Mahkemece, meni müdahale talebi yönünden taşınmaz dava sırasında tahliye edildiği için konusu kalmayan bu talep yönünden karar oluşturulmasına yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden açılan davanın sübuta ermediğinden reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece her ne kadar " .. Binanın, davaya konu yapılan bölümünün eşi Mürüvvet ile rıza-i taksim sonucu kayınbirader Nedret'in payına düşen yer olduğu ve Nedret tarafından davalıya kiraya verilen yer olduğu, davacının bu durumu bildiği.." gerekçesi ile ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamında yapılan incelemede taksim hususunu kanıtlayacak bir belge ya da tanık beyanına rastlanmamış, tapu kaydında yapılan incelemede davalının ve davalının dayanak gösterdiği kira sözleşmesindeki kiralayan Nedret'in kayıttan kaynaklı bir hakkının mevcut olmadığı görülmüştür....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü; -K A R A R- Dava,fuzuli işgale dayalı tahliye ve ecrimisil istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince,taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı,davacı vekilinin 22.11.2012 tarihli duruşmada taleplerinin fuzuli işgal nedeniyle tahliye ve ecrimisil olduğunu beyan ettiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, kira sözleşmesinin kurulmasının yazılı şekle tabi olmadığı,davacı vekilinin dava dilekçesi ve 22.11.2012 tarihli celsede tahliye ve kira ilişkisinden kaynaklı ecrimisil talep ettiği,kira ilişkisinden doğan davalarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Başka bir anlatımla, vasiyet edilen mal, lehine mal vasiyet edilene doğrudan intikal etmez. Bu durumda, lehine mal vasiyet edilen, şahsi hakka dayanarak, vasiyetnamede lehine vasiyet edilen malın adına tescili için vasiyetnamenin tenfizi davası açması gerekir. Somut olayda, dayanak düzenleme şeklinde vasiyetname ile muayyen mal vasiyetinde bulunulmuştur. Davacı, öncelikle dava konusu taşınmazın adına tescilini (açacağı vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfizi) davası ile) sağlamalı, bundan sonra (taşınmazın mülkiyeti adına geçtikten sonra) davalıların, taşınmazı; halâ kullanmaya devam ettiğinden bahisle iş bu ecrimisil talepli davayı açmaları gerekir. Somut olayda vasiyetnamenin açılıp okunduğu, davacı tarafından iş bu davanın davalıları ile dava dışı kişiler aleyhine İstanbul Anadolu 23....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ecrimisil DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 18.01.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapu kaydına dayalı haksız işgalden kaynaklı ecrimisil isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 22.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan, davacının dava dilekçesinde her bir davalıdan 100,00'er TL ecrimisil (toplamda 300,00 TL) talep ettiği, aşamada ecrimisil isteğinden feragat ettiği ve mahkece ecrimisil yönünden feragat nedeniyle ret kararı verildiğine göre karar tarihinde yürülükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi gereğince davalı lehine hükmedilemsi gereken vekalet ücretinin 300,00 TL olması gerekirken 100,00 TL vekalet ücretinin hüküm altına alınması da isabetsizdir....
Sözleşmenin hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir.” Şu halde Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle her iki taraf verdiğini geri alabilir. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır....
teslim etmeyerek müvekkilini zarara uğrattığını, 26.12.2017 tarihli sözleşmenin 14. maddesine istinaden süresinde inşaatın bitirilip müvekkiline teslim edilmemesi nedeniyle çekilen ihtarnameye dayanılarak Ankara 15.İcra Müdürlüğünün 2020/1714 sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin kesinleştiğini, borçlu davalı yüklenicinin üzerinde mal varlığının olmaması sebebiyle haciz işleminin gerçekleştirilemediğini, davalı şirketin, 26.12.2017 tarihinden sonra 11.07.2018 tarihinde Merkez/.../... adresinde bulunan 5 adet konutu sözde satış yoluyla devrettiğini, dava konusu sözleşmenin konusunu oluşturan ve .... adresindeki sitede bulunan ve davalı şirkete ait olan '...' niteliğindeki 30 adet taşınmazın bir yıl içinde mal kaçırmak amacıyla devredildiğini, davalı tarafından müvekkilinin alacağını sonuçsuz bırakmak üzere devir ve mal kaçırma işlemlerinin yapılmış olduğunu belirterek davalının borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine...
devir ve mal kaçırma işlemlerinin yapılmış olduğunu belirterek davalının borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, davalı tarafından inşaatın gereği gibi ve zamanında tamamlanmaması nedeniyle 03/03/2020 tarihli sözleşmede kararlaştırılan sabit 250.000,00 TL, gecikilen her gün için verilmesi gereken 7.500,00 TL olmak üzere fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla toplam 1.470.000,00 TL cezai şart alacağının temerrüt tarihi olan 15/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 03/03/2020 tarihli sözleşmede belirtilen taraflar arasında faturadan kaynaklı KDV farkı tutarı ile işlemiş faizi, iskan alınacak tarihe kadar olan ecrimisil ve emlak vergisinin işlenmiş faiziyle birlikte oluşan bedelin değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediğinden, tahkikat sonucu alacağın değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğunda söz konusu bedellerden şimdilik 1.000,00 TL belirsiz...
Kaymakamlığı (Mal Müdürlüğünün) 18.02.2015 tarihli yazısından; 07.04.2010 tarihinden sonraki dönem için henüz ecrimisil tahakkuk ettirilmediği belirtilmiştir. Eldeki dava 22.01.2015 tarihinde açılmış olup ve 07.04.2010 tarihinden sonraki dönem bakımından ecrimisil tahakkuk ettirilmediğide gözönüne alındığında davacının malik ve zilyet olmadığı taşınmazı davalıya kiraya verdiğinden söz etme olanağı bulunmadığından ecrimisil talep etmesi mümkün değildir. Malik ve zilyet olmayan davacının ... adına tarla niteliğiyle kayıtlı dava konusu 142 ada 9 parsel sayılı taşınmazı işgal ettiği, ecrimisil dahi ödemediği açıktır. Bu durumda davanın reddi gerektiği halde, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "Somut olayda taşınmazın davacı tarafça kullanılmasından kaynaklı olarak kendisine davalı tarafından ihtar çekilmiş ve ecrimisil ödemesi istenilmiştir. Ancak alacaktan kaynaklı olarak herhangi bir takip veya dava açılmamıştır. Davacıya gönderilen ihtarname henüz icra edilebilir veya kesin hüküm taşıyan bir işlem değil, idare tarafından yapılan bir hazırlık işlemi niteliğindedir. Hazırlık aşamasında olup sonradan miktar değişikliği yapılabilir, taraflar uzlaşabilir veya işlem tamamen iptal edilebilir. Bu nedenle de davalı alacaklı tarafından bir ecrimisil davası açıldığı takdirde bu taşınmazın kendileri tarafından işgal edilmediği ve borçlu olmadıkları yönünde savunma yapmaları ihtimal dahilindedir. Bu nedenle davanın açılmasında Hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....