DÜŞÜNCESİ : Dava; TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca çalışan personele kademe ilerlemesi cezasının yerine uygulanacak disiplin cezalarına ilişkin 25/08/2010 günlü, 42116 sayılı genel düzenleyici işlemin iptali istemiyle açılmıştır....
İLGİLİ MEVZUAT : 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun Ek 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde; "Disiplin kurullarının disiplin cezası verebilecekleri personel ve uygulamaya yetkili oldukları cezalar aşağıda gösterilmiştir. A) İl Polis Disiplin kurulları, kuruldukları il emniyet kadrosundaki: 1. Polis memurları, çarşı ve mahalle bekçileri ile atanması il makamlarına ait personele bütün disiplin cezalarını, 2. Komiser muavini, komiser ve başkomiserlere meslekten çıkarma cezası dışında kalan öteki disiplin cezaları, ..... verebilir." hükmüne yer verilmiştir....
Disiplin cezasına konu eylem ve disiplin kurulu kararının disiplin cezalarını affeden.4584 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önce oluşması nedeniyle, söz konusu cezanın öğrenci sicilinden silineceği kuşkusuzdur. Bu bakımdan idare mahkemesinin, işin esasına yönelik bir karar vermemesi gerekirdi. Ancak, gerek idare mahkemesi kararı ve gerekse disiplin affı ile davaya konu disiplin cazası hukuksal etkinliğini yitirdiğinden, mahkeme kararının temyizine yönelik istemin geçerli bir dayanağı kalmadığı gibi, yargı kararının af nedeniyle irdelenmesine de gerek bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, yargılama giderlerinin temiz eden üzerinde bırakılmasına 20.12.2001 gününde oybirliği ile karar verildi....
Tüm bu hükümlerin değerlendirilmesinden, Disiplin Kurullarının aylıktan kesme cezası vermeye yetkisinin olmadığı, bu cezanın ancak disiplin amirlerince verilebileceği, bu konuda disiplin kuruluna da yetki verildiği hususunda açık hüküm bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, dava konusu olayda da davacı hakkında verilen aylıktan kesme cezasının Merkez Disiplin Kurulunca görüşülüp karara bağlandığı görüldüğünden yetkisiz disiplin kurulunca verilen cezada hukuka uyarlık görülmediğinden, bu husus gözardı edilerek verilen mahkeme kararında da hukuki isabet görülmemiştir....
Bu anlamda, idari işlem niteliğindeki disiplin yaptırımının da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmekte ise de, ilke olarak suç ve cezada lehe olan normun uygulanması kuralının disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla fiilin işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise, disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmü dikkate alınmalıdır. Ancak, lehe hükmün uygulanması amacıyla verilecek bir iptal kararının, davacının eylemine uyan başka bir disiplin cezasının uygulanmasına engel olmayacağı da açıktır....
Kesinleşmiş hücreye koyma disiplin cezasının infazına başlayabilmek için infaz hakiminin onayının alınması aşamasında kesinleşmiş disiplin cezasının esasına ilişkin olarak tarafların itiraz etme, İnfaz Hakimliğinin ve itiraz merciinin de kesinleşmiş disiplin cezası kararıyla ilgili olarak esastan inceleme yaparak, doğrudan kaldırma yetkisinin bulunmadığı, inceleme yetkisinin disiplin cezası verildiği sırada değerlendirme konusu yapılmayan ancak cezanın infazı aşamasında değerlendirmeye alınmasında zorunluluk bulunan hükümlünün sağlık durumu, infaza geçilmesi için gerekli hukuki ve fiili koşulların uygun olup olmadığı gibi hususlarla sınırlı olduğu, ancak bu incelemeleri yaptığı sırada kesinleşen disiplin cezasının usul ve yasaya aykırı olduğu ve bu nedenle infazının yapılmaması gerektiğinin anlaşılması durumunda, bu aşamada disiplin cezasının infazına başlanmasına yer olmadığına ve disiplincezasının kaldırılması için idari işlemlerin başlatılması amacıyla yetkili ve görevli idari...
Temyiz isteminin reddine ilişkin verilen ek karar davalı tarafça süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 2-Dosya içeriğine göre davacı, dava dilekçesinde davalı şirket disiplin kurulu tarafından, haksız ve hukuka aykırı olarak verilen yirmi gün süre ile ücretsiz işten uzaklaştırma cezasının iptaline ve disiplin cezası neticesinde özlük haklarından yapılan kesintilerin kendisine iadesi ile maaşından yapılan 3.162,50 TL tutarındaki kesintinin, kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek kanuni faizleriyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı şirket disiplin kurulu tarafından verilen "Disiplin Yönetmeliğinin 12/e. madde ve bendi" uyarınca yirmi gün ücretsiz işten uzaklaştırma cezasına ilişkin olarak 07.03.2012 günlü kararın kısmen iptali ile davacının ücretinden yapılan yirmi günlük kesintinin on günlük tutarı olan 1.581,25 TL'nin dava tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir....
Davalı idare, Anayasanın 129.maddesi ve 657 sayılı Kanun hükümlerine göre, kınama cezasının iptali için dava açılamayacağını öne sürmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. T.C. Anayasanın 129.maddesinin 3.parağrafında; uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakılamayacağı hükmüne yer verilmiş olup, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 135.maddesinde sözkonusu Anayasa hükmüne paralel olarak, disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itirazın, varsa bir üst disiplin amirine yoksa disiplin kurullarına yapılabileceği, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve Devlet memurluğundan çıkarma cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabileceğinin, 136.maddesinde ise, itiraz edilmeyen kararlar ile itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu, bu kararlar aleyhine idari yargı yoluna başvurulamayacağı belirtilmiştir....
Olayımızda davacıya uygulanan tekerrür hali ise 14. maddenin "disiplin cezası verilmesine neden olmuş bir eylem,işlem, tutum veya davranışın cezaların sicilden silinmesine ilişkin süre içinde yenilenmesinde bir derece ağır ceza uygulanacağıé yolundaki hükmü olup, bu bağlamda Tüzüğün 7/D-6 maddesinde düzenlenen "amir ve üstlerini dövme girişiminde bulunmak ya da hakaret etmek" eyleminden dolayı 19.1.2001 tarihinde 24 ay uzun süreli durdurma cezası olan davacının aynı eylemi 21.12.2003 tarihinde tekrar etmesi nedeniyle ve 14. maddenin uygulanması suretiyle 13.8.2004 tarihli Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırıldığı, daha sonra 11.6.2004 tarihinde amir ve üstlerine hakaret etmek eyleminden dolayı dava konusu işlem ile Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 7/D-6 maddesi gereğince 24 ay uzun süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasına ancak daha önceden de aynı suçtan disiplin cezasının bulunması nedeniyle Tüzüğün 14. maddesi uyarınca bir derece üst ceza olan...
Davacı vekili Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı verdiği temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler tekrar edilerek, davacıya disiplin kararının tebliğinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligat durumuna rağmen Mahkemece, usulsüz tebligat üzerinde durmadan davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verdiğini, davacıya verilen yazılı uyarı cezasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, açıklanan ve re'sen gözetilecek nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir. Dava, dernek yönetim kurulunca verilen disiplin cezasının iptali istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür....