Mahallesi 46 Ada 4 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına, ... oğlu ... lehine 17.10.1989 tarih ve 3015 yevmiye ile satış vaadi şerhi verildiği, bu şerhe dayalı Tapu İptal ve Tescil davasının 02.04.2010 tarihinde açıldığı, bu dava sonucunda; taşınmazın, lehine satış vaadi şerhi verilen ... adına tescilinin 16.05.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde (17/10/1994 tarihine kadar) mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....
Gerçekten 2644 sayılı Tapu Kanununun 26/5 maddesinde; sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl içinde satış yapılmazsa gayrimenkul siciline verilen şerhin tapu sicil müdürü veya memuru tarafından re'sen terkin olunacağına dair hüküm bulunmaktadır. Somut olayda, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verildiği 10.12.1962 tarihinden itibaren 5 yıl geçtiği halde satış işleminin yapılmadığı hususunda bir uyuşmazlık yoktur. Ancak 2644 sayılı Tapu Kanununun 26/5 maddesinin, Tapu Sicil Tüzüğünün 78/4. maddesi karşısında terkin işleminin Tapu Sicil Müdürlüğü veya memurunca re'sen yapılacağı veya şerhin kendiliğinden hükümsüz kalacağı şeklinde anlamamak, terkin işleminin ancak 5 yıllık sürenin geçmesi ve taşınmaz maliklerinin bu sürenin geçtiğini belirterek terkin talep etmeleri üzerine yapılacağı şeklinde kabul etmek gerekir. Tapu işlemleri uygulanmasındaki durum da böyledir....
Noterliğinin 19.01.1982 tarih, 03583 yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde Satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından 13.07.2016 tarih, 23570 yevmiye ile satış vaadi sözleşmesinin Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından terkin edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, muris Eyüp Aktaş, vefatından sonra da müvekkil dava konusu taşınmaz hakkında yapılan 19.01.1982 tarihli Düzenleme Şeklinde Satış vaadi sözleşmesinden itibaren taşınmazın üzerinde malik gibi zilyet olup bu zilyetlik hakları müvekkile geçtiğini, muris Eyüp Aktaş'ın, vefatından sonra da müvekkilin dava konusu taşınmazı malik sıfatıyla zilyet olarak kullanıldığını, Yargıtay kararları ile de sabit olduğu üzere satışı vaat edilen taşınmaz almayı vaat edene teslim edilmiş ve halen almayı vaat eden kimsenin zilyetliğinde ise dava açma süresi bulunmadığını, dava konusu taşınmaz, taşınmazı satın alan müvekkilin mirasçısı olduğu Eyüp Aktaş, vefatından sonra da müvekkilin zilyetliğinde olduğunu, taşınmaz hakkında imzalanan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.08.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı ..., satış vaadi sözleşmesinin gerçek olduğunu ancak satım bedelinin alıcı tarafından ödenmediğini, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ... ise satış vaadi sözleşmesinin şerhi işleminin kaldırılacağının söylendiğini, tapuyu bu koşulla aldığını, davanın reddini bildirmiştir. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesine rağmen tapuda satış yapılabileceğinden bahisle dava reddedilmiştir....
Davalı T7 cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf 20/10/2018 tarihli Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi gereğince sözkonusu taşınmazın hacizsiz ve takyidattan ari olarak tapunun iptali ile tescilini talep ettiğini, Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmelerinin geçerlilik koşulu resmi şekilde yapılması olup, noterlikte düzenleme şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, davacı taraf 20/10/2018 tarihli Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi gereğince sözkonusu taşınmazın hacizsiz ve takyidattan ari olarak tapunun iptali ile tescilini talep ettiğini, söz konusu Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin tarihi davacı yanın beyanına göre 20/10/2018 olmasına karşın söz konusu taşınmaz kaydına müvekkili şirket lehine tesis edilen 70.030.000.000 TL müşterek taşınmaz mal ipoteğinin tesis tarihi 08/09/2016 olduğunu, müvekkili şirket iyiniyetli üçüncü şahıs olup, ipotek tesisi tarihinde Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi henüz imzalanmamış ve tapuda da tescili/şerhi bulunmadığını, müvekkili şirketin söz konusu...
İnşaat Adi Ortaklığı arasında düzenleme taşınmaz satış vaadi ve hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiği, davacı ile davalı... -... Adi Ortaklığı arasında dava konusu bağımsız bölüme ilişkin düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığı sabittir. Davanın niteliği, sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Ancak dava ihtiyati tedbir talepli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili, olmadığı taktirde ödenen bedellerin güncellenerek tahsili istemine ilişkin terditli dava olup davacının ilk talebi uyuşmazlığın aynına ilişkindir....
Somut olayda davalı arsa maliki T7 ile müteahhit Kadim Yapı-Betacons-Düzey İnşaat Adi Ortaklığı arasında düzenleme taşınmaz satış vaadi ve hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiği, davacı ile davalı Kadim Yapı-Betacons Adi Ortaklığı arasında dava konusu bağımsız bölüme ilişkin düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığı sabittir. Davanın niteliği, sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Ancak dava ihtiyati tedbir talepli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili, olmadığı taktirde ödenen bedellerin güncellenerek tahsili istemine ilişkin terditli dava olup davacının ilk talebi uyuşmazlığın aynına ilişkindir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Tapu Kanunu'nun 26. maddesi ve TMK'nun 1009. maddesi uyarınca kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle ayni etkinlik ve aleniyet kazanır. Tapu Kanunu'nun 26. maddesine göre bu hak 5 yıl süreyle 3.kişilere bu kapsamda şerh sonrası haciz koyan alacaklılara karşı ileri sürülebilir. Tapu Kanunu'nun ve Türk Medeni Kanunu’nun yukarıda açıklanan hükmü uyarınca; kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle kuvvetlendirilmiş nisbi hak niteliğini kazanır. Bu nedenledir ki, aynı yasa hükümlerine göre, sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebilme imkanı bulur. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz....
Noterliği'ne gidilerek 16811 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme bedeli olan 70.000,00 TL'nin de davalılara ödendiğini, anılan satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinin akabinde, satış vaadine konu alacağın vekil eden adına tapuya şerhi, devir ve tescil işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için veraset ilamlarının çıkartılması gibi gerekli tüm işlemlerin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, ardından satış vaadi alacağının şerhi ve tapu işlemleri için Beyoğlu Tapu Müdürlüğü'ne gidildiğinde bu defa taşınmazın tapu kaydı üzerinde Beyoğlu 9....
oğlu T3 Çeşme Noterliği ‘nin 23.05.1990 tarih ve 4534 yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu 526 ada 41 parselde muris ve muris evvellerinden kendisine intikal etmiş ve edecek hisselerin tamamını, eski TL ile 5.000.000 Tl bedelle davacı müvekkil T1 satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, bedeli nakten ve peşinen alındığını, Çeşme Noterliği ‘nin 23.05.1990 tarih ve 4534 yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ekte sunulduğunu, davalı T3 'ın aynı gün Çeşme Noterliği ‘nin 23.05.1990 tarih ve 4535 yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde satış vekaletnamesi ile müvekkilin eşi Fikret Önasya’ya, satmayı vaat ettiği hissesinin satışını gerçekleştirebilmek ve öncesinde intikal işlemlerini yapabilmek için intikal ve satış vekaleti verdiğini, satış vekaletnamesinin ekte sunulduğunu, söz konusu satış vaadi sözleşmesinin gayrimenkulün tapu kaydına işletildiğini, tapu kaydına şatış vaadi şerhi düşüldüğünü, bu tarihten hemen sonra...