Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İrtifak hakkı, tescilin terkini veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olmasıyla sona erer (TMK m.783). Lehine irtifak kurulan taşınmaz için bu hakkın sağladığı hiç bir yarar kalmamışsa, yüklü taşınmazın maliki bu hakkın terkinini isteyebilir. Yüküne oranla çok az yarar sağlayan bir irtifak hakkının, bedel karşılığında kısmen veya tamamen terkini istenebilir (TMK m.785). Genel yola bağlantısı bulunmayan taşınmazlar için, yol ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan geçit hakkı, bu ihtiyacın sona ermesi ile birlikte ya da yüküne oranla çok az yarar sağladığı kanıtlandığı takdirde hukuksal temelini de kaybedeceğinden, böyle bir durumda yükümlü taşınmazın maliki de bedel karşılığında taşınmazı üzerinde kurulan geçit hakkının kaldırılmasını isteyebilir. Geçit hakkının kaldırılması davalarında, davacı tarafından geçit ihtiyacının sona erdiğinin veya kaldırılması istenen geçitin davalının taşınmazına, yüküne oranla çok az yarar sağladığının kanıtlanması gerekir....

    Belirlenen bedele ve yapılan ödemeye göre irtifak şerhi nedeniyle taşınmazın tamamında oluşan değer kaybının 0,004263 TL olduğu tarafımızca hesaplanmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan keşiften sonra değer kaybı oranı üzerinden belirlenen irtifak bedeli usulüne uygun değildir. Zira Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 2019/7309 Esas-2020- 1175 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava konusu uyuşmazlık Kamulaştırma Kanununun 22.maddesi uyarınca tarafların anlaşmasıyla vazgeçme ve devir değil dava konusu taşınmazdan geçen enerji nakil hattının deplase edilmesi nedeniyle söz konusu irtifak hakkının bedeli karşılığı terkini, yani Borçlar Hukuku anlamında bir icap ve kabul ilişkisi temeline dayanmakta olup irtifak hakkı bedelinin; Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin 11. maddesinin hükümleri kıyasen uygulanarak belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır....

    Yetkili ve görevli mahkeme ve yargılama usûlü başlıklı 37. maddesinde de "Bu Kanundan doğan tüm anlaşmazlıkların adli yargıda çözümlenmesi gerekenleri, taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemelerinde basit yargılama usûlü ile görülür." hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamından, davacı davasında, şirkete ait ... ili, ... ilçesi, 172 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ... lehine tescilli 65 m²'lik irtifak hakının bedelsiz olarak terkini ile şirketin başvurusuna rağmen, konusuz kalan irtifak kaldırılmaması sebebiyle uğramış olduğu 1.000,00.-TL tazminatın davalılardan tahsili ile ayrıca taşınmaz üzerindeki irtifak hakkının bedelsiz olarak terkinine karar verilmesini talep ettiği, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı anlaşılmıştır....

      bucağı, ... mevkii Ada 118, parsel 1 de kayıtlı taşınmazdaki intifa hakkına dayanarak tazminat istemi ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış, davalı ise karşı dava ile intifa hakkının terkini ve tazminat istemiştir. Karşı davacının taşınmaz üzerindeki intifa hakkının terkini istemi, intifa hakkı sahibinin şahsına bağlı irtifak haklarından olduğundan HUMK.nun 13/2 maddesi gereğince irtifak hakkı iddialarına dair davaların irtifak hakkının bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir. İrtifak hakkının bağlı bulunduğu taşınmaz ... ilçesi idari sınırları içerisinde olduğundan, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi yerine davanın esastan karara bağlanması, kamu düzeni ile ilgili yetki kuralına aykırılık teşkil ettiğinden doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

        GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ilkesi dikkate alındığında; Dava konusu taşınmazların tapu kaydı üzerinde 14/03/1991 tarihinde irtifak hakkı tesis edildiği, davacı tarafından idare tarafından takdir edilen bedel ödenerek hattın 28/02/2018 tarih 84061 sayılı yönetim kurulu kararı ile demonte edildiği ve tapu kaydındaki irtifak hakkının terkin edildiği anlaşılmakla; Dava konusu taşınmazlar üzerinde tesis edilen irtifak hakkı nedeni ile varsa davalı idareden kamulaştırma ve ödeme belgeleri celp edilerek dava konusu taşınmazlar için kayıt malikine ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılarak, ödeme yapılmadığının anlaşılması halinde irtifak hakkının da bedelsiz terkini gerekeceği düşünülmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, Doğru görülmediğinden, sair istinaf nedenleri incelenmeksizin yukarıda açıklanan eksiklik giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine...

        Dava tarihinden önce söz konusu hattın deplase edildiği davalı kurum tarafından bildirilmiştir. Her ne kadar söz konusu hat zeminde bulunmasa da taşınmazın kaydında irtifak hakkı şerhi bulunduğundan, dava konusu taşınmazdan geçen enerji nakil hattının deplase edilmesi nedeniyle söz konusu irtifak hakkının bedeli hususunun Borçlar Hukuku anlamında icap ve kabul ilişkisi temeline dayandığı hususu da dikkate alınarak ilgili idareden irtifak tesisi karşılığında bedel ödenip ödenmediğine ilişkin tüm belgeler dosya arasına alındıktan sonra, ödeme olgusu tam olarak ispatlanırsa davanın reddine ispat olunamazsa yukarıda yazılı yöntem ile kamulaştırmasız el atma tazminatının belirlenerek hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davalı TEDAŞ açısından da davanın redddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır (Y. 5. H.D. 2022/8194 E.-17033 K. 28.11.2022 T)....

        Mahkemece davanın kabulü ile; irtifak hakkı şerhinin kaldırılması bedelinin 3.584,76- TL olarak kabulüne, bedelin davalı idareye ödenmesine, taşınmaz üzerinde bulunan daimi irtifak hakkının ve tapudaki şerhin kaldırılmasına karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; irtifak hakkının bedelsiz olarak terkini gerektiğini, irtifak hakkı bedelinin tamamının faizi ile idareye iade edilmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ileri sürmüştür. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; demontaj işleminin yapılmasının irtifak hakkının kaldırılmasına gerekçe gösterilemeyeceğini, davanın süre yönünden reddi gerektiğini, irtifak şerhinin iptalinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür....

        Kural olarak üst hakkı tesisi, önce tarafların üst hakkı kurulması konusunda yazılı veya sözlü anlaşmış olmaları, ilgili tapu siciline giderek iradelerini resmi senet düzenlemeye yetkili olan memur huzurunda açıklayıp üst hakkı kuruluş senedi yapmaları,  sonra da resmi memurdan üst hakkının bir irtifak hakkı olarak taşınmaz kaydına şerh edilmesi veya tescilini istemeleri suretiyle olur. Somut olayda da; yukarıda açıklanan niteliklerde bir üst hakkı mevcuttur. Diğer irtifak haklarında olduğu gibi üst hakkı da sürenin sona ermesi ile veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olması ile terkin edilebileceği gibi Türk Medeni Kanununun 831. maddesi uyarınca sözleşmeye aykırılık nedeniyle de terkini mümkündür....

          İrtifak hakkının günümüz koşulları dikkate alındığında yağmurluk ve çamaşırlık ihtiyacının tamamen ortadan kalkdığı; ışıklık ihtiyacı için ise yüküne oranla sağladığı yararın çok az olduğu görüldüğünden ve 15 ve 28 numaralı parsellerin ışıklık ihtiyacının 28 numaralı parselin 1, 2 ve 3. katlarında bırakılacak minimum arka bahçe mesafesi karşılanması şartıyla dava konusu irtifak hakkının devamına gerek olmadığı kanaatine varılmıştır." görüşüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere irtifak hakkının terkini "28 parselin 1, 2 ve 3. katlarında bırakılacak minimum arka bahçe mesafesi karşılanması şartına" bağlanmıştır. Mahkemece bu husus gözardı edilerek irtifak hakkının terkinine karar verilmiştir. Oysa davalı parseline plan ve projesi belediyece onaylanan ruhsata göre bina yapılmış ve yapı kullanma izin belgesi alınmıştır. Davalının ışıklık ihtiyacı devam etmektedir....

            Davacı, taşınmaz kaydındaki bu irtifak haklarının anılan 14. madde kapsamında usulsüz tesis edildiği iddiasında ise de bu iddiası açıklanan nedenlerle yerinde değildir. Ancak sonuç olarak istemi tapu kaydındaki irtifak hakkının terkini olduğuna göre bu irtifak hakkının gerek anılan 14.maddesi kapsamında gerekse Medeni Kanunda düzenlenen irtifak hakkının sona ermesine ilişkin hükümler uyarınca değerlendirilmesi davanın hak sahipleri aleyhine açılması gerektiği olgusunu değiştirmeyecektir. Hal böyle olunca da, davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına 01.05.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu