Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme kararı sonrası, depo edilmesi gereken bedelin idare tarafından ikmal edildiği, karara karşı davacı vekilince istinafa başvurulduğu anlaşılmıştır. Gerçekten de, davacı idarenin sunduğu banka dekontundan, ilk derece karar tarihinden sonra 22.07.2019 günü depo edilmesi istenen bedelin bankaya yatırıldığı anlaşılmaktadır. Son celsede bedelin yatırılmaması sebebiyle ilk derece mahkemesince mevcut duruma göre 2942 S.K'nun 10/8 maddesi doğrultusunda değerlendirme yapılmıştır. Ancak karar tarihinden sonra mahkemece belirlenen kamulaştırma bedelinin depo edildiği anlaşıldığından davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mahkemesine gönderilmelidir. Tarafların verilecek yeni karara karşı istinaf başvuru haklarının ellerinden alınmaması bağlamında istinaf kanun yoluna sadece davacının da geldiği gözetildiğinde yeni hükmün dairemizce değil ilk derece mahkemesince yapılması gerekir....

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun tahsili ve karşılıksız çıkan çekler için bankanın sorumlu olduğu miktarın depo edilmesi istemine dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatına karar verilmesine ilişkindir. Davalı davaya cevap vermediği gibi yargılamaya da katılmamıştır....

    Nakde dönüşmeyen ve depo edilmesi talep edilen 1.845,00 TL gayrinakdi alacağın davalılardan tahsili ile davacı banka nezdinde açılacak gelir getirmeyen bir hesaba depo edilmesine karar verilmiştir....

      Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporun sonucu davalı defterlerinde bile davalının davacıya 156.269.34 YTL borçlu gözüktüğü, depo emrine esas olarak alacağın hesaplanıp davacı vekilinin depo emrinin tefhim edilmesine rağmen tefhimden sonra sehven 15.400.00 YTL’lik ödeme yapıldığını, kısmi ödeme nedeniyle yeniden depo emri hesabı yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, kısmi ödemenin masaya kayıt sırasında mahsup edileceğini, bu nedenle davalının iflasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda; kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için, birinci defa verilen 15 günlük sürenin gereken yaptırım ihtarını içermediği için yasaya uygun bir süre olmadığı anlaşılmıştır. İkinci sürenin usulüne uygun olduğu anlaşılmakla birlikte, birinci süre usulsüz olduğu için Kamulaştırma Kanunu'nun 10/8 maddesindeki "iki defa süre verilmesi" hususunun yerine getirilmediği, dolayısıyla bedelin depo edilmesi yönünde yasaya uygun süre verilmediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki; kamulaştırma fark bedelinin 412.959,60 TL'lik kısmının karar tarihinden sonra 07/09/2020 tarihinde depo edildiği anlaşılmıştır....

        kefiller yönünden depo hükmü kurulması doğu görülmemiştir. 3-Dava, iade edilmeyen çeklerle ilgili asgari ödeme yükümlülüğü kapsamındaki bedellere yönelik depo talebine ilişkin olup talebin niteliği itibariyle davanın kabul edilen kısmı yönünden davacılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

          Dosyadaki bilgi ve belgelere kararın dayandığı gerekçelere göre; davacı idare vekilince, 03/03/2021 tarihli dilekçesi ile depo edilen 9.780,15-TL'nin davacıya iade edilmesi için ilgili bankaya müzekkere yazılmasının talep edildiği, Mahkemece 06/08/2021 tarihli Ek Karar ile HMK'nın 305/A maddesinde belirtilen durumların bulunmadığı, depo edilen bedelin davacı kuruma iadesine ilişkin bir ibare bulunmadığı, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen bir husus bulunmadığı, HMK'nın 305/A maddesindeki koşulların oluşmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş, redde dair bu Ek Karar da davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            Mahkemece 29/04/2013 tarihli duruşmada hazır bulunan davacı idare vekiline tespit edilen bedeli depo etmek üzere 2 haftalık süre verildiği, 27/05/2013 tarihli duruşmada; bedelin bloke edildiği halde 21/04/2014 tarihli duruşmada davacı idare vekiline bedelin depo edilmesi için gelecek celseye kadar süre verildiği, 26/05/2014 tarihli duruşmada ise eksik kalan kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için bu defa 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde yatırılmadığı takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtar edildiği, 30/06/2014 tarihinli duruşmada para yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Acele kamulaştırma bedeli mahsubu ile kalan bedel 896,62-TL’nin 28/05/2013 tarihli dekont ile depo edildiği anlaşıldığından, davanın kabulü gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

              Dolayısıyla, takipte, alacaklı banka tarafından, ihtarnamede istenen ve itirazsız kesinleşen 10.405,00 TL gayri nakdi bedele yönelik depo talebinde bulunulmasında bir isabetsizlik yoktur. O halde, mahkemece, gayri nakit alacak bedelinin depo edilmesi istemi yönünden icra emrinin iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, gayri nakit alacakla ilgili depo isteği bakımından icra emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ancak sözleşmenin kefilin sorumluluğunu düzenleyen 20.maddesinde davacı bankanın gayri nakdi riskler için depo talebinde bulunabileceğine dair açık hüküm bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle davalı kefilin çek yaprakları sorumluluk bedeli ve mer'i teminat mektupları bedellerinin depo edilmesinden sorumlu tutulması hatalı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.... " denilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu