ise derneğin yerleşim yerinin bulunduğu il veya ilçeyi ifade ettiği hükme bağlanmıştır....
Derneğin 2.444,00 TL borcunun olması onun acze düştüğü anlamına gelmez. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi isabetsiz, davalı derneğin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin ödenen harcın istek halinde ilgilisine iadesine, 17.09.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı vekili, davacı derneğin düzenlediği kongrenin ismi ile müvekkili derneğin düzenlediği kongrenin isminin aynı olmadığını, kongre isimlerinde yer alan “Ulusal” ve “Türk” kelimelerinin farklı anlamlar taşıdığını, müvekkili derneğin tüzüğündeki amacına uygun faaliyetlerde bulunduğunu, kullandığı kongre isminin iltibasa neden olmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı derneğin bilimsel etkinlik için kullandığı Ulusal Romatoloji Kongresi adının davalı tarafından kullanılmasının ...'...
Tüzükte tasfiyenin ne şekilde yapılacağının genel kurul kararına bırakıldığı hallerde, genel kurul tarafından bir karar alınmamış veya genel kurul toplanamamışsa, yahut dernek mahkeme kararı ile feshedilmişse, derneğin bütün para, mal ve hakları, mahkeme kararıyla derneğin amacına en yakın ve kapatıldığı tarihte en fazla üyeye sahip derneğe devredilir....
Davalı idare; derneğin üç ay süreyle faaliyetten men edildiğini ve bu süre sonunda derneğin açıldığını ileri sürerek anılan Mahkeme kararının dava konusu işlemin kısmen iptaline ilişkin bölümünün temyizen incelenip bozulmasını istemektedir. Dava konusu işlemde, derneğin ne kadar süreyle faaliyetten men edildiği açıkça belirtilmediğinden davalı idarenin ileri sürdüğü sebep yerinde görülmemiştir. İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.maddesinde yer alan sebeblerden birinin varlığı halinde mümkündür....
Davalı derneğin tüzüğü uyarınca, iki yılda bir Haziran ayında olağan genel kurul toplantılarının yapılması gerektiği en son genel kurul toplantısının 21.07.2007 tarihinde yapıldığı, bu tarihten sonra genel kurul toplantılarının yapılmaması nedeniyle davalı derneğin kendiliğinden dağıldığının tespiti istenilmiş ise de, dosya içinde yer alan belgelerden davalı derneğin 24.07.2009 tarihinde ve 27.07.2011 tarihinde olağan genel kurul toplantılarının yapıldığı, ancak genel kurul sonuçlarının il dernekler müdürlüğüne bir aylık süre içinde bildirilmediği anlaşılmaktadır. Genel kurul sonuçlarının süresi içinde il dernekler müdürlüğüne bildirilmemesi idari para cezasını gerektiren bir eylem olup bu nedenle derneğin kendiliğinden dağıldığına karar verilemez. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Somut olayda; davalı derneğin feshedilerek kütük kaydının silindiği, bu nedenle davalı taraf ehliyetinde noksanlık bulunduğu, bu durumun davayı görmeye engel teşkil ettiği anlaşıldığından, davacı vekiline, davalı derneğin iş bu dava bakımından ihya edilmesi davası açmak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine, aksi halde HMK m.114/1-d ve m.115/2 hükümleri gereği dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedileceğine ilişkin ihtarat yapıldığı, davacı vekilinin 11/05/2022 havale tarihli talep dilekçesi ile; mahkemenin 11.5.2022 tarihli duruşmasında davalı derneğin tüzel kişiliğinin dava açıldıktan sonraki tarihte fesihle son bulması sebebiyle, taraf ehliyetinin sağlanması açısından taraflarına derneğin ihyası ile ilgili dava açmaları hususunda süre verilmiş olduğunu, açtıkları dava konusu dikkate alındığında, fesih edilmiş derneğin ihyasının bir fayda sağlamayacağının açık olduğunu, zaten davalı derneğin de bu dava üzerine fesih kararı alarak tüzel kişiliğini sona erdirmiş olduğunu...
Ek:1 maddesi uyarınca derneğin ihyasını talep etmiştir....
Somut olayda; davacı tarafından, Dernek genel kurulunun 10.10.2006 tarihinden itbaren yapılmaması nedeniyle derneğin sona erdiğinin tesipiti ve derneğin tasfiyesi talep edildiğinden, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1086 sayılı HMUK'nun 25.ve 26. (6100 Sayılı HMK'nin 21., 22. ve 23.) maddeleri gereğince Çal Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 31.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
, mahkeme kararının kaldırılmasıyla davalı derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....