Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sigortası yapıldığını, sözleşmede otomatik yenilenme süresinin 2 yıl olarak gösterildiğini, bu akit şartının gereği olarak davalı kurumun 04/03/2010 tarihi ile 04/03/2011 tarihi bakımından otomatik olarak poliçeyi aynı numara ile yenilediğini, ancak 04/03/2011 tarihinden itibaren başlayacak ikinci yıl bakımından sözleşmeyi yenilemediğini, bu nedenle deprem hasarının müvekkiline DASK tarafından ödenmediğini, davalının ihmali nedeniyle ortaya çıkan zararının ödenmesi gerektiğini, davalı kurumun sözleşme gereği otomatik olarak yapması gereken poliçeyi yenilemediğinden kusurlu olduğunu ve sözleşmeyi ihlal ettiğini, sözleşmede otomatik yenileme talimatı olmasa bile 587 sayılı ve 25/11/1999 tarihli Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 9/3.maddesi uyarınca davalının bildirim yapmadığından deprem hasarından doğan zararı ödemek zorunda olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 63.602,00 TL'nin ihtar tarihi olan 24/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek...

    ın acentesi konumunda poliçe düzenlediğini, ZDSGŞ'nın 1. maddesi gereği de deprem hasarları için sorumluluğun ...'a ait olduğunu, acente olan davalının hasarı tazmin yükümlülüğü bulunmadığını, bu nedenle davalıya husumet düşmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Dahili davalı ... vekili, mecburi dava arkadaşlığı olmadığından davaya dahili davalı olarak eklenmelerinin mümkün olmadığını, davalı kurum davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 8.000,00 TL. maddi tazminatın deprem tarihi olan 05.10.2012'den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ...Ş. vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, zorunlu deprem sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....

      Davalı ... vekili cevap dilekçesi ve duruşmalardaki beyanlarında; ilk depremden sonra dava konusu konutta meydan gelen hasar durumunun davacı tarafından kasıtlı olarak bildirilmediğini, ayrıca aynı sitede bulunan bir kısım vatandaşlara ilk deprem sonrası tazminat ödendiğini, davacının konutunun da ilk deprem sonrası hasar aldığını ilgili mevzuat uyarınca davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın davalı ... yönünden kısmen kabulü ile; 46.510,80 TL nin 23/02/2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'...

        İşin ticari nitelikte olması nedeniyle mahkemece bu istemin kabulü yerine alacağa yasal fazi yürütülmesi doğru olmamıştır. Ayrıca eksik ve ayıplı imalâtın giderilme bedelinin ilk davanın açıldığı tarihteki mahalli rayiçler dikkate alınarak saptanması gerekirken birim fiyatlardan yapılan hesaplamayla bulunan miktara hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Mahkemece sözleşme hükümleri uyarınca inşaatın teslimi gereken tarih 31.10.1999 olarak belirlenip gecikme alacağı hesaplanmış ise de davalı cevabında 17 Ağustos 1999 da meydana gelen deprem sebebiyle işlerin geciktiğini savunduğundan, mahkemece ilgili merciilere müzekkere yazılarak Bursa ilinde deprem nedeniyle inşaatlar durdurulmuş ise saptanacak sürenin teslimi gereken tarihe eklenerek gecikme alacağı hesaplanmalıdır. Öte yandan daha öncesinde temerrüt oluşmadığı halde eksik işler için 31.10.1999, gecikme alacağı için ise dava ve ıslah tarihleri yerine belirtilen tarihlerden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline ait bağımsız bölümün Van ilinde 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde meydana gelen depremler nedeniyle yapılan hasar tespit çalışmalarında konutun orta hasarlı olduğu yönünde rapor verildiğini, davalı ile 7.12.2011-7.12.2012 tarihlerini kapsayan zorunlu deprem ... poliçesi düzenlendiğini, bu iki depremden sonra çok sayıda artçı deprem meydana geldiğinden orta hasarlı birçok binanın da ağır hasarlı hale gelip müvekkilinin konutu hakkında yıkım kararı verildiğini, davalının poliçe düzenlenmeden önce konutta eksper incelemesi yaptırarak poliçeyi düzenlediği halde, başvuruya rağmen tazminat ödemediğini beyanla, belirsiz...

            Davacılar, mülkiyetlerindeki dairenin deprem nedeniyle yıkılması sonucunda ev ve içindeki eşyaların bedeli ile desteklerinin hayatını kaybetmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile, iş sahibinin kooperatif, yüklenicinin ise limited şirket olması nedeniyle kooperatif tüzel kişiliği ile limited şirket aleyhine dava açılmayarak bizzat.... aleyhine dava açılması nedeniyle .... aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine; davalılardan ...'un bir kısım itirazları ile ilgili bozma kararı verilmiştir. Dosya kapsamından; davacılar tarafından .... Mahkemesinin 2007/443 esas sayılı dosyasında.... Turizm Limited .......

              Şirketi'nden konut kredisi kullandığını, bu kredinin ödemelerinin halen devam ettiğini, kullanılmış olan bu konut kredisi sebebiyle konut kredileri ile bağlantılı olarak yapılması gereken zorunlu deprem sigortasının son olarak 24.10.2015 tarihinde yenilendiğini, fakat devamında davalı bankanın kusuru sebebiyle yenilenmediğini, ülkemizde meydana gelen 06.02.2023 tarihindeki deprem sebebiyle konut kredisi hala devam eden müvekkiline ait evin zarar gördüğünü, fakat davalı bankanın ... Poliçesini yenilememiş olması sebebiyle müvekkilinin ... ödemesi alamadığını beyan ile müvekkilinin ... sigortasının yapılmaması sebebiyle oluşan zararın tazmini için fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL'nin davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Davacı, davaya konu deprem olayı sonucu ağır hasar görüp yıkılan evi nedeniyle, DASK poliçesi kapsamında 75.000,00 TL. tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, 16.02.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporu benimsenip, davacının talebiyle de bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporu incelendiğinde; sadece, davalıların zarardan sorumluluklarına ilişkin tespitler yapılıp, DASK poliçesindeki teminat limiti olan 76.700,00 TL'den davalıların sorumlu olduğu şeklinde görüş bildirildiği; davacının hasar gören konutunda oluşan gerçek zararın belirlenmesi için bir hesaplama yapılmadığı görülmektedir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/367 D.İş Sayılı tesbit dosyası ve belediye işlem dosyası kapsamı, ve oluşturulacak uzman bilirkişi kuruluna incelettirilmeli, inşaatın 1975 Deprem Yönetmeliğine, fen ve sanat kurallarına, Yasa ve sözleşme hükümlerine uygun şekilde yapılıp yapılmadığı ve dolayısıyla inşaat ayıplı yapılmış ise, çökmesinin inşaatın ayıplı yapılmasının sonucu olup olmadığını gerekçeleri de gösterilmek suretiyle açıklayan bilirkişi kurulu raporu alınmalı ve çökmenin, kusurlu imalât sonucu gerçekleşmiş olduğunun tesbiti halinde de davalı yüklenicinin kazanılmış hakkı gözetilerek; 8.926,00 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahalli mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporuna dayanılarak taşınmazın deprem yönetmeliğine, fen ve sanat kurallarına aykırı yapılması nedeniyle yıkıldığı anlaşldığından davalının binanın zamanında teslim edilmemesi nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle...

                    Keşif sırasında yapılan gözlemlerde; mevcut yapıların yaklaşık %80 civarındaki önemli bir bölümünün yapısal sisteminin yığma olduğu, yaklaşık %10 civarında betonarme ve %10’luk bölümünün ise harabe yapılardan oluştuğu, 1 ve 2 katlı binaların yoğun olarak bulunduğu bölgede binaların genellikle düzensiz ve birbirlerine yakın inşa edildikleri, görünen kalitesi kötü olan pek çok yığma binaya rastlandığı, 3. derece deprem bölgesinde olan alanın deprem tehlikesinin çok yüksek olmadığı; ancak, yapı stokunun çoğunluğunun yaşı ve görünen kalitesi dikkate alındığında, özellikle yeterli mühendislik hizmeti görmeden inşa edilmiş olan ve zamanla çevre koşulları nedeniyle yapısal özelliğini kaybetmiş olan bazı yapıların deprem etkisi altında riskli olduğu, bölgedeki oldukça dar olan ara sokaklar nedeniyle olası bir deprem sırasında bu bölgelerde ulaşımı engelleyen durumlar ortaya çıkabileceği görüşüne yer verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu