Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil. Tazminat, Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davada elatmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin reddine, tazminat talebininin kabulüne, karşı davada alacak talebininin kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı-karşı davalı vekili; davalı tarafın vekil edeninin bilgisi olmadan dava konusu mesken nitelikli 8 nolu bağımsız bölümü kullanmaya başladığını bildirerek elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve davalının kullanımından kaynaklı taşınmazda meydana gelen yıpranma sebebiyle tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; geçit hakkının taşınmazın aynından kaynaklı bir hak olduğunu, taşınmazın aynından kaynaklı haklarda Bölge Adliye Mahkemesinin kesin karar verme yetkisinin olmadığını, mahkemece meni müdahale davası için bilirkişi marifetiyle bedel tespiti yapılarak harcın tamamlattırılması gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmiştir. 2. Bölge Adliye Mahkemesinin 23.03.2021 tarihli ek kararı ile daire tarafından dava değeri itibariyle kararın kesin olarak verildiğinden temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. 3. Davacı vekili ilk temyizi ile aynı gerekçeler ile bölge adliye mahkemesinin 08.03.2021 tarihli ve 23.03.2021 tarihli ek kararını temyiz etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, meni müdahale ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. 2....

      HUMK.nun 427/2. maddesinde yazılı kesinlik sınırı taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlarla ilgilidir. Somut olayda, davanın konusu taşınmaz mal mülkiyetine dair olduğundan, mahkemenin, elatmanın önlenmesi davasında kurulan hükmün kesin olduğu kabul edilerek, davalının temyiz isteminin reddine dair verilen 15.06.2009 tarihli kararının bozularak kaldırılmasına karar verildikten sonra temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi. ./.. 2009/11389 - 12735 - 2 - Davacı, maliki bulunduğu 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan meskeni davalının hiçbir hukuki ilişki olmadan kullandığını ileri sürerek tahliyesi ile ecrimisil isteminde bulunmuştur. Davalının yargılama sırasındaki beyanlarında da taraflar arasında bir kira ilişkisi bulunmadığı belirtilmiştir. H.U.M.K.nun 76.maddesi gereğince olayları izah davacıya, hukuki tavsif mahkemeye aittir....

        Aynı şekilde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.02.1990 tarihli ve 1989/3–602 Esas 1990/56 Karar sayılı ilamında kabul edildiği gibi murisin mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı muvazaaya dayanan devir ve temlikler geçersiz olduğundan, davaya konu taşınmazı muvazaalı olarak iktisap eden davalının işgali iyi niyetli sayılamaz ve kendisinden mal kaçırılan davacılar, murisin ölüm tarihinden başlayarak dava tarihine kadar geçen süre için ecrimisil isteyebilirler. Somut olayda, Muris Ahmet Koç 11.07.2008 tarihinde vefat etmiş olup davacı vekili dava tarihinden geriye doğru 5 yıl üzerinden (27.03.2010- 27.03.2015 arasına yönelik) ecrimisil talep etmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle ecrimisil istemine konu edilen 27.03.2010- 27.03.2015 arası dönem için belirlenmiş ve/veya belirlenecek miktar üzerinden davacı lehine ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          Öte yandan, kamulaştırmasız elatma nedeniyle taşınmaz mal malikinin, idarenin bu fiili durumuna razı olup, bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar idarenin taşınmaza el atması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasından sonraki dönem için ecrimisil istenemeyeceği de kuşkusuzdur. O hâlde, davacıların kamulaştırmasız elatma nedeniyle bedel davasını açtıkları tarih olan 11.07.2012 tarihine kadar olan dönem için ve el atılan yer bakımından yöntemine uygun biçimde hesap edilerek davacıların ecrimisil istekleri hakkında bir hüküm kurulması gerekirken bu tarihten sonraki dönemi de kapsar biçimde fazla ecrimisile hükmedilmiş olması doğru değildir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık kamulaştırmasız elatmadan kaynaklı elatmanın önlenmesine ecrimisil isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (5.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Ne var ki, yargılama sırasında, bozma ilamından önce davacıların keşfen belirlenen 2.752.525,41TL ecrimisil üzerinden 05.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile; harçlandırarak ecrimisil miktarı yönünden talep sonucunu yükselttiği, bu miktarın 2.742.598,62-TL'si kabul edilerek ecrimisilin dönemlere uygulanacak kademeli yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verildiği, diğer bir söyleyişle davacıların ecrimisil talebi kısmen kabul edildiği halde, ecrimisil isteğinin tamamı kabul edilmiş gibi hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına reddedilen bölüm üzerinden vekalet ücreti takdir edilmemiş olması da doğru değildir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 11. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 9.9.2013 gün ve 327-402 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Dava, ecrimisil isteğine ilişikindir. Davacı kayyım, gaip kişilerin hak ve menfaatlerini korumak üzere, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca atandığına ve kayyım sıfatıyla temsil ettiği gaip kişilerin hak ve menfaatini korumak için eldeki davayı açtığına göre, eldeki dava yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muafiyeti söz konusu değildir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.12.2014 gün ve 13-502 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Dava, ecrimisil isteğine ilişikindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı Kayyım tarafından temyiz edilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, davacı kayyım, gaip kişilerin hak ve menfaatlerini korumak üzere, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca atandığına ve kayyım sıfatıyla temsil ettiği gaip kişilerin hak ve menfaatini korumak için eldeki davayı açtığına göre, eldeki dava yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muafiyeti söz konusu değildir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.12.2014 gün ve 200-496 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Dava, ecrimisil isteğine ilişikindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Kayyım tarafından temyiz edilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, davacı kayyım, gaip kişilerin hak ve menfaatlerini korumak üzere, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca atandığına ve kayyım sıfatıyla temsil ettiği gaip kişilerin hak ve menfaatini korumak için eldeki davayı açtığına göre, eldeki dava yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muafiyeti söz konusu değildir....

                      UYAP Entegrasyonu