Ziraat Odası başkanı olan sanığın, Ziraat Odası çalışanı olan katılanın maaşının asgari ücretten ödenmesi nedeniyle bu uygulamanın iptaline dair Malatya İdare Mahkemesi kararını yerine getirmemesi şeklindeki eyleminin bu madde kapsamında kabulüne ve sanığın kamu görevlisi gibi cezalandırılabilmesine olanak bulunmadığı, sanığın özgü suç niteliğindeki görevi kötüye kullanma suçunun faili olamayacağı, eylemin Kabahatler Kanunu'nun 32. maddesinde düzenlenen "emre aykırı davranış" fiilini oluşturacağı anlaşılmış ise de anılan maddede öngörülen idari para cezasının miktarına göre eylem tarihi olan 19/09/2014 tarihi ile temyiz inceleme günü arasında 5326 sayılı Yasa'nın 20/2-c maddesinde öngörülen 3 yıllık soruşturma zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından, hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca bu hususta bir karar verilmesi mümkün olduğundan gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle...
TÜRK MİLLETİ ADINA 1-Oluşa ve dosya içeriğine göre; akıl hastası olduğu söylenen maktul ile ... süredir evli olan sanığın, olay öncesi alkol alıp eşine kötü muamelede bulunduğu, akıl hastalığı nedeniyle maktulün kendi kendine konuştuğu, olay günü de yine kendi kendine konuşmasından rahatsız olan sanığın maktule tokat attığı, maktulün konuşmaya devam etmesi üzerine önce bıçakladığı daha sonrada göğüs ve boyuna bası uygulaması sonucu ölümüne neden olduğu olayda; maktulden kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturacak herhangi bir söz ve davranış bulunmadığı halde sanığın daha az ceza almaya yönelik sonradan geliştirdiği kendisine küfür ederek "maktulün eline aldığı bıçakla üzerine yürüdüğü" şeklindeki savunmasına itibar edilerek haksız tahrik nedeniyle TCK.nun 29.maddesi uyarınca cezasından indirim yapılması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun niteliği...
ın yapılan yargılanması sonunda; eyleminin itidal ve muvazene harici davranış vasfında kabulüyle davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına dair, Ceyhan Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 27.4.2005 gün ve 2004/12 Esas, 2005/429 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi O Yer C.Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: O Yer C.Savcısının temyizinin tehdit suçundan kurulan beraet hükmünü kapsamadığı, münhasıran sarkıntılık suçundan kurulan hükme yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede; Mağdureye birden fazla telefon açmak suretiyle beraber olmak, arkadaşlık yapmak, buluşmayı istemek şeklinde sanığın sırnaşıkça hal alan eylemlerinin 765 sayılı TCK.nun 421/2. maddesinde belirtilen sarkıntılık suçunu oluşturacağı gözetilip mahkümiyet hükmü kurulması gerekirken, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek eylemin 765 sayılı Yasanın 547. maddesi kapsamında değerlendirilerek davanın...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 6217 Sayılı kanunun 13.maddesinin Anayasa Mahkemesinin 20.11.2011 tarih ve 2011/54-142 sayılı kararı ile iptal edilmesi karşısında mahkemenin 22.04.2011 tarihli temyiz harcı ödenmemesi nedeniyle temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararının kaldırılarak yapılan incelemede; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır....
Merkez şubesine ait 13.06.2007 tarihli 40.000 Amerikan Doları değerinde ki çeki katılan şirkete verdiği iddia edilen olayda; suça konu sahte çekin keşide yerinin bulunmaması nedeniyle çek niteliği taşımadığı, bu nedenle özel belgede sahtecilik suçunun oluştuğuna ve önceden doğmuş borca karşı verilmiş olması nedeniyle dolandırıcılık suçunun oluşmadığına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafi ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 28.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık (değişen suç vasfı nedeniyle karşılıksız çek keşide etme) HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır....
Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Sanığın, evinde misafir olarak bulunan yeğeninin eşi tanık ...’ı, banyoda düşmesi nedeniyle çenesinden yaralanarak bayılması üzerine tedavi için ...’ne götürdüğü, tanık ...’in üzerinde kimliğinin bulunmaması nedeniyle kendi eşi ...’ın kimlik ve sağlık karnesini vererek tedavisini yaptırdığı olayda; sağlık karnesinin ve nüfus cüzdanının tanık ...'...
Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi,kullanılan hilenin şekli,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda; sanıklardan ...'un rahatsızlanması nedeniyle, devlet hastanesine gidip, diğer sanık ...'e ait yeşil kartı kendisine aitmiş gibi ibraz ederek başvurması üzerine tedavisinin yapıldığı böylelikle kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucunda; sanık ...'...
Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda; sanıkların 10.11.1978 tarihinde vefat eden babalarından yetim aylığı almak amacıyla, eşlerinden anlaşmalı olarak boşandıkları, ancak fiilen birlikte yaşamaya devam ettikleri boşanma nedeniyle sanık ...'in 30.01.2007, sanık ...'...
Kredi ve Yurtlar Kurumu yemekhane işletmesinin özel hukuk statüsüne tabi olması nedeniyle Ceza Hukuku uygulamasında "kamu görevlisi" sayılmayan ve "kamu görevlisi gibi" cezalandırılması olanağı bulunmayan işletme yetkilisi olan sanığın, ......
