Somut olayda fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 1.500,00 TL değer gösterilerek dava açılmıştır. ... isteminde görevli mahkeme, dava edilen alacak miktarına göre belirlenecektir. Her ne kadar 15.04.2011 tarihli bilirkişi raporunda ecrimisil bedeli toplamının 9.775-TL olduğu bildirilmiş ise de, dava dilekçesinde davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava değerini 1.500,00-TL olarak bildirdiği, miras payına isabet eden (rapora göre) alacak miktarının 2443 TL olduğu anlaşıldığından HUMK.’nun 4/2 ve 8/1. maddeleri uyarınca, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06/07/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
Davalı, Belediyeden taşınmazın tamamını temellük ettikten sonra Belediye aleyhine ecrimisil davası açmış olup, davalı lehine taşınmazın tüm ecrimisil bedeline mahkemece hükmedilmiştir. Mahkemece 21.06.2010 tarihli, taraflarınca da ifa edilen sözleşmeye göre taşınmazın %60 payı davacıya ait olduğu kabul edildiğine göre, bu paya isabet eden ve davalı tarafından tahsil edilen ecrimisil bedelinin de davacıya ait olduğunun kabulü gerekir Aksi halde davalı bu pay oranında tahsil ettiği ecrimisil kadar haksız zenginleşmiş olacaktır....
Ecrimisil davası yönünden dava, açılış şekli itibariyle belirsiz alacak davasıdır. Davacının yaptığı ıslah olmayıp, talep artırımı ile alacağın belirli hale getirilmesidir. Davacı talebi ecrimisil bedeli olup, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, dava tarihi itibariyle alacağın miktar ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığından HMK'nın 107. maddesine göre belirsiz alacak davası olarak kabulü ile yargılamaya devam edilerek esas ile ilgili karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde usulden verilen karar hatalı olmakla bu nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- a-6 bendi uyarınca, kabul edilip kararın kaldırılması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Ceyhan 2....
Ayrıca davalı ile müteveffa Güzin arasındaki mal rejimi TMK'nin 225/son maddesi gereğince Güzin’in öldüğü tarihte sona erdiğine göre miras malları yönünden davacı ile davalı arasında ilişki mirasçılık sıfatına yönelik olup alacak davalarında taraflar birbirlerine karşı miras payları oranında sorumludurlar. Somut olaya gelince; hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarıda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın tarafların miras payları yerine tasfiye alacak oranı üzerinden ecrimisil hesabı yapılmış, Mahkemece bu rapor esas alınmak sureti ile sonuca gidilmiştir....
TBK’nin 183. maddesinde alacağın varlık sebebine yönelik bir sınırlama getirilmemiş bulunması da dikkate alındığında alacak hakkının haksız fiilden doğmuş olması bu hakkın temlikine engel oluşturmayacaktır. Alacağın temlikini düzenleyen TBK'nin 183 maddesi; “ Madde 183: Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez.” hükmünü içermektedir . Somut olayda, davacının sunmuş olduğu ilk temlik sözleşmesinde her ne kadar tarih ve temlik edilen ecrimisil dönemi belirtilmemişse de yargılama aşamasında sunulan ikinci temlik sözlemesi 13.06.2016 tarihli olup davacıya tüm ecrimisil ve kira alacak haklarının devredildiği belirtilmiştir....
Kira sözleşmesinin feshi tarihinden itibaren ecrimisil talep edilmiş ise de hakim, tarafların bildirdiği vakıalarla bağlı olup, hukuki niteleme hakime aittir. Bu nedenle tahliye kararının kesinleştiği tarihe kadar olan dönem için istenilen alacağın ecrimisil değil kira alacağı olduğunun kabulü gerekir. Bu dönem için talep edilen alacak için kira alacağı hesaplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Tahliye kararının kesinleştiği tarihten sonraki dönem için olan alacak talebi yönünden davanın tefrik edilerek yeni esasa kaydedilmesinden sonra görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Asıl Dava: Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil Karşı Dava : Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacıların men'i müdahale davasının kabulüne, davalının dava konusu 81 parsel sayılı taşınmaza vaki müdahalesinin men'ine, davacıların ecrimisil davasının kısmen kabulüne, toplam 2.216,52 TL ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapudaki hisseleri oranında davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı dava yönünden, karşı davacının alacak talebinin kısmen kabulüne, toplam 11.010,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte karşı davalılardan alınarak karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olup, hükmün davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Mahkemece, daha önce açılan alacak davasına konu istemlerin farklı döneme ait ecrimisil talebi ve aracın normal kullanımından kaynaklanan yıpranma payı istemine ilişkin olması nedeniyle davalı yanın derdestlik itirazlarının yerinde olmadığı, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda aracın olağan kullanımı aşar bir tarzda kullanılarak hasarlandığının saptandığı gerekçesiyle hasar bedeline yönelik talebin kabulüyle 23.149.46 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, ecrimisil isteminden feragat edildiğinden dolayı 1.600 TL. ecrimisil talebine yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Ancak; Davacılar vekili davasının belirsiz alacak davası olarak açtığı ve 500,00 TL kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat, 500,00-TL ise ecrimisil bedelinin tahsilini talep ettiği ancak alacağın miktarının belirlenmesi yönünden herhangi bir talebinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemece sadece harcı yatırılan kısmın tahsiline karar verilmesi gerekirken raporda belirlenen alacak miktarının hüküm altına alınması, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kuaför Merkezinden 04/07/2019 tarihinden dava tarihine kadar 50.000,00 TL ecrimisil ve tahliyeye kadar aylık 2.500,00 TL ecrimisil bedelinin bedelinin temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, A blok 58 nolu daire için 04/07/2019 tarihinden dava tarihine kadar 20.000,00 TL ecrimisil bedelinin ve tahliyeye kadar aylık 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin temerrüt faizi ile birlikte davalı ... Şirketinden, 04/07/2019 tarihinden dava tarihine kadar 20.000,00 TL ecrimisil bedelinin ve tahliyeye kadar aylık 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin temerrüt faizi ile birlikte ... Kuaför Güzellik Merkezi'nden tahsiline, taşınmazları kiracı olarak kullanan ... Kuaför Merkezinden 04/07/2019 tarihinden dava tarihine kadar 50.000,00 TL ecrimisil bedelinin temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır....