Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 25.4.2004 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....

    Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 7.6.2007 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Dosyaya ibraz edilen Kuşadası Belediyesinin 4.10.2007 tarihli yazısında, Prestij clup adı altında işletilen alana ait taşınmaza 1999 yılında, 2126,68 metrekare apart konut, cafeterya ve idari bina için 2001 yılında 720 metrekarelik otel için ve 2004 yılında ise 3321,18 metrekarelik apart için ruhsat verildiğini, bu bölümlerden 720 metrekarelik kısmına yapı kullanma izin belgesi verildiğini bildirmiştir....

      O halde devre tatil alanı için yapı kullanma izninin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile, davacının yapı kullanma izninin bulunmadığı tesiste tatil hakkını kullanma ve sözleşmeyi ayakta tutma zorunluluğu yoktur. Bu nedenle , mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 30.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Diğer taraftan, söz konusu yasaya dayalı olarak 14/01/2015 tarih ve 29236 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan "Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği" ile devre tatil uygulamasının hukuki çerçevesi belirlendiğini, Değinilen yönetmelikte devre tatil sözleşmesinin tâbi olduğu usul ve esasların, sözleşmenin şekli ile tarafların hak ve yükümlülükleri ile sözleşmenin sona erme nedenleri ve tüketicinin sözleşmeden cayma hakkına ilişkin açık düzenlemelere yer verildiğini, ancak mahkemenin gerek Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, gerek Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği ve gerekse genel çerçeveyi belirleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda yer alan hükümlere ilişkin tespiti yaptığını, ancak tüm bu düzenlemeler ile çelişen nitelikte bir hüküm kurduğunu, anılan kanun hükmü gereğince davacı, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeyi "cayma hakkı" çerçevesinde 14 gün içerisinde hiçbir haklı sebep göstermeden feshetme...

          Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez..." diğer taraftan, söz konusu yasaya dayalı olarak 14/01/2015 tarih ve 29236 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan "Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği" ile devre tatil uygulamasının hukuki çerçevesinin belirlendiğini, değinilen yönetmelikte devre tatil sözleşmesinin tâbi olduğunun usul ve esaslar, sözleşmenin şekli ile tarafların hak ve yükümlülükleri ile sözleşmenin sona erme nedenleri ve tüketicinin sözleşmeden cayma hakkına ilişkin açık düzenlemelere yer verildiğini, ancak mahkeme gerek Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, gerek Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği ve gerekse genel çerçeveyi belirleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda yer alan hükümlere ilişkin tespiti yaptığını, ancak tüm bu düzenlemeler ile çelişen nitelikte bir hüküm kurduğunu, anılan kanun hükmü gereğince davacının, taraflar...

            Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez..." diğer taraftan, söz konusu yasaya dayalı olarak 14/01/2015 tarih ve 29236 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan "Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği" ile devre tatil uygulamasının hukuki çerçevesinin belirlendiğini, değinilen yönetmelikte devre tatil sözleşmesinin tâbi olduğunun usul ve esaslar, sözleşmenin şekli ile tarafların hak ve yükümlülükleri ile sözleşmenin sona erme nedenleri ve tüketicinin sözleşmeden cayma hakkına ilişkin açık düzenlemelere yer verildiğini, ancak mahkeme gerek Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, gerek Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği ve gerekse genel çerçeveyi belirleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda yer alan hükümlere ilişkin tespiti yaptığını, ancak tüm bu düzenlemeler ile çelişen nitelikte bir hüküm kurduğunu, anılan kanun hükmü gereğince davacının, taraflar...

              Mahkemece, bozmaya uyularak, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....

                Tüketici Mahkemesi'ne verdiği dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 13/08/2017 tarihinde toplam 8.500,00 TL bedelli devre tatil satış sözleşmesi düzenlendiğini ve bu bedelin davacı tarafından ödendiğini, sözleşmenin mahiyeti ve konusu hakkında davacının aldatıldığını, taraflar arasında yapılan sözleşmede ilgili kanun ve yönetmelik maddelerine göre bulunması zorunlu olan ifadelerin eklenmediğini, tüketiciye verilmesi zorunlu olan belgelerin verilmediğini bu nedenle sözleşmenin tüketici açısından geçerli olamayacağını, beyan ederek taraflar arasında akdedilen EMTY719A nolu sözleşmenin iptali le davacı tarafından ödenen 8.500,00 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davacıya iadesine, senetler ve davacıyı borç altına sokan her türlü belgenin davacıya iadesine, sözleşmenin iptali ile birlikte tarafların aldıklarını aynen geri vermelerine, gayrimenkulün tapusu iptali ile davalı firma adına tapuya tesciline, karar verilmesini talep ve...

                Somut olayda, davacı vekili müvekkili davacı ile davalılar arasında ilk olarak 18.05.2014 tarihinde toplam 17.100,00 TL bedelli devre tatil sözleşmesi düzenlendiğini ve imzalandığını, müvekkili davacı tarafından 10.260,00 TL'nin davalı şirkete ödendiğini, müvekkilinin telefonla davalı şirket tarafından aranarak "hediye tatil kazandınız" şeklinde davaya konu tesislere davet edildiğini, davet üzerine tesislere giden müvekkilinin kendisini müthiş bir baskı altında bulduğunu, müvekkilinin psikolojik baskı altında iradesi sakatlanarak sözleşmeyi imzaladığını, müvekkili ile davalılar arasında imzalanan devre tatil sözleşmesinin hem usule hem de sözleşmenin esasına ilişkin olarak geçersiz olduğunu, davaya konu iş bu sözleşmelerdeki maddelerin haksız şart ve hükümsüz olduğunu, müvekkili ile sözleşme şartlarının kesinlikle 2018/4467-6134 müzakere edilmediğini, sözleşmenin konusu ve mahiyeti konusunda müvekkilinin aldatıldığını, taraflar arasında yapılan sözleşmelerde ilgili kanun ve yönetmelik...

                  İlçesinde kain 1 adet devre-mülkün devri hususunda davalı ile imzalanan sözleşme kapsamında müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen davalı şirket tarafından tapuda devir yapılmadığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilini, tapu kaydının iptali ve tesciline karar verilememesi durumunda 9262,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının talebi satın aldığını iddia ettiği devre mülkün adına tapuya tesciline, bu olmadığı takdirde bedelinin kendisine verilmesine ilişkin olduğundan, mahkemece, öncelikle davacının tapu iptal ve tescil davasının incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Tapu iptal ve tescil davası ise kayıt kabul davası niteliğinde değildir. Kayıt kabul niteliğinde olmayan tapu iptal ve tescil talepleri yönünden, İİK'da özel bir düzenleme yer almadığından taraflar arasındaki işin niteliğine göre görevli mahkemenin belirlenmesi zorunludur....

                    UYAP Entegrasyonu