Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AŞ.ye kira sözleşmesi ile devredildiğini, bu davalının yıllık bakım bedeli talep ederek devre tatil hakkını kullandırdığı halde, 2004 yılında tatil hakkının kullandırılmadığını ve hiç bir açıklama yapılmadığını ileri sürerek, devre tatil haklarının hükmen tespiti suretiyle devre tatil haklarının belirtilen dönemlere kadar aynı şartlarla kullandırılmaya devam ettirilmesinin sağlanmasına , muarazının giderilmesine, fazla hakları saklı kalarak oluşan 4.000 TL. Maddi zararı ile 10.000 TL. Manevi tazminatın zarar tarihinden itibaren reoskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının dava konusu tesiste sözleşmede yazılı sürenin sonuna kadar anılan tatil köyünde devre tatil hakkının bulunduğunun ve bu tesisten yararlanabileceğinin kabulüne, 2004 yılı için 801,30 TL....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, taraflar arasında imzalanan devre tatil sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın davalı T5 yönünden usulden reddine, davalı T3 San.ve Tic. A.Ş. yönünden kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava dilekçesi ekinde sunulan 24/06/2005 tarih ve SSS243 Sözleşme Nolu Club Prestige Devre Tatil Sözleşmesi incelendiğinde; Kiralayan Pirestij İnş. Tur. San. ve Tic....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin yalnızca davacı yönünden feshine, 1.200 Dolar karşılığı 2.181,40 TL nin davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının yerinde olmayan pasif husumet ehliyetine ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, devre tatil sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemidir....

      Dava, devre tatil sözleşmesi kapsamında yerine getirilemeyen ifa nedeni ile ödenen bedel ile cezai şart istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 19.07.2012 tarihli hisseli Gayrimenkul satış sözleşmesi ve eki niteliğindeki 9.08.2012 tarihli Taahhütnamede, satışa ilişkin olarak firmanın bu gayrimenkulü 30.12.2013 tarihinde peşin satın alma değerinin % 30 fazlası ile geri almayı taahüt ettiği düzenlenmiştir. Buna göre, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde ödenmek üzere cezai şart vaadedilmiş olup davacı ya sözleşmenin ifasını ya da cezai şartın ödenmesini isteyebilir....

        beklenemeyeceğini göstermekte olduğunu,15/02/2020 tarihte tesise gelerek derhal tahsisi yapılmasını talep etmiş olduğunu, davacının kabul ve taahhüt ettiği 2013 yılından buyana 7 yıldır uyduğu devre tatil sözleşmesi'ne ve dönerli sistemle dönüşümlü kullanım planlamasına aykırı davranmış olduğunu, kısaca davacnın zaten olmayan bir hakkı kullanamadığı için zarar gördüğü iddiasında bulunup bunları yaparken 2 yılık aidat borcunu ödemediğini, 2019- 2020 yılları aidat borçları ödenmeden tahsis talebi sözleşmeye aykırı bulunduğu, davacının taşınmazı devre mülk değil; sözleşme ile devre tatil'e tahsisli olup davacının 1/35 pay sahibi olduğu taşınmazın; ek/2 tapu senedi ve tapu siciline göre devre mülk olmadığı davacı taşınmazın satın aldığı 1/35 hissesini devre tatil hakkı maksatlı yönetiminin planlamasına uyun ve dönüşümlü kullanmayı belirlenmiş aidatı ödemeyi devre tatil sözleşmesinin 7 ve 8C maddeleri ile kabul ve taahhüt ettiğini, hal böyleyken davacının şimdi bu iddiaları kanuna, yönetmeliğe...

        KARAR Davacı, davalılarla 12.8.2010 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak tanıtımlarda belirtilen şartları taşımadığını anlayınca 16.8.2010 tarihinde cayma bildiriminde bulunduğunu ileri sürerek, yapılan sözleşmenin feshine, sözleşme nedeniyle ... olduğu 9.684 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesin istemiştir. Davalılar duruşma gününü bildirir usulüne uygun tebliğe rağmen duruşmaya gelmemişler, cevap da vermemişlerdir. Mahkemece, erken açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalılar arasında yapılan 12.8.2010 tarihli devre tatil sözleşmesinin 11. Maddesinde " devre tatil sahibi sözleşmenin her iki tarafça imzalanmasından itibaren 10 gün içinde hiç bir sebep göstermeksizin cayma hakkını kullanarak sözleşmeden dönebilir" düzenlemesi getirilmiştir. Davacı, 16.8.2010 tarihli ihtarla cayma hakkını kullandığını davalılara bildirmiştir....

          Tüketici Mahkemesi, 2016/1950 E. 2017/1210 K. 24.05.2017 T.) davacıya sözleşmeye konu tapunun devri gerçekleştirildiğine göre, müstakar Yargıtay kararlarına göre davaya konu sözleşme de geçerli ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğunu, sözleşme geçerli olduğuna göre şartları oluşmayan surette Tapu Müdürlüğünde yapılan devre ilişkin cayma hakkı kullanılamayacağını, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Devre Tatil Yönetmeliği yeniden değiştiğini, değişikliklere kadarki tüm uygulamalara ve tecrübelere nazaran yasa koyucu ısrarla ve yine gerek kanunda, gerekse yönetmelikte, cayma hakkı süresinin sözleşme tarihinden itibaren başlayacağını düzenlendiğini, davacının haksız ve kötüniyetli iddialarına karşılık Devre tatil ve Uzun Süreli Tatil Sözleşmeleri Yönetmeliği 10....

          CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; Hisseli gayrimenkul ve devre tatil satışlarında hisse, sadece üyeleri, RCI olarak adlandırılan ve bünyesinde müvekkil şirket tarafından satışı yapılan iş bu dava konusu tesis niteliklerini haiz on binlerce tesis barındıran değişim sistemine dahil etmek ve bir hafta tatil kullandırıldığını, tatil haftası, hissenin verildiği odaya özgü olmadığını, davacı ile imzalanan sözleşmede yazılı hafta nitelik olarak belirlendiğini, kişi sayısı ve dönem olarak belirli olduğunu, fakat belli bir daire ya da blokta kullandırılacağına ilişkin bir taahhüt bulunmadığını, sözleşmede tatil yapılacak haftanın hangi dairede hangi blokta kullanılacağı yazmadığını, davacı tatilini ister ise apartın da ister ise RCI sistemine kayıtlı otellerde kullanabileceğini, müvekkil şirketin müşterisine bir hisse vermeyi ve sözleşmede yazılı nitelikte bir hafta tatil kullandırmayı taahhüt ettiğini, bu tatil apartlarda da olabilir, RCI sistemine kayıtlı otellerde de olabilir, üyenin...

          AŞ. nin 2003 yılında üst hakkını da satın aldığını, 2004 yılı tatiline çok kısa süre kaldığında davalı ... şirketinin kendisin telefonla arayarak tatilhakkının kullandırılmayacağını bildirdiğini, bu nedenle tatil yapamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere , Sorgun Tatil Köyünde bulunan E.70-72 nolu dairelerde 31.12.2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere her yılın 34. haftası için kazanılmış olan devre tatil haklarının hükmen tespiti suretiyle devre tatil haklarının belirtilen dönemlere kadar aynı şartlarla kullandırılmaya devam ettirilmesinin ve belirtilen dönemlerde mezkur daireye davalıların ve üçüncü şahısların her türlü müdahalesinin 2009/6370-2010/421 önlenmesine, mümkün olmazsa kalan süre için bu standartlarda tatil maliyetinin tesbit edilerek tahsiline, davalılarca 2004 yılında kullandırılmayan devre tatil hakları için şimdilik 2000 YTL maddi tazminat ve 5.000 YTL manevi tazminat alacağının tahsilini istemiş bilahare verdiği dilekçeler ile sözleşmeyi...

            Davalının istinaf taleplerinin incelenmesinde, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, TMK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşmenin, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale geldiği, devre mülk sözleşmelerinin tecrübe - muayene koşulu ile yapılan satış sözleşmelerinden (TBK m.249) olup, davacı tüketicinin kullanımdan / teslimden imtina ettiğinin usulüne uygun ispat vasıtaları ile ispat edilememiş olması, davacı tüketici yönünden tecrübe ve muayene şartının gerçekleşmediği ve davacının devre mülk sözleşmesinden cayma hakkını yasal usule uygun kullandığı, davacının yargılama sırasında sunduğu dilekçeyle hükme konu edilen...

            UYAP Entegrasyonu