Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, markanın gerçek hak sahibinin davacı şirket olduğunun anlaşıldığı bu nedenle gerçek hak sahipliği yönünden de davaya konu markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği, kötü niyetli tescil nedeniyle, hükümsüzlük talebi yönünden ise, kötü niyet nedeniyle hükümsüzlük taleplerinde asıl olan iyi niyet olduğu için ispat yükü iddia edene ait olup davacı tarafından taraf markalarının --- üzerinde kullanıldığı, davalının aynı sektörde faaliyet göstermesi nedeniyle davacı markalarından haberdar olması gerektiği belirtilerek kötü niyet iddiasında bulunulmuş dosya içerisindeki belgelerden ve alınan bilirkişi raporlarından taraf markalarının birebir aynı ve aynı ürünler üzerinde kullanıldığı, davalının davaya---- markasının davacı tarafından kullanıldığının bildiği veya bilmesi gerekeceği, davalının davaya konu marka başvurusundan önce davaya konu ------ markasının kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerekeceği bu nedenle davalı marka başvurusunun kötü niyetli olduğu, kötü niyetli tescil halinde...

    Kaldı ki tescil idari bir işlem olup trafik kaydındaki tescilin iptal ile yeni kayıt ve tescile karar verilmesi, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı bir karadır. Oysa Adli yargı yerinde. İdareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez. Yalnızca mülkiyetin tespiti hususunda hüküm kurmakla yetinilmelidir. Trafik tescil kaydının iptali ile yeni kayıt ve tescile karar verilmez....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, hasımsız olarak 21/04/2016 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 02/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, araç mülkiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı hasımsız olarak açtığı eldeki davada, traktörü yıllar önce adi senetle tanımadığı bir kişiden satın aldığını, buna ilişkin faturasının bulunmadığını, bu traktörün trafikte kayıtlı olmaması sebebiyle plakasının bulunmadığını belirtirek traktörün mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.01.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil (önalıma dayalı) talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, 16 adet taşınmazdaki davalı adına kayıtlı hisselerin ön alım hakkı sebebiyle iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda elbirliği mülkiyeti bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

        Somut olayda; ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesi üzerine iş bu karar davacı tarafından istinafa konu edilmiş ise de, davacı davaya konu taşınmaz hissesini haricen satın aldığını ve üzerine ev inşaa ettiğini beyan etmektedir. İzah edildiği üzere tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması zorunlu olup bu husus geçerlilik koşuludur. Davacının harici satış sözleşmesi ile davaya konu taşınmaz hissesini satın aldığı tarihte davaya konu taşınmaz tapulu olduğundan ilk derece mahkemesi tarafından yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmayıp, bu nedenle davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Kahramanmaraş 5....

        Bu hükümler karşısında taşınmaz üzerinde bulunan ve bütünleyici parça niteliğindeki bina, ağaç gibi muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceğinden kural olarak ve aksine bir kanun hükmü bulunmadıkça muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemez ve mahkemelerce de anılan kanun hükümleri gözardı edilerek mülkiyet tespitine karar verilemez. Böyle bir durumda "Çoğun içinde az da vardır" kuralı gereği ve davacının istemi içinde muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteminin bulunduğu gözetilerek davanın buna göre muhdesatın tespiti olarak görülüp sonuçlandırılması gerekir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, dava konusu 12 parsel sayılı taşınmazdaki binanın ve ağaçların vekil edenine ait olduğunu açıklayarak, binanın ve ağaçların mülkiyetinin vekil edenine ait olduğuna karar verilmesini istemiştir. Davalılardan Hazine vekili davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir....

            Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." Tapuya kayıtlı taşınmazların harici satışı geçersiz olduğundan davacının tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilmesinde yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Ne var ki davacı yanın dava dilekçesinde terditli olarak tazminat talebi de bulunmakta olup bu konuda hiç bir araştırma yapılmadığı gibi hiçbir gerekçeye de yer verilmemiştir....

            İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacıya ait aracın dava dışı 3.kişi tarafından sahte kimlik belgesi ile satışı sebebiyle satış senedinin iptali, araç mülkiyetinin tespit ve tescili aksi halde araç bedelinin davalıdan tahsili istemine yöneliktir. Davaya konu 34 XX 704 plakalı aracın davacıya ait olduğu, aracın maliki rızası hilafına elinden çıktığı iddiasının Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mah.sinin 2017/270 E. 2018/319 K. sayılı kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişilerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla yapılan yargılamada sanık Volkan Aydın'ın" davaya konu aracı davacıya ait sahte kimlik ile davalıya sattığı" beyanı kapsamında mahkeme içi ikrar ile sabittir. Uyuşmazlığın çözümü için davacıya ait aracın rızası dışında elden çıkması sonucu uğranılan zararın davalıdan tahsil edilip edilemeyeceği hususunda toplanmaktadır....

            -------- marka -------- model hususi otomobilin kaza tarihi itibariyle piyasa rayiç değerinin 75.000,00 TL olabileceği, Bu kazanın sonucunda --------- plakalı araçta oluşan hasarın onarımının ekonomik olacağı, Davaya konu -------- Plakalı araçta bu trafik kazası nedeniyle herhangi bir değer kaybının oluşmayacağı, Davacı “--------- PLAKALI ARACIN KUSUR TESPİT RAPORU “ için KDV dâhil olarak 354,00 TL ödediği, Davacı “--------- PLAKALI ARACIN HASAR TESPİT RAPORU “ için KDV dâhil olarak 354,00 TL ödediği, Davacı “-------- PLAKALI ARACIN DEĞER KAYBI TESPİT RAPORU “ için KDV dâhil olarak 198,31 TL ödediği, --------- -------- sayılı yazısına göre kusur durumunun; --------- plaka sayılı araç sürüsünün % 75 ( yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu Sürücü --------- % 25 ( yüzde yirmi beş ) oranında kusurlu olduğu , Uyuşmazlık hususunda bilirkişiliğimce yalnızca teknik görüş bildirildiği şeklide tespitte bulunduğu görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu