Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Anayasa'nın 135. maddesinde mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, bu konuda gerekli çalışmaları yapmak, tedbirleri almak, meslek disiplini ve ahlakını korumak görevinin Birlik görevleri arasında sayıldığı, 3568 sayılı Kanun'un 26. maddesinde ise, disiplinle ilgili kararları alma ve ceza verme yetkisinin Oda Disiplin Kurullarına ait olduğu, meslek mensupları hakkında Oda ve Birlik Disiplin Kurullarınca yapılan inceleme sonucunda disiplin cezası verilmesi gerekirken, dava konusu düzenlemelerle, meslek mensubuna verilecek disiplin cezasının doğrudan Gelir İdaresi Başkanlığı'nın talimatına bağlı kılındığı, bu durumun Anayasa'nın 135. maddesi ile meslek kuruluşuna verilen mesleki disiplini sağlama görevine aykırı olduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 153/A maddesinde meslek mensupları için öngörülen cezaların uygulanmasında 3568 sayılı Kanun'da yer alan usullerin tatbik edileceği zorunlu kılınmış olmasına rağmen Tebliğ...

    disiplin kurullarınca verilmiş olan disiplin cezalarının bu Kanun hükümleri uyarınca verilmiş addolunacağı; bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından verilmiş ve infaz edilmiş disiplin cezalarına bağlı olarak yapılmış idari işlemlerin aynen muhafaza olunacağı kuralına yer verilmiştir....

      Somut olayda Genel Disiplin Kurulu tarafından davacıya, Genel Disiplin Kurulu’nun 16.09.2008 tarihinde yaptığı toplantıda Üyelikten çıkarılmasının Genel Kurula teklifi ve İlk olağan Genel Merkez Kongresine kadar mevcut sendikal görevlerinden uzaklaştırılmasına karar verildiği bildirilmiştir. Davacının disiplin cezasına itirazı üzerine Genel Yönetim Kurulu 18.10.2008 tarihli Kararı ile, Disiplin Kurulunun disiplin yönetmeliğinin 27/b ve 25/b maddeleri gereği verdiği kararın uygun bulunduğu gerekçesi ile itirazın reddine karar verilmiştir. Disiplin kurulu kararında süre belirtilmeden, ilk olağan genel kurul tarihine kadar görevden uzaklaştırma kararı verilmiştir. Uzaklaştırma 2007 yılında yapılan Sendika Genel Kurulu sonrasında sendika tüzüğüne göre yeniden Genel Kurul toplanacağı (toplandığı) Şubat-2011 tarihine kadar geçecek bir süreyi kapsamaktadır....

        TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; ceza kovuşturmasında verilmiş olan kovuşturmaya yer olmadığı, kararının davacı hakkında ayrıca disiplin cezası vermeye engel olmadığı, çünkü 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun “Cezai kovuşturma ile disiplin kovuşturmasının bir arada yürütülmesi" başlıklı 131. maddesinde; aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olmasının, disiplin kovuşturmasını geciktiremeyeceğinin; memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması hallerinin ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamayacağının yer aldığı, dolayısıyla davacının kamu kurumundan poşet içerisinde çıkardığı malzemeleri tekrar kuruma geri getirdiğine ilişkin kamera kaydı bulunmadığı, bu nedenle davacı hakkında eylemi nedeniyle tesis edilen disiplin cezasının hukuka uygun olduğu belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmekterdir....

          Ağır Ceza Mahkemesinin 08/04/2016 tarihli ve 2016/934 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun "Disiplin cezasını gerektiren eylemlerin tekrarı, disiplin cezalarının infazı ve kaldırılması" başlıklı 48. maddesindeki "(2) Bir eylemden dolayı verilen disiplin cezası kesinleştikten sonra bu cezanın kaldırılması için gerekli süre içinde yeniden disiplin cezasını gerektiren bir eylemde bulunan hükümlü hakkında, her defasında bir üst ceza uygulanır." şeklindeki amir hüküm uyarınca hükümlü hakkında son disiplin cezasına konu eylemin gerektirdiği "kınama" disiplin cezasının bir üstündeki "bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma" disiplin cezasının uygulanmasının gerektiği gözetilmeden, aleyhe olacak şekilde bir önceki disiplin cezası olan "ziyaretçi kabulünden yoksun bırakılma" cezasının bir üstündeki "hücreye koyma cezası" ile cezalandırılması karşısında, itirazın bu nedenle reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde...

            Bu durumda, davacının 1702 sayılı Yasanın 20/1 maddesi uyarınca ihtar cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle … Valiliğine karşı açtığı davada; İdare Mahkemesince, dava dosyasının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16. maddesi uyarınca tekemmülünün sağlanarak bir karar verilmesi gerekirken, ihtar cezasına karşı açılan davanın esasının incelenemeyeceğinden bahisle dosya tekemmül ettirilmeksizin ilk inceleme aşamasında verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir. Öte yandan, Anayasanın 129.maddesinde uyarma ve kınama cezalarına ilişkin disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakıldığı, bunların dışındaki disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakılamayacağı hükme bağlanmış,657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 135. maddesinde, "Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itiraz, varsa bir üst disiplin amirine yoksa disiplin kurullarına yapılabilir....

              KARAR DÜZELTME TALEBİNDE BULUNANIN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ortaya çıkabilecek zararların önlenmesi bakımından idarenin disiplin açısından geniş yetkilerle donatıldığı, idarenin disiplin kurallarını uygulamakla kamu düzeninin en iyi şekilde yürütülmesini amaçladığı, öte yandan davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturması ve verilen disiplin cezasının hukuka uygun olduğu ileri sürülerek, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir. KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir....

                infazına başlayabilmek için infaz hakiminin onayının alınması aşamasında kesinleşmiş disiplin cezasının esasına ilişkin olarak tarafların itiraz etme ve İnfaz Hakimliğinin de kesinleşmiş disiplin cezası kararıyla ilgili olarak esastan inceleme yapma ve kesinleşen disiplin cezasını bizzat kaldırma yetkisinin bulunmadığı, inceleme yetkisinin disiplin cezası verildiği sırada değerlendirme konusu yapılmayan ancak cezanın infazı aşamasında mutlaka değerlendirmeye alınmasında zorunluluk bulunan hükümlünün sağlık durumu, infaza geçilmesi için gerekli hukuki ve fiili koşulların uygun olup olmadığı gibi hususlarla sınırlı olduğu ancak bu incelemeleri yaptığı sırada verilen disiplin cezasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğu, bir hukuki hata yapıldığı yönünde kanaatinin oluştuğu durumlarda da gerekçesini göstermek suretiyle kesinleşen disiplin cezasının kaldırılması amacıyla yetkili ve görevli merciye bildirimde bulunmak suretiyle kesinleşen kararlara karşı mevzuatımızda öngörülen kanun yollarının...

                  İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 06/12/2017 tarih ve E:2014/6880, K:2017/6264 sayılı bozma kararına uyularak, davacı ile ilçe milli eğitim müdürü arasında yaşanan olaya ilişkin olarak ilçe milli eğitim müdürünün disiplin amiri sıfatıyla işlem tesis etmesinde; disiplin işlemlerinin en önemli ilkelerinden olan ve disiplin hukukunun bireysel ve kamusal amacının gerçekleştirilmesini etkileyecek ölçüde olayla herhangi bir bağlantısı olmayan, tarafsızlığı konusunda şüphe bulunmayan bir disiplin amirince/kurulunca ceza verilmesi gerekliliğini ifade eden objektiflik ilkesi bakımından, tesis edilen dava konusu disiplin cezası işlemi ile buna karşı yapılan itirazın reddine ilişkin işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir....

                    Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onikinci Dairesince, dava konusu disiplin cezası işlemi, Türk Standardları Enstitüsü Personel Yönetmeliği uyarınca tesis edildiği, bu Yönetmelik 132 sayılı Türk Standardları Enstitüsü Kuruluş Kanunu'nun 10/A maddesine dayanılarak hazırlandığı, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenip bozulması istemi henüz karara bağlanmadan, TSE Kuruluş Kanunu'nun 10/A maddesinde yer alan "disiplin" ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E:2018/107, K:2018/114 sayılı kararıyla iptaline karar verildiği, bu durumda; davacıya verilen disiplin cezasının yasal dayanağının Anayasaya ve hukuka aykırı olduğu Anayasa Mahkemesi kararı ile ortaya konulduğundan, Türk Standardları Enstitüsü Personel Yönetmeliği uyarınca verilen disiplin cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı, bu itibarla, İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka...

                      UYAP Entegrasyonu