Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dernek yönetim kurulu üyesi 3 kişi dernek yönetim kurulu toplantısı yaptığını, bu toplantıda davalı T5 başkanlığına son verildiğini, ancak dernek defterleri şüphelinin udesinde olduğu için, dernek yönetim kurulu defterine karar yazılmasına fiilen imkan olmadığını, yönetim kurulu kararının davalı T5 Turgutlu 2....

Dava, dernek şubesinin kuruluşundan itibaren altı ay içerisinde ilk genel kurul toplantısını yapıp zorunlu organlarını oluşturmaması nedeniyle Türk Medeni Kanunu'nun 87/2. maddesi uyarınca şubenin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma ilamında, dernek şubesinin dava dilekçesinde hasım gösterilmesinin temsilcide yanılma olduğu kabul edilerek dava dilekçesi ile duruşma gününün dernek merkezine tebliği ile işin esasının incelenmesine işaret edilmiştir. 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 2.maddesinin "h" bendinde dernek şubesi, dernek faaliyetlerinin yürütülebilmesi için bir derneğe bağlı olarak açılan, tüzel kişiliği olmayan ve bünyesinde organları bulunan alt birim olarak tanımlanmıştır....

    Mahkemece, iç hukuk sisteminde dernek kurma hakkı bakımından özgürlük sisteminin benimsendiği, bu nedenle öngörülen istisnai haller dışında yeni kapatma nedenleri oluşturulamayacağı gibi, isim benzerliğinin kapatma nedenleri arasında düzenlenmemesi nedeniyle Anayasanın dernek kurma özgürlüğü ilkesine aykırı olarak; kapatma nedeni olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı, taraf dernek tüzükleri incelendiğinde, derneklerin isimlerinin aynı olmadığı, her iki derneğin de dernek tüzükleri ile kuruluş bildirimlerini İl Dernekler Müdürlüğüne verdikleri, Valilikçe yapılan araştırma sonunda mevzuata aykırılık görülmediğinden derneklerin kurulmalarına izin verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

      -2- Somut olayda; davalı ....kuruluşundan itibaren altı ay içerisinde ilk genel kurul toplantısını yapmaması nedeniyle Türk Medeni Kanunu'nun 87/2. maddesi uyarınca şubenin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti istenilmiş; dava dilekçesinde davalı olarak dernek şubesi gösterilmiş ve dava dilekçesi dernek genel merkezi yerine dernek merkezini temsile yetkisi olmayan dernek şube başkanına tebliğ edilerek yargılama yapılmış ve karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davanamede, davalı dernek şubesinin feshi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 56. maddesi hükmüne göre dernek bir özel hukuk tüzel kişisi olup Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 33. maddesinin yollaması ile Türk Medeni Kanununun 50. maddesi hükmüne göre tüzel kişinin iradesi organları aracılığı ile açıklanır ve organlar hukuki işlemleri ve diğer tüm eylemleri ile tüzel kişiyi borç altına sokarlar. 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2/h maddesinde ise; dernek şubeleri, dernek faaliyetlerinin yürütülebilmesi için bir derneğe bağlı olarak açılan, tüzel kişiliği olmayan ve bünyesinde organları bulunan alt birim olarak tanımlanmıştır....

          DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava; davacı hakkında disiplin cezası içeren dernek yönetim kurulu kararlarının iptali istemine yöneliktir. İlk derece mahkemesince cezanın infazı ile ilgili taleplerin konusu kalmadığından reddine, defterden silinme taleplerinin kabulüne, cezanın defterden silinmesine dair karar verilmiş, karar davalı tarafça istinaf edilmiştir. Yargılama sırasında davacı 07/06/2016 tarihli dilekçesi ile dernek genel kuruluna başvurarak dava konusu cezalara itiraz etmiş, ancak derneğin 29/06/2016 tarihli cevabında; dernek üyelerine verilen kınama ve geçici uzaklaştırma cezalarının kesin olduğu, dernek genel kuruluna itiraz hakkı bulunmadığı, dernek tüzüğünün buna cevaz vermediği ve talebin kabulünün mümkün olmadığı bildirilmiştir. Dernek Genel Kurulu derneğin en üst karar organıdır....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf dilekçesinde özetle; Alınan raporlar incelendiğinde dernek hesaplarından çıkan kasa açıkları toplandığını ve yekün olarak müvekkilin uhdesinde kabul edildiğini, oysa ki muhasebe tekniklerinden kaynaklanan kasa açıkları bulunduğunu, muhasebe açıklarından kaynaklı kasa açıklarından müvekkilin sorumlu tutulması eşyanın tabiatına aykırı olduğunu, zira müvekkilinin dernek sekreterliği görevini yaptığını, dernek muhasebecisi olmadığını, hayali gelir ve üye aidatları olarak ifade edilen miktarların dernek banka hesaplarında görünmesi gerektiğini, ancak dernek hesap kayıtları incelendiğinde böyle bir gelir görünmeyeceğini, bunların tamamının müvekkilin uhdesinde olması yine akla aykırı olacağını, zira her yıl dernek muhasebe kayıtları ibra edildiğini, davalının iddia ettiği gibi müvekkil üyelerin aidatlarını ve mükerrer giderleri kendi uhdesine geçirmiş olsa bunu dernek başkanları, dernek muhasebecileri ve diğer...

          Dernek yöneticilerinin pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. (Yargıtay 7. HD. 2008/3609- 5002 E.K. sayılı kararı) Somut olayda dava, feshi istenen dernek tüzel kişiliğine karşı açılmış, ancak mahkemece dernek yöneticilerine de husumet yöneltilerek devam olunmuştur. Buna rağmen dava dilekçesi dernek tüzel kişiliğine tebliğ edilmemiş, dernek yöneticilerine tebliğ edilmek suretiyle taraf teşkili usulüne uygun bir şekilde sağlanmadan davanın esasına girilip karar verilmiş ve bir de yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davalı dernek yöneticileri sorumlu tutulmuştur. Bu durum, HMK. nın 353/1- a/4. Maddesi uyarınca kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi nedenidir. O halde, dava dilekçesi usulüne uygun bir şekilde dernek tüzel kişiliğine tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına girilerek bir karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

          Somut olayda, Derneğin Kayseri Şubesinin genel kurul toplantısının iptali istenmiş; dava dilekçesinde davalı olarak dernek şubesi gösterilmiş ve dava dilekçesi dernek genel merkezi yerine dernek merkezini temsile yetkisi olmayan dernek şubesine tebliğ edilerek yargılama yapılmış ve karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan hukuksal olgular ve şubenin tüzel kişiliğinin dolayısıyla davada taraf ehliyetinin bulunmadığı gözetildiğinde, davada taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp karar verildiği anlaşıldığından; dava dilekçesinde dernek şubesinin hasım gösterilmesinin temsilcide yanılma olduğu kabul edilerek, dava dilekçesi ve duruşma gününün tüzel kişiliği bulunan dernek adına ve genel merkez adresine tebliğe çıkarılması, dernek yetkilileri veya vekilleri duruşmaya geldikleri takdirde davaya karşı diyeceklerinin tespiti ile delillerinin ibraz etme imkanı tanındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi yerine, bu imkan tanınmadan işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir....

            Yine TMK'nin 67.maddesi kapsamında dernek tüzüğünde ihraç sebeplerinin düzenlenmemesi sebebi ile ihraç edilen üyenin ihraç sebebinin haksız olduğunu ileri sürerek bu kararın kaldırılması için dava açabilir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Esas no: 2018/1777 Karar no: 2018/15345) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 73. maddesinde, kayıtlı üyelerden oluşan dernek genel kurulunun derneğin en yetkili karar organı olduğu; 83. maddesinde ise, sadece genel kurul kararlarının iptalinin istenebileceği, diğer organlarının kararlarına karşı dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamayacağı hükme bağlanmıştır....

            UYAP Entegrasyonu