Satış vaadini kabul edene kişisel bir hak sağlayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin TMK'nun 1009 ve Tapu Kanununun 26.maddeleri uyarınca tapu kütüğüne şerh edildikten sonra taşınmazda ayni hak kazanan kişilere karşı ileri sürülebilme olanağı kazanmaktadır. Çünkü kişisel hakkın tapuya işlenilmesiyle sonradan hak kazanan 3.kişiler bu konuda uyarılmış olur. Somut olayda davalı arsa maliki T14 müteahhit Kadim Yapı-Betacons-Düzey İnşaat Adi Ortaklığı arasında düzenleme taşınmaz satış vaadi ve hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiği, davacılar ile davalı Kadim Yapı-Betacons Adi Ortaklığı arasında dava konusu bağımsız bölümlere ilişkin ayrı ayrı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığı sabittir....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Gerçekten, Tapu Kanununun 26.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak yapılan ve geçerliliği olan satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerhi olanaklıdır. Tapu kütüğüne şerh edilen satış vaadi sözleşmesi, bu sözleşmeyle kazanılan kişisel hakkı güçlendirir ve bu şerhle kazandığı hak satış vaadi alacaklısı tarafından sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin tapuya tescil ve şerhi istemine ilişkindir.Davacı vekili, İstanbul ili, Tuzla ilçesi, .....parsel sayılı arsa maliki ... ile davalı .... İşletmesi arasında, Ticaret Merkezi inşaa edilmesi ve inşaa edilen bağımsız bölümlerin satışı ile hasılatlarının paylaşılmasına ilişkin olarak Kartal ... Noterliği 26.03.2018 tarih ve ... yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve / Hasılat Paylaşım Esaslı İnşaat Sözleşmesi / Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" imzalandığını, işbu sözleşmeye göre ...'den satış yetkisi alan ... Ortaklığı tarafından İSTİM Projesi kapsamında ... Sayılı bağımsız bölümün Kartal .... Noterliği 03/06/2020 Tarih ve ......
vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil davası açıldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının -------- bölümleri üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve davacı ile davalı yüklenici arasında akdedilmiş olan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin ilgili tapu kütüğüne tescil ve şerhinin işlenmesi talebi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır....
Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanunu'nun 1010 uncu maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi hâlinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. 5. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.11.2016 tarihli ve 2015/14-12 Esas, 2016/1005 Karar sayılı kararının gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan kişisel haklar gibi bazı kişisel hakların, tapu siciline şerh edilmesi olanaklıdır. Nitekim “kişisel hakların şerhi” başlıklı TMK’nın 1009 uncu maddesinde arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, ön alım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer hakların tapu kütüğüne şerh edilebileceği hükme bağlanmıştır. 6....
talepleri karşılayacak tapuda hiç bir işlem yapılmayacağının anlaşıldığından, mahkememizden davacı ile davalı yüklenici arasında akdedilen düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin tapu kütüğüne tescil ve şerhinin işlenmesini talep etmiştir....
Mahallesi 46 Ada 4 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına, ... oğlu ... lehine 17.10.1989 tarih ve ... yevmiye ile satış vaadi şerhi verildiği, bu şerhe dayalı tapu iptal ve tescil davasının 02.04.2010 tarihinde açıldığı, bu dava sonucunda; taşınmazın, lehine satış vaadi şerhi verilen ... adına tescilinin 16.05.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde (17/10/1994 tarihine kadar) mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, karşı dava ise mülkiyet hakkına dayanılarak açılan elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Noterlik Kanunu'nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptal ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Mehmet Tolga Baykal'dan 193.255,30 TL'lik alacağı nedeniyle 04/05/2015 tarihinde borçlu M.Tolga Baykal'a ait bulunan ve 1/2 hissesinin de müvekkiline ait olduğu taşınmazdaki borçlu hissesine haciz konulduğunu, borçlunun aynı zamanda kız kardeşi olan müvekkili T5'a haber vermeden taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile dosyadaki ilk davacı durumundaki T1 satış vaadinde bulunduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin kural olarak şahsi bir hak doğurmakla birlikte Tapu Kanunu 26 ve TMK 1009.ncu maddelerine göre tapu siciline işlenmek aynı etkinlik ve aleniyeti kazanacağı ve 5 yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale geleceği fakat bu ileri sürme yetkisini önleyici nitelikte olmayıp taşınmaz satış vaadi alacaklısı taşınmazın rızaen temliki, satışı bağışlaması veya üzerine ipotek konulması ya da taşınmazın haczedilmesini engellemeyeceği, satış vaadi sözleşmesinin mülkiyet hakkı gibi...
Mahallesi 46 Ada 4 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına, ... oğlu ... lehine 17.10.1989 tarih ve 3015 yevmiye ile satış vaadi şerhi verildiği, bu şerhe dayalı Tapu İptal ve Tescil davasının 02.04.2010 tarihinde açıldığı, bu dava sonucunda; taşınmazın, lehine satış vaadi şerhi verilen ... adına tescilinin 16.05.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde (17/10/1994 tarihine kadar) mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....