Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARŞI OY (X) : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır. İlgili idarelerin hareketsiz kalarak İmar Kanununda öngörülen sürede kamulaştırma yoluna gitmemek suretiyle taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlanması idari işlem ve eylem niteliğinde olup bu işlemin iptali ve bu işlem ve eylemden doğan zararın tazmini idari yargıda açılacak iptal ve tazminat davasının konusunu oluşturur....

    Bu maddeye göre sulh hâkiminin, işin niteliği gereği (vesayet işlerinin zorunlu kıldığı) başkaca önlemleri de alabileceği anlaşılmaktadır Uygulamada vesayet davası açıldığında kısıtlanması istenenin mal varlığı üzerine vesayet tedbir kararı verilmekte ve böylelikle dava devam ettiği sürece kısıtlanması istenenin bir zarara uğramasının engellenmesi amaçlanmaktadır. Bu durumda vesayet tedbir önlemleri tam olarak ihtiyati tedbir değildir. Nitekim mahkeme vesayet tedbir şerhi koyduğu malvarlığı değerleri üzerinde, kısıtlanması istenenin tasarruf haklarını elinden almamakta, kısıtlanması istenen mallarını dilediğince kullanmaya devam etmektedir. Vesayet tedbir kararı yalnızca mallar üzerinde temliki tasarruf yapılması durumunda bu tasarrufların mahkemenin gözetiminde yapılmasını, kısıtlanması istenenin açık bir şekilde aleyhine olan işlemlerin engellenmesini ve böylelikle sonuçta kısıtlanması istenenin korunmasını sağlamaktadır....

    Ancak; İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerekli olup, mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı tespit edilirken, dava konusu taşınmazların keşif tarihi itibariyle değil tasarruf tarihi itibariyle gerçek değerinin bilirkişi raporu ile belirlenmesi ve sonucuna göre bilirkişi tarafından tasarruf tarihi itibariyle belirlenen rayiç değer ile davalı 3.kişi tarafından ödendiği ispat edilen değer arasında mislini aşan fark bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekirken, belirtilen hususların gözardı edilerek eksik ve yetersiz inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 3-Öte yandan; mahkemece davalıların eski eş ve eski eşin akrabaları olduğu anlaşıldığından ve usul ve füru arasındaki ivazlı tasarruflar bağışlama kabul edildiğinden bu davalılar arasındaki devir işlemlerinin bağış olduğu gerekçesiyle...

      Ortaklığı" na ilişkin temsil, ilzam, tasarruf ve yönetim yetkisinin kaldırıldığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalının ortak konutu terkettiği ve başka bir kadınla yaşadığı yönünde duyumlar olduğu toplanan delillerden ve tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu halde ailenin ekonomik varlığının elden çıkarılacağı konusunda ciddi risk mevcuttur. Evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerin yerine getirilmesinin gerektirdiği ölçüde malvarlığı değerleri belirlenip, belirlenen bu malvarlığı değerleriyle sınırlı olarak davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına (TMK m. 199) karar verilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhinin Kaldırılması-Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yargılama gideri haksız çıkan taraftan alınır (HMK m.326). Vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir (HMK m.323). Davalı-karşı davacı ...'un tasarruf yetkisinin sınırlanması davası kabul edildiği halde davalı-karşı davacı ... yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecek vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava Türk Medeni Kanununun 199. maddesinde düzenlenen tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin olup, bu davaların değişik iş defterine kayıt edileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Mahkemece davanın, esas defterine kayıt edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, değişik iş defterine kayıt edilerek karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

                Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 Sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacağı miktarları hesaplanmalıdır. Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır....

                  Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır. Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu