Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinde düzenlemiş olan taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin konusunun taşınmaz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi davası kesinleşmiş, üçüncü kişi olan davalılara satış yapılarak taşınmaz adlarına tescil edildiğinden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı kalmamıştır. Taşınmazın, satış vaadi sözleşmesi şerhi ile birlikte satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan davalılara satılmış olması davacılara artık ifa olanağı kalmayan bu sözleşmeye dayanarak tescil isteme hakkı vermez. Davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile satış vaadi sözleşmesinin konusunun dava konusu taşınmaz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; davanın konusu 443 ada 14 parsel sayılı taşınmazda vaat borçlusu dava dışı ...'...

    Gerçekten 2644 sayılı Tapu Kanunun 26/5. maddesinde sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl içinde satış yapılmaz ise gayrimenkul siciline verilen şerhin tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından resen terkin olunacağına dair hüküm bulunmaktadır. Somut olayda satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verildiği 08.08.1991 tarihinden itibaren 5 yıl geçtiği halde satış işlemi yapılmadığında tarafların bir uyuşmazlığı yoktur. Ancak Tapu Kanunun 26/5 maddesinin Tapu Sicil Tüzüğünün 69/4 maddesi karşısında terkin işleminin Tapu Müdürlüğü veya memurlarınca resen yapılacağı veya şerhin kendiliğinden hükümsüz kalacağı şeklinde anlamamak, terkin işleminin ancak 5 yıllık sürenin geçmesi ve taşınmaz maliklerinin bu sürenin geçtiğini belirterek terkin talep etmeleri üzerine yapılacağı şeklinde kabul etmek gerekir....

      Davalı Hazine vekili, davanın kayıt malikine yöneltilmesi gerektiğini savunmuş, davaya dahil edilen taşınmaz kayıt malikleri ... ile yaptıkları arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini feshettiklerini yüklenicinin kişisel hak kazanmadığını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü dahili davalılar ile Hazine vekili temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesinin tapu kaydına şerhi isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi satış vaadi sözleşmelerinin Tapu Kanununun 26/5 maddesi, Noterlik Kanununun 44/B maddesi uyarınca noterler tarafından düzenlenmeleri koşuluyla tapu kaydına şerhi mümkündür. Ayrıca Türk Medeni Kanununun 1009. maddesinde tapu kaydına şerh edilecek kişisel haklar arasında satış vaadi sözleşmesi de gösterilmiştir....

        Noterliğinde tanzim ettikleri satış vaadi sözleşmelerinin takdiren tapu kütüğüne (geçici) tescil ve şerhinin işlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....

        Şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse işbu şerh tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlileri tarafından re'sen terkin olunur.'' denilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin konusu olan taşınmaz üzerine 29.12.1999 tarih ve 3843 yevmiye numarası ile şerh konulmuştur. Dava tarihi itibariyle, iş bu şerhin konulmasının üzerinden 5 yıl geçmiş olup, bu sürenin uzatılması yönünde taraflar arasında bir anlaşma bulunduğuna dair iddia da bulunmadığına göre, şerhin tapu sicil görevlileri tarafından resen terkin olunması ve ayrıca davacıların tapu idaresine müracaatla dahi şerhi terkin ettirmeleri mümkünken iş bu davayı açmalarında hukuki yarar bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....

          Den 22/01/2022 tarihli haksız suçlama ve iddiaları içeren Tapu devirlerinin yapılmayacağının bildirildiği ihtarname aldıkklarını, Arsa sahibinin sadece müvekkille değil tüm alıcılara ihtarname gönderdiğini, İhtarnamenin kısaca Düzenleme şeklinde Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile bağımsız alan müvekkilleri aleyhine ,zararına ve gerçeğe aykırı sözleşme yapmakla suçlamakta ve suç duyurusunda bulunacaklarını ve tapu devirlerini yapmayacağını bildirdiğini, arsa sahibinin gerçek satış olmadığı ,anlaşılan metrekare fiyatının altında satıldığı, bitmiş ve yapı kayıt belgesi alınmış inşaat için sözleşmeyi fesih edecekleri gibi gerçeği yansıtmayan kötü niyetli iddialarda bulunduğunu arsa sahibi ile yüklenici firmanın davacıdan aldıkları paraları paylaştıklarını, arsa sahibi tapuların elinde olması nedeniyle site yönetimini eline geçirmiş yükleniciyi siteden uzaklaştırmış, alıcıları tapu devrini yapmayacağı ve de tapuları 3.kişilere satma ve devretme tehdidi ile haksız ve fazla para talebinde...

          Den 22/01/2022 tarihli haksız suçlama ve iddiaları içeren Tapu devirlerinin yapılmayacağının bildirildiği ihtarname aldıkklarını, Arsa sahibinin sadece müvekkille değil tüm alıcılara ihtarname gönderdiğini, İhtarnamenin kısaca Düzenleme şeklinde Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile bağımsız alan müvekkilleri aleyhine ,zararına ve gerçeğe aykırı sözleşme yapmakla suçlamakta ve suç duyurusunda bulunacaklarını ve tapu devirlerini yapmayacağını bildirdiğini, arsa sahibinin gerçek satış olmadığı ,anlaşılan metrekare fiyatının altında satıldığı, bitmiş ve yapı kayıt belgesi alınmış inşaat için sözleşmeyi fesih edecekleri gibi gerçeği yansıtmayan kötü niyetli iddialarda bulunduğunu arsa sahibi ile yüklenici firmanın davacıdan aldıkları paraları paylaştıklarını, arsa sahibi tapuların elinde olması nedeniyle site yönetimini eline geçirmiş yükleniciyi siteden uzaklaştırmış, alıcıları tapu devrini yapmayacağı ve de tapuları 3.kişilere satma ve devretme tehdidi ile haksız ve fazla para talebinde...

          Bir kişisel hakkın tapu kütüğünün şerhler sütununa işlenmesi o hakkı ayni hak gücüne dönüştürmez. Ancak o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hak sahiplerine karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Şerhin kütüğün ilgili sütununa yazılabilmesi için taraflar arasında bir şerh sözleşmesi bulunmalıdır. Şerh sözleşmesinin şekli şerhi istenen şahsi hakkı doğuran sözleşmenin bağlı olduğu şekle tabidir. Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanununda öngörülen şerhler; Arsa payı karşılığı inşaat (Türk Medeni Kanunu 1009), taşınmaz satış vaadi, ( Türk Medeni Kanunu 1009. Tapu Kanunu 26), kira sözleşmesi (Türk Medeni Kanunu 1009, Borçlar Kanunu 248 ve devamı), alım (Türk Medeni Kanunu 736), önalım (Türk Medeni Kanunu 735), gerialım (Türk Medeni Kanunu 736), aile yurdu kurulması (Türk Medeni Kanunu 386, 390), art mirasçı atanması (Türk Medeni Kanunu 521, 1010), serbest dereceden yararlanma hakkı (Türk Medeni Kanunu 871), bağışlayana rücu hakkı (Borçlar Kanunu 244)....

            Somut olayda davalı arsa maliki T8 ile müteahhit Kadim Yapı-Betacons-Düzey İnşaat Adi Ortaklığı arasında düzenleme taşınmaz satış vaadi ve hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiği, davacı ile davalı Kadim Yapı-Betacons Adi Ortaklığı arasında dava konusu bağımsız bölüme ilişkin düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığı sabittir. Davanın niteliği, sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Ancak dava ihtiyati tedbir talepli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili, olmadığı taktirde ödenen bedellerin güncellenerek tahsili istemine ilişkin terditli dava olup davacının ilk talebi uyuşmazlığın aynına ilişkindir....

            Noterliği'nin 29.05.2001 tarih ve 11794 yevmiye nolu "Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesi" ile tapu maliki T3 tarafından dava dışı Memet Emin PORSUK'a satışının vaad edildiği, yine söz konusu taşınmazın Gebze 3. Noterliği'nin 19.08.2002 tarih ve 15735 yevmiye nolu "Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesi" ile dava dışı Memet Emin PORSUK tarafından davacı T1 satışının vaad edildiği ve de 19.08.2002 tarihinden itibaren işbu taşınmazın davacı T1 zilyetliğinde bulunduğu, Dilovası Belediye Başkanlığı'nın 29.06.2020 tarih ve 223/1770 sayılı müzekkere cevabı ile Dilovası Tapu Müdürlüğü'nün 24.06.2020 tarih ve 1487791 sayılı müzekkere cevaplarından taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunduğu, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden 818 s. BK' nun 125. (6098 s....

            UYAP Entegrasyonu