmazda 1552/38400 paya sahip olduğundan bu taşınmaz için bozma ilamı gereğince belirlenen 328.441,70 TL tazminat ve ecrimisilden adı geçen davalının payına düşen miktar 13.274,52 TL olduğu halde, 178 parsel sayılı taşınmaz için bozma öncesi saptanan tazminatı esas alıp söz konusu paya isabet eden bedeli 21.062,10 TL olarak hesaplayan rapora itibarla fazlaya hükmedilmesi, 2-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7. ve 10. fıkralarında “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir” ve “Bu fıkra hükmü, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” hükümleri getirilmiş olup bu düzenlemeler karşısında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte...

            Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, ... ile üyesi arasında 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve borsalar Kanunu'ndan kaynaklanan tescil ücretinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin ... ile üyesi arasında 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'ndan kaynaklanan tescil ücretinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir....

              Dava kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle borclu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. HUMK.nun 8. maddesinin 2. fıkrasına göre dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veyahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevi içindedir. Ancak davacı dava dilekçesinde tahliye, akdin feshi veya tespit talebinde bulunulmaksızın kira sözleşmesi hükümleri gereğince cezai şarttan sorumlu olmadığının tespitini istenmiştir. Bu durumda davanın sadece kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik olduğu açıktır. Kira alacağı davası bağımsız olarak açıldığında dava tarihi itibariyle görevli mahkeme kira alacağı miktarına göre tayin edilir. Davacının talebi 112.543,02 TL cezai şarttan borçlu olmadığının tespiti olduğundan davaya bakmak HUMK.'...

                in müstakilen kendi payı için açtığı bir dava bulunmadığı ve annesi tarafından açılan davaya devam ettiğine göre kendisine muris annesinden kalan payı oranında (49 parsel sayılı taşınmazda 1/24, 851 ve 1124 parsel sayılı taşınmazlarda 1/12) davaya devam edileceği gözetilerek bu hissesi üzerinden hesaplama yapılması gerekirken tespit edilen ecrimisilden diğer davacı ... ile eşit pay verildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; dahili davacı ...'in müstakilen kendi payı için açtığı bir dava bulunmadığı, davacı annesinden gelen pay için davaya devam edildiği gözönüne alınarak sonuca gidilmesi gerekirken tespit edilen ecrimisilden davacı ... ile eşit pay alacak şekilde karar verilmesi isabetsizdir. 3. Davalı, bir kısım ödemeler yaptığını savunmuş, tanık ...'da 04.03.2013 günlü keşif tutanağındaki beyanında " davalı ... bir kereye mahsus olmak üzere 2008, 2009 ve 2011 yılı için toplam 4.000 TL'yi bana verdi, ben de parayı annesine götürdüm " demiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : BORÇLAR YASASINDAN KAYNAKLANAN Dava, bonodan kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti davası olup temyiz inceleme görevi Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'ne aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 17.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde eğitim ve öğretim giderinden kaynaklanan 123.579,82 YTL. borcun 6.000 YTL'sinden borçlu olmadığının tespiti ve fazla ödemenin istirdadı ıslah dilekçesiyle de istenen borcun 85.332,57 YTL'sinden sorumlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 10.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu